Biz, ezberlenmiş denklemleri bozuyoruz

Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan seçimlerde, yurt dışında kalıcı yaşam süren Türkiye kökenli seçmen, Türkiye siyasetinin ezberlenmiş denklemlerini bozuyor.

Yurt dışı seçmenlerin Türkiye’nin yönetilmesinde söz sahibi olmasını istedikleri kişi ya da siyasi partiye yetki vermesi, ancak yetki veren seçmenin yönetilmekle olan alakasızlığı, siyasi partilerin bu seçmene seçim kampanyalarında sunacağı vaatlerinde sınırlı olmasına neden olarak, yurt dışı seçmeninin kavramlar içerisinde boğulmasına kadar uzanıyor.

Yurt dışında başlanılan oy kullanma işlemlerinin ilk iki gününde Avusturya’da sandık kurulan Viyana, Salzburg ve Bregenz bölgelerine yaptığım ziyaretlerde, Türkiye siyasetinin diğer şeyler üzerinden denkleminin bozulmasının yanı sıra, geleneksel seçim vaatlerinde bu denklemin yerle bir olduğunu görmek zor olmadı.

Avusturya’da kurulan dört sandık bölgesinde yaptığım gözlemlerde, seçmenlerin oy verme davranışını yönlendiren birbirinden farklı nedenler görmek mümkün. Farklı talep ve beklentilerle yola çıkan seçmenlerin kimisi duygusal hareket etmekte kimisi ise pragmatik yaklaşımla sandığa gitmektedir. Ancak bu oy verme davranışını belirleyen etkenler arasında sosyo-ekonomik koşulların bir etkisi yoktur.

Avusturya’da Türkiye seçimleri için sandığa gidenlerin ezici çoğunluğu, sosyo-psikolojik ve sosyo-kültürel bir yaklaşımla tercihlerini yapmaktadır.

Seçmenlerle yaptığım bire bir ve toplu sohbetlerden edindiğim bilgilere göre, seçmen siyasi partilerin vaatleriyle çok ilgilenmiyor. Zaten siyasilerin yurt dışı seçmenine verebilecek çok vaatleride yok. Dolaysıyla Avusturya’dan “Kalıtımsal, sınırları kalın çizilmiş katı partizanlık” sandığa atılan oy pusulasının içinde bir ülkenin kaderini değiştirmek için yola çıkıyor.

En kolay seçim çalışması yurt dışında yapılandır. Yurt dışı seçmeninin Türkiye’ye her konuda olduğu gibi, seçimlerde de duygusal bir yaklaşım sergileyeceğini bilen siyasi partiler, bu nedenle Türkiye göçmenlerinin öznel anlatılarına önem veren nitel bir yaklaşım sergileyen bir politikaya ihtiyaç duymamışlardır. Göçmenlerin Avusturya’daki statü ve konumlarının geçicilikten kalıcılılığa dönüşmesiyle birlikte değişen sosyo-kültürel pozisyonları, siyasi partilerin vaatlerini daha soyut, dini ve ulusal temeller üzerine oturtmasını sağlamıştır.

Sonuç olarak, öteden beri yurt dışında kalıcı yaşam sürenlere Türkiye seçimlerinde oy hakkının verilmesinin, yurt dışında yaşayanlar için demokratik bir hak olarak görülse de Türkiye’de yaşayanların demokratik haklarına bir müdahale olarak görüyorum.

Son olarak yaşadığım bir diyaloğu aktarmak istiyorum.

Türkiye seçimleri kapsamında Avusturya’ya gelen bir iktidar parti yetkilisiyle yaşadığım diyalog esnasında, siyasetçi şu sözleri bana sarf etti; “Siz her ne kadar gazeteci olsanız da Türkiye siyaseti hakkında düşünceleriniz çok soyut. Yaşamadığınız bir ülkenin siyaseti hakkında derin konuşabilmek için o ülkede yaşamanız gerekir.”

Ben de siyasetçiye; Yaşamadığımız ülkenin siyasetinde ‘derin’ ve hatta kökten değişiklik yapabilecek ‘seçme’ hakkını veriyorsunuz ama […]

Yayınlama: 30.04.2023
Düzenleme: 30.04.2023
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.