Leningraz

Nazi Almanya’sı tarafından 872 gün, diğer bir deyişle modern tarihin en uzun süreli kuşatmasına maruz kalan Leningrad ismi neden Leningraz oldu?  Graz, Avusturya’nın güneyinde yer alan ve Viyana’dan sonra ülkenin en büyük ikinci şehridir. Şu günlerde Avrupa medyasında, yapılan Graz Belediye Başkanı ve meclis üyeleri seçimleri konuşuluyor. Avusturya Komünist Partisi (KPÖ) belki de tarihinin üçüncü büyük başarısını […]

Nazi Almanya’sı tarafından 872 gün, diğer bir deyişle modern tarihin en uzun süreli kuşatmasına maruz kalan Leningrad ismi neden Leningraz oldu? 

Graz, Avusturya’nın güneyinde yer alan ve Viyana’dan sonra ülkenin en büyük ikinci şehridir.

Şu günlerde Avrupa medyasında, yapılan Graz Belediye Başkanı ve meclis üyeleri seçimleri konuşuluyor.

Avusturya Komünist Partisi (KPÖ) belki de tarihinin üçüncü büyük başarısını elde etti. 

Habsburg Monarşisi dağılma noktası olan 3 Kasım 1918’de “Alman-Avusturya Komünist Partisi” adıyla kurulan Marksist parti, her ne kadar başarılara imza atmış olsa da “Avusturya Marksizmi’’ savunan Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) karşısında, örgütlenme ve geniş kitleleri harekete geçirme bakımından geride kalmıştır. 

Kimi zaman SPÖ ile aynı cephede faşizme karşı savaşmış, kimi zaman SPÖ’nün sessiz kaldığı Nazi Almanyasına karşı tek başına büyük bedeller  ödememiştir. 

Avusturya Komünist Partisi (KPÖ)’nin en büyük başarısı Nazilere karşı verdiği mücadele ile Avusturya’nın ayakta kalmasına destek olmasıdır. 

Nazilerin 1938’de Avusturya’nın ilhakına, SPÖ’nün aksine karşı duran ve savaşan KPÖ, yaklaşık iki bin partilisinin ölümüne neden olan bir direniş göstermiştir. 

Avusturya’da Nazi Almanyasına karşı duruş sergileyen KPÖ’nün çok gündeme getirilmeyen bir başka yanı ise, 1930’lu yıllarda Türkiye’ye gelen Alman ve Avusturyalı bilim insanlarının
Türkiye’de Nazi karşıtı örgütlenmenin liderliğini İstanbul’da Avusturya Komünist Partisi (KPÖ) üyeleri çekmiştir. 

Avusturya’dan kaçmak zorunda olan parti üyelerinin bir bölümü İstanbul’a gitmiş ve oradaki kendi yurttaşlarının dışında, Türkiye’de Nazi Almanyasına karşı ilk örgütlü mücadeleyi başlatmıştır. 

KPÖ’nün bir diğer başarısı ise, Viyana’nın bir Berlin olmasına izin vermemesidir. 

İkinci dünya savaşı sonrasında ikiye bölünen Viyana’da aynen Berlin gibi bir duvarla ayrılması gündeme gelmiştir. 

KPÖ, Sovyet lider Stalin ile olan ilişkilerinden ötürü bu ikiye bölme düşüncesini ve eylemini engellemiştir. 

KPÖ, 1990’ların ikinci yarısından itibaren başlayan parti içi çatışmalardan dolayı, bir adım ileri, iki adım geriye gitmiş, taraflar arasında yapılan tartışmaların odak noktası ise “Marksizme ihanet ve Stalinist eğilimler” olarak, tarafların günümüze kadar birbirlerini suçlamasıyla süre gelmiştir. 

Bu durum partinin gelişiminde sekter görevi görmesinin yanı sıra, bölgeler arasındaki görüş farklılıkları, başta örgütlenme ve somut koşulların tespiti gibi çarpıcı gelişmelere sebebiyet verebilmektedir. 

Viyana örgütünün her yıl geleneksel yaptığı festivalle, ülkedeki Komünist yapılanmaların bir araya getirilmesi, kaynaşılması ve güç birliği hedeflenirken, üç gün süren festivalde yiyecek ve içeceklerin, Viyana’nın en lüks mekanlarından daha pahalı satılması, “Festival Komünist, fiyatlar Kapitalist” dedirtirken, ülkenin diğer bir kentinden belediye başkan adayı olan ve seçilen Elke Kahr isimli partili ise, şimdiden belediye başkan maaşının kendisine çok geleceğini söyleyerek, yarısından fazlasını, parti ve ihtiyaç sahiplerine paylaştıracağını söyleyebiliyordu. 

Evet Elke Kahr, Graz kentinde yapılan belediye seçimlerinde, Halk Partisi’nin (ÖVP) 18 yıllık iktidarını deviren KPÖ’nün Komünist adayı. 

Ülkede yapılan en son genel seçimlerde bir araya geldiğim Elke Kahr, “aşağıdan yukarıya doğru örgütlenmek ve yine aşağıdan yukarıya doğru, kitlelerin sorunlarını tespit ederek, çözüm üretmek, günümüz koşullarında diğer partilerle yarışmanın yeğene yolu” olduğunu söylemişti. 

Aslında KPÖ Graz öteden beri, belediye meclisinde aktif ve etkin. 

KPÖ, kentin dar gelirli katmanları arasında örgütlenerek, bu şekilde somut sorunlar üzerinden, ideolojik saptamalar yapmadan, yalın bir siyaset izliyor. 

En büyük başarıyı konut sorununda attığı adımlarla sağlamış olması, ÖVP’li belediye başkanı tarafından konut departmanının KPÖ meclis üyelerinden alınmasıyla göstermiş oldu. 

Birçok noktada, dar gelirli ve göçmenlere yönelik siyasetinin karşılığını alan KPÖ, bugün ülkenin ikinci büyük kentinin belediye seçimlerin en yüksek oy oranını alarak, belediye meclis hükümetini kurmaya hak kazanmıştır. 

KPÖ, kentin gerçek sorunları tespit ederek, siyaset üretmenin ödülünü alırken, aynı sorunla boğuşa Berlin’de konut sorunu noktasında, tavrını koymuş, gidilen referandum sonucu özelleştirilen iki yüz bin konutun yeniden kamulaştırılmasını istemiştir. 

232 bin sosyal konuta sahip Viyana ise, “Avusturya Marksizmi’’ geleneğinden gelen Sosyal Demokrat Parti’nin (SPÖ), yüz yılı aşkın bir zamandır, başkenti yönetmesinde en önemli etkendir. 

Çünkü, insanlar aç bile kalsalar, bunu evlerinde yaşamak isterler…

Yayınlama: 28.09.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.