Sebastian Kurz yeni parti mi kuracak?
Gizli görüşmelerin ve parti içi lobi çalışmalarının sonucu olarak, 2017 yılında bir pazar günü Sebastian Kurz, 1848 Devrimi’nin etkisiyle başlayan ve yetmiş yıl süren meşrutiyet mücadelesi sonucunda doğan partinin bugünkü uzantısı olan Avusturya Halk Partisi’nin [ÖVP] genel başkanı oldu. Henüz otuzlu yaşlarında olan bu genç siyasetçi, kısa sürede tüm Avrupa merkez sağının “süper çocuğu” olacak […]
Gizli görüşmelerin ve parti içi lobi çalışmalarının sonucu olarak, 2017 yılında bir pazar günü Sebastian Kurz, 1848 Devrimi’nin etkisiyle başlayan ve yetmiş yıl süren meşrutiyet mücadelesi sonucunda doğan partinin bugünkü uzantısı olan Avusturya Halk Partisi’nin [ÖVP] genel başkanı oldu.
Henüz otuzlu yaşlarında olan bu genç siyasetçi, kısa sürede tüm Avrupa merkez sağının “süper çocuğu” olacak ve merkez sağın sosyal demokrasiye karşı popülist, aşırı sağa karşı ise muhafazakâr yüzü olacaktı. Kısmen de bu başarıldı.
Ancak Sebastian Kurz, daha yolun başında parti içi hizipçiliğe varacak bir yapılanmaya gittiği ve oluşturduğu ekibin başında bulunduğu bakanlıkların imkanlarını, ÖVP genel başkanı olmak ve dolayısıyla yeni bir seçimle başbakan olmak için kullandığı ortaya çıktı.
Mali ve Yolsuzluk Savcılığı emriyle polis, 6 Ekim 2021 Çarşamba sabahı iktidar partisi ÖVP’nin başkent Viyana’daki merkezi ve Başbakanlık binasındaki ofisinde arama yaptı. Bu Kurz için sonun başlangıcı oldu. Zira Kurz 2017 yılında ÖVP genel başkanı olabilmek için yürüttüğü lobi ve kamuoyu çalışmalarında, kendi kadrosundan olan Maliye Bakanı Gernot Blümel’i devreye sokarak, vergi mükelleflerinin parasını, kendi reklam ve anketlerinde kullandığı ortaya çıktı. Bu miktar yaklaşık 2 milyon Euro.
Avrupa merkez sağ-ın “süper çocuğu” baskılara dayanamayarak istifa etti ve siyaseti bırakarak, ABD menşeli bir şirkette çalışacağını duyurdu.
Ancak, Kurz kadrosunu ÖVP ve dolayısıyla koalisyon hükümeti içerisinde tutmaya devam etti. Şaibeli olan maliye bakanı gibi isimler hemen istifa etmesinin dışında, ‘açık veya gizli’ kadrosu iktidarda yer alamaya devam ediyordu. Ta ki bu pazartesiye kadar.
Pazartesi günü ÖVP’li iki bakan peş peşe istifa ederek, siyaseti bırakacaklarını ilan ettiler.
İstifa eden Tarım ve Turizm Bakanı Elisabeth Köstinger ve Ekonomi Bakanı Margarete Schramböck, Sebastian Kurz’un kadrosunda yer alan ve Kurz’un öne çıkardığı isimlerdi. Öte yandan bu isimler 2017 parti genel başkanlığı değişimi sürecinde ÖVP içerisinde aktif rol oynadıkları da biliniyor.
Yaprak dökümü veya temizlik gibi görülen toplamda altı istifa, yeniden bir yapılanmanın olabileceğinin de sinyallerini vermekte.
Ayrıca Sebastian Kurz’un kadro başı olan Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg’in henüz istifa etmemiş olması, etmeyeceği anlamına gelmemektedir. Kurz’un kadrosunun içinde ve dışında görülen Başbakan Karl Nehammer, aslında Kurz’un kadrosuna kerhen katılan biri olarak, başbakan ve ÖVP genel başkanı olmasının verdiği sorumlulukla kendisini bu kadronun dışında gördüğü, Kurz hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturmasına karşı aldığı tutumda kendisini göstermektedir.
Gelişmeler ışığında yapılacak değerlendirmelerde, Kurz’un ABD ziyareti ve dönüşündeki tavrı, Kurz’un geçmişten beri birlikte hareket ettiği kadrosunun hükümetteki görevlerinden istifa etmeleri ve hepsinin bir ağızdan “siyaseti bırakacaklarını” söylemeleri, yeni bir parti kuruluyor izlenimi bırakmaktadır.
Bir benzetme yapacak olunursa Türkiye’de Gülen Cemaatinin ülkede iktidarı ele geçirmeye çalışması açığa çıktığı dönemde, cemaatin AK Parti saflarından meclise soktuğu milletvekilleri tek tek istifa ederek ya ABD’ye gitmiş veya ticarete dönmüştür.
Sebastian Kurz hakkında başlatılan yolsuzluk soruşturmalarının sonuçlanması ve bu süre içerisinde kamuoyunun bu davayı unutması, Kurz’un aynı kadro ile umut olarak Avusturya siyasetinde boy göstermesi içten bile değil…