Avusturya’da bir ilk mi?

Adem Hüyük

Avusturya’nın başkenti Viyana’da salı günü bir ilk yaşandı… Eski içişleri bakanı şimdilerde Avusturya Ulusal Meclis Başkanı Wolfgang Sobotka, Türkiye’nin Avusturya’da temsil edildiği en üst makam olan Türkiye Büyükelçiliğini ziyaret ederek objektif koşullarından bağımsız, sübjektif bir konuşma yaptı… Ve bu çok olumluydu…

21 Nisan 2016’dan 18 Aralık 2017’ye kadar Avusturya Cumhuriyeti İçişleri Bakanı olarak görev yapan Wolfgang Sobotka, 2200 kilometre uzaklıkta 15 Temmuz 2016 yılında Türkiye’de Askerî Darbe teşebbüsüne içerik olarak müdahil olmasa da zamansal olarak, darbe girişiminin Avusturya’ya yansımasına şahit olmuş bir siyasetçi…

Türkiye’nin sıkıntılı dönemlerinin birçok dünya ülkelerinde yankı bulduğu dönemlerde, 320 bin Türkiye kökenlinin yaşadığı bir ülkenin içişleri bakanlığını yapmış birisi olarak, durum karşısında yorum ve değerlendirme yapmayan birisi…

Sobotka, içişleri bakanı olana kadar Avusturya’da yaşayan göçmenlerin varlığına dair siyasal anlamda hiç fikir beyanda bulunmamış, Aşağı Avusturya Eyaleti sınırları dışında hiçbir popülist siyasi ütopyaya kapılmamıştır.

Avusturya’yı kaçınılmaz olarak etkileyecek olan Türkiye konjonktürüne kayıtsız kalmak isteyen bir içişleri bakanı…

Sobotka, içişleri bakanı olduğu ilk günlerde polisin etkisini artıran bir siyaset izlemesi ve daha sert mülteci yasaları ve en önemlisi, o dönem çok tartışılan, gösteri ve yürüyüşlerin Viyana dışında veya daha işlevsiz bölgelerde yapılmasını savunmasıyla gündeme geldi…

Bütün bunların yanında Sobotka’yı unutulmaz kılan ise, güçler dengesin bozmak istemesiydi. Sobotka, bütün farklı kurumların veri tabanına polisin mahkeme kararı olmadan girebilmesini savundu… Tabii ki bu Ulusal Konsey’in gündemine bile gelemedi…

Aslında Sobotka, mülayim bir insan olduğuyla bilinen bir kişiliğe sahiptir. Belki de bu iyimserliği öğretmen çocuğu olmasından kaynaklanıyordur…

Wolfgang Sobotka salı günü katıldığı resepsiyonla, aslında bana göre Avusturya siyasi tarihine geçebilecek bir girişim gerçekleştirmiştir… Çünkü Ulusal Konsey Başkanı, Türk büyükelçiliğinde yaptığı konuşma ile Sebastian Kurz nefretini kısmen de olsa biz göçmenlerin üzerinden kaldırmış oldu…

En başta dediğim gibi, Sobotka Avusturya’da ikinci cumhuriyet sonrasında ilkleri isteyen, kimi zaman bunu başaran, kimi zaman ise muhalefet partilerinin baskısıyla vaz gecen bir siyasi geçmişe sahip…

Sabotka, birinci ve ikinci cumhuriyet tarihinde Avusturya Ulusal Meclis Başkanı olarak; bildiğim kadarıyla, Türkiye’nin Avusturya’daki Büyükelçilik temsilciliğine giren ve demokrasi dersi vermeyen tek meclis başkanı…

Her ne kadar Meclis Başkanı Şentop’un Avusturya basınına verdiği demeçte, Viyana Kuşatmasına değinmeden, monarşi döneminde Viyana-İstanbul ve daha sonra Viyana-Ankara vurgusu yapsa da Viyana-İstanbul mazisi Avusturya’da aşırı sağcı ve merkez sağcılar tarafından pek unutturulmak istenmiyor… Ama bazı zamanlarda görmezden gelinmesi gerektiği, dünyanın en tecrübeli diplomatı Metternich’i yetiştiren Avusturya’da sorun yaratmıyor… İşte tam da o zamanlardan geçiyoruz…

Zira, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Viyana’da yaptığı resmi görüşmelerde, Ankara üzerinden bizi savunmamış, direk Viyana federal hükümeti üzerinden Türkiye kökenli 320 bin civarındaki vatandaşının temel insan haklarından, yaşam standartlarına kadar birçok alanda haklarının korunması ve hak ihlallerinin en demokratik biçimde sağlanmasını dile getirmiştir.
Avusturya Türkiye ilişkilerinde ekonomik ve siyasal dengelerin yer değiştirmesinin etkisi, şüphesiz bir gerçek…

Ancak görmezden gelinen bir başka etken daha var… Uzun zamandır takip ettiğim. Kimi zaman ters düştüğüm, ancak objektif bir yaklaşımla değerlendirdiğim zaman, Avusturya Türkiye ilişkilerinde Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun’un hakkını teslim etmem gerektiği kanısına, Avusturyalı gazeteci arkadaşlarımdan da teyit ederek vardım…

Her şeyden önce ülkenin bütün eyalet valileriyle görüşme yapması, bunun yanında büyük kentlerin belediye başkanlarıyla bir araya gelmesi, burada yaşayan bizler için bir kazanım olarak görülmelidir.

Ozan Ceyhun, bizzat benim de yer aldığım bir iftar davetinde, Avusturya Komünist Partili [KPÖ] Graz Belediye Başkanı Elke Kahr’i AK Parti Avrupa yapılanması olarak bilinen UID Graz mensuplarıyla bir araya getirdi… Türkiye’nin Viyana Büyükelçisinin kim olduğunu bile bilmediğimiz dönemlerden, Avusturya’nın yerel ve genel seçimlerinde bizden oy isteyen Türkiye kökenli siyasetçilerin görevini öğreten elçi ve konsoloslara sahip olduk…

Kim ne derse desin, Türkiye Avusturya ilişkileri iyi gittiğinde, fabrikada çalışan, aslında birbirinden başka dostu olmayan Avusturyalı ve Türkiye kökenli işçilerin bile, birbirine davranışı değişiyor…

Ülkeler arasındaki diplomasi kaçınılmaz olarak sabit kalamaz…

O yüzden, biz fillerin tepinmesinde çimen olmayalım…

Yayınlama: 30.11.2022
Düzenleme: 02.12.2022
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.