Gurbetçiler geliyor | Var mı bir isteğiniz?

Anadolu kültüründe yaşadığı topraklardan uzaklara giderek orada yaşayanların memleketlerine döndüklerinde ailelerine, akrabalarına ve komşularına hediyeler getirmesi beklenilen bir şey olduğu gibi, bu birçok kültürde bir gelenektir.

Ancak bu güzel gelenek “Almancılar” veya “gurbetçiler” nezdinde, kültürel gelenekten daha çok çıkarcı bir yaklaşıma bürünmüştür.

Türkiye’nin gelir dağılımında yaşadığı adaletsiz gerçekliğiyle acımasızca yüzleşen binlerce işçi/köylü Avrupa’ya gitmiş ve kısa bir sürede hayal bile edemeyecekleri bir yaşam standartlarının büyüsüne kapılmışlardır. Köyünde bir ömür elde edemeyeceği maddi geliri kısa sürede elde etmiş, çalıştığı ülkede halen yardımcı işçi olsa da köyünde, “feodal bir ağa” kadar kudreti olmuştur.

1960’larda başlayan işçi göçü, 1970’lerin ikinci yarısında Almanların dünyaca ünlü otomobilleriyle, belki de elektriği bile olmayan köylerine tatil için geldiler. Köylerini ve yaşam standartlarını beğenmediler.

Avrupa karşısında tarihsel birikimin gölgesinde teorik olarak güçlü, pratik anlamada ise vasıfsız bir işçi olarak ezilen gurbetçiler, bu psikolojik ikilem arasında, Türkiye tatillerinde Avrupalı gibi güçlü, çalıştıkları fabrikalarda ise, ucuz iş gücü olmanın ezikliğini yaşamışlardır.

Aslında niyetleri kötü değildi. Sadece ekonomik bir sarhoşluk yaşıyor, bunu da en yakınlarına hoyratça ve görgüsüzce hissettiriyorlardı. Ancak 1990 yıllarından sonra durum biraz değişti.

1977 yılında Türkiye’de baş gösteren serbest piyasa ekonomisi ve akıbetinde 1980 askeri darbesi, ülkede var olan çarpık kapitalizmin, başı boş kapitalizme dönüşmesini sağladı. Çok tartışılan Turgut Özal dönemi, “gurbetçilerin” bavul taşımacılığını bitirmiş, dolayısıyla gurbetçilerin Avrupa ülkelerinden özellikle elektronik eşya üzerinden sübjektif üstünlüğünü de bitirmiştir.

Bugün beş milyonu bulan Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenliler perspektifinden bakıldığında, Türkiye’de yaşayanlar öznel veya nesnel nedenlerden dolayı gurbetçileri ötekileştiriliyor ve haksızlık ediliyordu […]

Türkiye’de yaşayanların perspektifinden bakıldığında ise, gurbetçiler yaşadıkları ülkelere bile ihanet eden, gerçeklik dışı bir sürecin piyonları olarak görülüyordu.

Sosyologların teoride ileri sürdükleri bu saptama, pratik yaşamda karşılığını çok zaman bulamıyor, gurbetçiler dönemsel davranışlarıyla bütün analizleri altüst edebiliyordu.

Asıl mesele tarafların kabul etmediği veya kabullenemediği, doğal asimilasyondan kaynaklanan gelişim süreciydi.

Özgüven tedirginliğini tetikleyen yabancı düşmanlığı, buna karşın tarihsel “fetih” ütopyasının üstün ulus olma anlayışının beyinlere işlenmiş şovenizmi, edata Yeşilçam filmlerindeki “fakir ama gururlu” manipülasyonun bir başka versiyonunu bizlere gösteriyor.

Her şeyden önce, neden “gurbetçi” deniyor?

Ve yine hiçbir tekil ve tüzel kişiler, bu kadar işçinin Avrupa’ya neden gönderildiğini ve yine günümüzde neden bu kadar insanın Türkiye’den Avrupa ülkelerine gitmek istediklerini sorgulamıyor?

Teorik acıdan Avrupa Birliği ülkelerinde yerleşik hayat süren ve geri dönmeyi hayal bile etmeyenler nasıl oluyor da “gurbetçi” olarak tanımlanabiliyor?

Gurbetçi, geri dönen-dönmek zorunda olanlar için kullanılan bir tanımlamadır.

Yaşadıkları ülkelerin vatandaşlığını almış ve o ülkenin etkin bir bireyi olmuş kişilere, sadece Türkiye’ye olan duygusal bağından dolayı gurbetçi diyemezsiniz. Onlar artık bariz bir şekilde [göçmendir].

Bütün bunların ışığında, yaz tatillerinde Avrupa’dan Türkiye’ye gelen ve size göre “Almancı/gurbetçi” aynı zamanda akrabanız, köylünüz veya komşunuz olan bu insanları dışlamayınız.

Çünkü onlar arafta kalmış, maddiyatla-maneviyat arasındaki amansız sınavı, hiç bitmeyen insanlardır.

AB ülkelerinde yaşayanlar, genellikle daha yüksek yaşam standartlarına ve gelir seviyelerine sahip olurlar anlayışı, genel bir sonuç ve mutlak bir doğru değildir. Memleketlerindeki yakınlarını hayal kırıklığına uğratmak istemem ama; inanın bazı gurbetçilerin ekonomik durumları sizinkinden daha kötü.

Yayınlama: 24.06.2024
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.