Aman Allah’ım bu yükselişin yere çakılması mı?
Avrupalı muhafazakarların çok hızlı yükseklere çıkan gözdesinin sert inişi, hatta tabir yerindeyse yere çakılışı, merkez sağın aşırı sağcı söylemlerle yükseliş denemesinin bir sonucudur. Eski Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz, Halk Partisi [ÖVP] başkanlığından istifa etti ve siyaseti bıraktı. Ekim ayında başbakanlıktan ayrılmak zorunda kalan 35 yaşındaki Kurz’a yönelik baskılar, yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle son zamanlarda kendi partisinde […]
Avrupalı muhafazakarların çok hızlı yükseklere çıkan gözdesinin sert inişi, hatta tabir yerindeyse yere çakılışı, merkez sağın aşırı sağcı söylemlerle yükseliş denemesinin bir sonucudur.
Eski Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz, Halk Partisi [ÖVP] başkanlığından istifa etti ve siyaseti bıraktı. Ekim ayında başbakanlıktan ayrılmak zorunda kalan 35 yaşındaki Kurz’a yönelik baskılar, yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle son zamanlarda kendi partisinde de artmıştı. Bütün bu siyasi gelişmelerin gölgesinde daha önce hiç medya da dillendirilmeyen hamilelik süreci bitmiş ve Kurz’un bir oğlu dünyaya gelmişti. Kurz giderken, ‘oğlumla daha çok vakit geçirmek istiyorum’ diyecekti (…) Uyguladığı göç politikalarıyla binlerce çocuğun Akdeniz’de boğularak, sınırlarda donarak öldüğünü hiç düşünmeden.
Kurz, aşırı sağcı FPÖ’nün seçim kampanyalarında yasadışı göçle mücadele başlığı altındaki ırkçı yaklaşımını, partisinde ana başlık haline getirip sağ popülist bir çizgi izleyerek, bugünlerin geleceğinin yani yere çakılacağının işaretini vermişti.
Sağ popülist bir lider olmanın verdiği hızlı yükselişin esrarına kapılan Kurz, iktidara giden her yolun mubah olduğu yanılgısına kapılarak, ülkesinin siyasi tarihini unuttu. Avusturya siyasi tarihi, halkına çok hizmetler veren liderler gördü. Aynı ülke halkı, çok hizmet veren ancak toplumu bölen bu liderleri hiç unutmadı. Bugün hiçbiri rahmetle anılmamaktadır. Nasıl ki çok zeki bir lider olduğu söylenen Hitler rahmetle anılmıyorsa, Kurz’da çok iyi temennilerle anılmayacaktır.
Kurz’u doğuran ve bu günlere gelmesini sağlayan partisi ÖVP ise, Kurz’un miladının dolduğunu görerek, Kurz’u yaptıklarını sanki tek başına yapmış gibi yalnız bıraktı, – Ve ÖVP yeni bir Kurz yetiştirmeye başladığının işaretini verdi.
Claudia Plakolm 26 yaşında çok güzel bir kadın. Bugün ÖVP yönetimi tarafından devlet sekreterliğine atandı. Çok hızlı. Bana göre birkaç yıl sonra Kurz’un pozisyonuna gelecek. Yani “dişi” Kurz yetiştiriliyor.
Önümüzdeki ilk genel seçimlerde tabi ÖVP oy kaybına uğrayacak. Tamda bu noktada 2017’de olduğu gibi, Claudia Plakolm yeni bir umut olarak halka sunulacak.
Avusturya demokrasisi ve refah devlet anlayışının Balkan üçüncü dünya ülkelerine benzetildiği şu günlerde, kan tazelemek için Kurz’un gitmesi gerekiyordu. Herkes çok iyi biliyor ki Kurz hem pandemide hem de genel anlamda sorunlardan uzaklaşıp, yeni sorunlar yaratarak o sorunlarla mücadele ediyordu. Çünkü kendi yarattığı sorunları çözmek, yanıtını bildiği soruyu sormak gibiydi. Bu davranış tipik bir sağ popülist liderin portresidir.
Avusturya’nın başka sorunları vardı. Hatta ülkenin göç siyaseti gibi yapısal sorunları var. 1990 yılının ikinci yarısında AB’ye girdikten sonra biraz şekil alan göç siyaseti, göçün siyaset üzerindeki etki düzeyi sağ popülist bir liderlerden dolayı el yordamıyla güçlendirilmiş, ülkenin birincil sorunları haline gelmiştir. Kurz pandemi döneminde bile göçmenler üzerinden siyaset yapmak istemiş, tepkiler üzerine geri adım atmıştır.
Politikacılarla medya yöneticileri ve onlara bağlı gazeteciler arasındaki alışılmadık ilişkiler ağı, ülkede medyayı da bölmüş ve birçok medya kendilerine bir saf seçmek zorunda bırakılmıştır. Kurz medya üzerinde baskı kuran liderlerin başında yer almaktadır.
Avrupalı muhafazakarların süper starı Kurz’un ‘sağlam bir ahlaktan’ yoksun olduğu halk tarafından anlaşıldı. Halkın bunu anladığını ÖVP’de anlamış olacak ki Kurz’u dışlayarak yeni bir yapılanmaya gitti.
Şimdi bir sonraki ‘mucize çocuk’ bir yerlerden kafasını yavaş yavaş çıkarıyor. Bakalım o bize hangi tünelin sonundaki kamyonu, umut olarak sunacak…