Düşünmek Gerek

Can YÜCEL’ in çok beğendiğim bir şiiri var..

Erkek dediğin,

Seni Elinin Tersiyle değil Avucunun İçiyle Kavrayacak.

Bileceksin Ki Emin Ellerdeyim,

Başkası Tutamaz Elimi Böyle.

Rahat Olacaksın Yanında,

Çok Konuşmayacak, Beynini Didiklemeyecek.

İnce Olacak; Seni Senin Kadar Düşünecek.

Erkek Dediğin, Sen Onu Merak Ettiğinde

Kendisine Hesap Soruluyor Havalarına Girmeyecek.

Senin İnceliğine Karşı Umursamaz Sözler Sarf Etmeyecek.

Erkek Dediğin, Kadının Sinirini Bozmayacak,

Cinlerini Tepesine Çıkarmayacak, Sanki Sen Onun İçin Varmışsın

Her Ne Zaman İstese Emrine Amadeymişsin, O Ne Yaparsa Yapsın

Her İstediğinde Yanında Elinin Altında Olacakmışsın Tiplerine Girmeyecek.

Erkek Dediğin, Sen Ona Sevgini Hissettirdiğinde,

Sen Ona Kayıtsız Şartsız Asıkmışsın Gibi Havalara Girmeyecek.

Erkek Dediğin İlgi Gördüğünde İlgiyle,

Sevgi Gördüğünde Sevgiyle Karşılık Verecek.

…………………….

Erkek Dediğin, Her Şey Kendi İstediği Gibi Olsun İstemeyecek.

Sadece Kendi Caninin İstemesine Bağlamayacak Her Şeyi.

Erkek Dediğinin, Hissettiğiyle Yaptığı Şey Arasında Uçurum Olmayacak.

Erkek Dediğin, Cesur Olacak Cesur.

Seni Seviyorum Derken Korkmayacak,

Başka Şeylerin Arkasına Gizlenmeyecek.

Seviyorum Deyip Bir Sonraki Perdede Kaçmayacak,

Özlüyorum Diyorsa Gelecek, Kaybetmek İstemiyorum Diyorsa Kaybetmeyecek. ………………………………………….                

Şiirin tamamı değil tabi ama bu kadarı bile hoşunuza gitmeye yetecek eminim.

Sevgili okuyucularım, son yazımın ardından özellikle bir konuda kelimerden cümleler kaleme almam beklendi doğal olarak. 

Günlerce düşündüm; buna ihtiyaç duydum doğrusu.

Kolay değil yazmak .

Yüzyıllardır cevabı aranan bir soruya Esra’nın bir çırpıda cevap vermesi beklenmesin değil mi?

Gerçi o kadar çok beklentimiz var ki..

Bu beklenti yığınları (!) içinde başımızı kaldırıp ta düşünemiyoruz…

Neyi mi?

Erkekler ne ister sorusunu.

Kadınların yüzyıllardır merak ettiği sorudur bu aslında.

Bunu anladığımız an dünyanın sonu gelmiş demektir.

İnanılmaz sıkıcı bir hayat bize ‘hoş geldin’ diyecektir o an.

Biz kadınlar siz erkekleri çözmektense çözülmeyi isteyen ruh hallerimizle sizlerin kafasını karıştırmayı yeğleriz.

Erkekler şunları ister diye liste yapıp tamam şimdi madde madde yazıyorum desem ve sıralasam,

Uyumak..

Maç eşliğinde özellikle sınırsız kola ve çerez …

Karpuz ve peynir ikilisi…

Çöpü beş kat indirecek bir aparat…

Tam uyanması gereken saatte yorganı kafaya çekip inadına horlamak…

Haftanın bir günü hiç ellenmeden vazo misali odanın baş köşesinde elde telefonla öylece durmak…

Bıdı bıdısız bir hayat..

Bazen tüm bunlar ellerinin altındayken tam tersini isteyen bir benlik…

Gibi…. Ne dersiniz? Ve bıdı bıdı yapar Esra..

Tabi bu işin espri  tarafı .Sakın alınmayalım lütfen.

Erkekler…

Mesela sevgi konusunda, ilişkiyi bir satranç oyununa dönüştürmeyen, stratejiler izlemeyen, rahat ve sevecen bir sevgili ister.

Mesela, belli bir alanda uzmanlaşabilecekleri ve söylerken gurur duyabilecekleri bir iş isterler.

Para konusunda, mesela anne babasına her türlü yardımı yapabilecek, onların yıllarca kendisi için yaptıkları fedakarlıkları karşılayabilecek kadar, kirada oturmak zorunda

kalmayacak kadar, sevgilisini ve eşini hediyeleriyle şımartabilecek kadar, varsa çocuklarına eksikliğini hissettirmeyecek kadar, ayağını şık bir şekilde yerden kesebilecek ve

kendi özel zevklerine yetecek kadar para isterler.

Dost için…

mesela hiç kimsenin gülemediği şeylere beraber gülebildiği; dert anlatıp rahatlayabileceği bir iki dost isterler.

Evet mesela bir erkek özgür olmak ister.

Bağımsız olmak ister, hayatını yaşamak ister, kendisi olmak ister.

İsyan etmek ister.

Gülmeyi ve güldürmeyi seven, her şeyi erkekten beklemeyen sadakat sahibi bir bayandır aradıkları…

Bir mesela daha, rahatlamak isterler, açık ve dürüst olmak isterler.

Mücadele diye bir şeyin olmadığı güvenli bir yer isterler.

Sürekli tehlikelere karşı nöbette olmamak ,en temel insanlıklarını haset duymadan anlayabilecek birini isterler.

Savaşmayı bırakıp oyunlar oynamak isterler.

Ama bunları yapabildikleri andan itibaren artık yapamadıklarını görürler.

Bir dahaki sefere bunları daha zor yapabilirler.

Gibi…

Şunu da unutmayalım.

Sevildiklerini hissetmek isterler.

Bunun için de oldukları gibi kabul edilmeleri gerekir.

Güçlü yanlarıyla ve özellikle zayıf yanlarıyla kabule muhatap olmaları gerekmez mi?

Gelgelelim ki çoğu kadın, erkeklerin zayıf yönlerinden nefret ediyor.

Amaaa başarmak biz kadınların işi diyor Esra.

Sonuç olarak ben diyorum ki, onların da duyguları olduğunu, onların da anlaşılmaya değer insanlar olduğunu unutmayalım.

Sert görünümleri sadece bir korunma kabuğundan ibaret.

Bizlere düşen görev o kabuğu kırmamış gibi gösterip içeri girmek ve onların o güzel ruhlarına inerek birer yoldaş, yaren, sevgili , dost, eş olabilmek.

Bu iş biz kadınlar için kolay olsa gerek.

Her iki cins için konuşacak olursam;

Kadınlar bir çınara yaslanıp yaşlanmak ister.

Erkekler ise bir papatyaya sarılıp uslanmak ister.

Adam kadına çınar,

Kadın adama papatya olduğu sürece

Ne papatya incinir, ne de çınar….

Sağlıcakla kalın…