İpini Koparan Polis Olacak

Avusturya’nın dünya ekonomileriyle rekabet edebilir kalabilmesi için nitelikli insan gücü yetiştirilmesi kaçınılmazdır.

Bilgi üretecek ve bilgi teknolojilerini kullanacak insan kaynaklarının geliştirilmesi ise ancak mesleki eğitim ile sağlanabilir.

Ticaret Odası 162 bin kalifiyeli işçi ihtiyacının karşılanması için, göçmen ve sığınmacı gençlerin meslek öğrenimlerinin önemine işaret ederken, siyasi iktidar, sığınmacı gençlerin meslek öğrenimine ayırdığı ödeneği kestiğini duyuruyordu.

Yaklaşık 400 Bin işsizin olduğu ülkede, çeşitli alanlarda eleman sıkıntısı çekilmesi, iktidarların eğitimde ve mesleki eğitimde ne kadar yol aldıklarının bir resmidir.

Avusturya’nın kadro sorunu yaşadığı en önemli alanlardan birisi ‘’güvenlik’’ kapsamında polis memuru yetiştirmektir.

Polis mesleği de kendine özgü eğitim gerektiren bir meslektir.

AB ülkelerin de Polis eğitiminin kalitesini yükseltmeye yönelik son yıllarda yoğun çabalar söz konusudur.

İngiltere’de “Marine Police” (Deniz Polisi) olarak 1790 yılında karşımıza çıktığı günden bu güne kadar, polis olmak hep özendirilmiş, topluma hitap eden bütün iletişim araçlarında polis her zaman kutsallaştırılmıştır.

Avrupa Konseyi Parlamentosu’nun 1979 tarihli ve 690 sayılı kararıyla açıkladığı Polis Hakkındaki Bildirisinde, polis “kendisine verilmiş görevleri vatandaşlarını ve toplumu, şiddet mülke zarar verme ve kanunla tanımlanmış diğer haksızlıklara karşı koruyarak yerine getirmekle yükümlü olan kişidir” şeklinde tanımlanmıştır.

Avusturya kalifiyeli elaman sıkıntısında bütün sektörlerde çareler ararken, uzun zamandan beri, polis memuru sıkıntısı çeken emniyet, adayların girmek zorunda olduğu sınavlarda kolaylaştırmaya gitti.

Maksimum 982 olan puan sistemi içerisinde en az 400 puan alanların polis olabildiği çizelgenin, 200’e çekilmesi ile polis adaylarının sınavı geçmeleri ve polis açığının kapatılması planlanıyor.

Nereden bakarsak bakalım tutarsız bir yapılanmaya giden polis teşkilatı, sınavlara giren adayların Almanca dilbilgisi zayıflığına dikkat çekiyor.

Almanca dilbilgisinin zayıflığı ise, direk eğitimdeki yetersizliklere dikkat çekiyor.

Eğitimdeki yetersizlikleri ele aldığımızda, mevcut iktidarın, eğitimde atması gereken adımlar yerine, göçmenler üzerinden subjektif olgularla gündemi değiştirdiğini görüyoruz. Bu nedenle nereden bakarsan bak tutarsız bir yol izlenmekte.

Polis alım sınavlarının kolaylaştırılması, her kesimden ve her eğitim seviyesinden kişilerin polis olmasına olanak sağlayacaktır.

İçişleri Bakanlığı (FPÖ) bu sistemle, kafatasçı seçmeninin devletin en önemli kuruluşlarından olan emniyet teşkilatına katmış olacak.

İçişleri Bakanlığı, Polis eksikliğini tamamlamak için kendisine yakın ırkçı medya gruplarına reklam veriyor.

Zira Avusturya milliyetçi kesimde, yüksek okul bitirme oranı çok düşük. Aşırı sağ dünyanın her yerinde, Türkiye’de dahil, en geri noktada ortaçağ düşünceleriyle şekillenmişlerdir. Geçmişe özlem duymaları, gelecekte ve şimdiki zamanda olan başarısızlıklarının psikolojik sonuçları olmuştur.

Entelektüel bir gelişim sağlayamayan bu kesim, iktidara geldiklerinde ilk ele geçirmek istedikleri yer silah gücüne hükmeden bakanlıklar olmuştur.

Aşırı sağ FPÖ, İçişleri, Dışişleri ve Savunma bakanlığında ısrar etmesinin anlamı budur.

Geniş kitlelere bilgileriyle hükmedemeyen aşırı sağ, silahlı güçleri hep yedeğinde tutmuş, o silahları kullanacak cahil bir kitlenin gelişmesine zemin hazırlamışlardır.

Avusturya’da yasal eğitim yılı dışında bir eğitim görmemiş, ateşli silahlarla yapılmış filmleri izleyerek ve geçmişteki o sömürgeci, baskıcı diktatörlüğün hayallerini kurarak, polis olacaklar.

Fyodor Dostoyevski’nin ‘’Suç ve Ceza’’ romanını okumadan, hatta herhangi bir roman okumadan, polis olan gençler, Victor Hugo’nun Sefiller’indeki kahramanı, aç olan altı yeğenine ekmek çalarken yakalamaları halinde, olay yerinde infaz etme ihtimalleri çok yüksek olacaktır.

Avusturya polisi hakkında yazı yazmamız için, Avusturya polis eğitimine de göz atmamız şartı.

Şöyle bir paragraf dikkatimi çekti.

‘’Polis eğitiminde amaç, öğrenciye yalnız mesleki bilgi ve davranışlar kazandırmak değil, bunun yanında özgür düşünebilme, iyi muhakeme edebilme, süratli ve sağlıklı karar

verebilme yeteneğine sahip, değişen toplum şartlarına uyabilen polisler yetiştirmektir.’’

Sağlıklı karar vermek, kişinin tamamen aldığı eğitimle bağlantılıdır.

Dünyanın her yerinde milliyetçi ve muhafazakar kesimden seçilmeye özen gösterilen polis memurları, karşılaştıkları göçmenler hakkında nasıl bir sağlıklı karar alacakları tekrardan düşünülmelidir.

Avusturya’da eğitimini tamamlamayan kesim zaten muhafazakar kesim. Şimdi bu kesimden polis memurları oluşturulmak isteniyor. Ama aynı zamanda, olaylar karşısında sağlıklı karar verebilme kabiliyeti istenmekte.

Artık Avusturya’da ipini koparan, polis sınavlarını çok rahatlıkla geçecek ve polis olacak…

Yayınlama: 10.09.2018
Düzenleme: 10.03.2023
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.