Virgül’ün reklam alması neden yadırganıyor? | Yayın çizgisi mi değişsin?
Modern anlamda reklamcılığın gelişmesine katkı sağlayan gazeteler, gelişen teknolojilerle birlikte eski etkinliğini yitirmeye başlamıştır. Günümüzde sosyal medya ile baş edemeyen gazeteler hem yaratıcılık hem de etkinlik açısından gerilemekte ve en önemli finans kaynağını kaybetmektedir.
Genelde bütün dünyada, özelde ise Avusturya’da içerik üreten ve demokrasinin dördüncü ayağı olmaya çaba harcayan gazetelerin hepsi ekonomik sıkıntılar yaşamakta ve bu durumu okuyucuna her fırsatta dile getirmektedir.
Avusturya’da günlük çıkan bir gazete olan Der Standard, her haberinin altına şöyle bir not düşmekte; “Der Standard editör ekibi, Avusturya’nın iç politikasına ilişkin olayları ve raporları kapsamlı ve güvenilir bir şekilde takip etmenize yardımcı olur. Ciddi ve bağımsız bir bakış açısıyla güncel olaylar sınıflandırılır, arka planlar analiz edilir ve şikâyetler ortaya çıkarılır. Yalnızca okuyucularına bağlı olan eleştirel gazetecilik demokrasinin temelini oluşturur.”
Der Standard gibi birkaç gazete aynı mantıkla, okuyucuna sığınıyor ve sorgulayan olabilmek için mali destek ister…
Avusturya Devlet Televizyonu ORF’de mevcut iktidarın sözcüsü olmamak için halktan GIS adı altında ödenen kısmen vergi sayılan ödemeler sayesinde iktidara halk adına hesap sorabildiğini savunuyor.
Keza yine dünya da örnek verebileceğimiz BBC gerçeği var. BBC, İngiliz hükümetine karşı bir sorumluluk duymadığını açıklayarak, tek sorumluluklarının İngiliz halkına, zira onların ödediği vergiler sayesinde haber yaptıklarını söylüyorlar. Nesnel habercilik ilkesi kapsamında, BBC Hamas’a terör örgütü demediği için çok eleştirilmişti.
Tekrar başa dönecek olursak, sosyal medya fenomenlerinin itibar kazanmak için, “gazeteci kimliğine bürünmeleri” gerçek gazetecilerin ekonomik yaşam alanlarına tecavüz etmeleri anlamına geldiği gibi, okuyucunun da öğrenme özgürlüğüne, cehaleti artıran bir darbe indirmektedir.
Gazete, okuyucularına çeşitli bilgi ve perspektifler sunandır. Gazeteler, sadece temel haberleri değil, aynı zamanda konuları derinlemesine inceleyen analiz ve makaleleri de içermek zorundadır. Okuyuculara konuları daha geniş bir bağlamda anlama imkânı sağlamalıdır.
İçinde bulunduğumuz nesnel koşullar, Avusturya’da Türkçe haber yayımlayanlara daha fazla sorumluluk yüklemektedir.
İçerik üreten gazete sayımızın artırılması, bu ülkede var olma ve fark edilme mücadelemizin bir parçasıdır. Toplumsal sorumluluk taşıyan içeriklere odaklanmalıyız. Bu, toplumsal konularda farkındalık yaratma ve değişimi teşvik etme amaçlı olmalıdır. Her şeyden önce kimlik arayışımızın bilimsel bir zemine oturmasına yardımcı olmalıdır.
Virgül’ün reklam alması neden yadırganıyor?
Gazetelerin en önemli işlevi haber vermektir. Reklam da tüketiciye bir tür haber verme görevi üstlenmektedir. Bu sebeple reklamlar, gazetenin ciddi ve güvenilir bir mecra olma özelliğinden yararlanmakta. Bu tespit olması gerekeni işaret ediyor.
Bizzat bende, güvendiğim gazetenin yaptığı reklama da güvenirim… Diğer bir bakış acısıyla, okuduğum gazeteyi desteklediği ve reklam verdiği için, olası bir tedarikimi, reklam sahibi işletmeden karşılamak isterim.
Ancak teoride doğru olan bu gerçeklik, ticaret yapan reklam vericilerde böyle bir karşılık bulmuyor.
Reklam verdiği sosyal medya habercisini aşağılayan, ancak getirisi olduğu için ona para kazandıran çok sayıda işveren tanıyorum.
Bunun tek bir mantığı var! İşvereniyle, sosyal medyacısıyla ve bir bütün Avusturya’daki biz Türkçe konuşanların büyük bir çoğunluğu, haberler de dahil olmak üzere okumuyoruz…
Okumayan bir toplum, haberin nesnelliği, veriliş şekli ve de içerik haberleri gibi kurallar zinciri hakkında bilgi sahibi olamaz. Olamadığı gibi, bu konuda bir fikri de olamaz. Bunu yapabilen gazeteciye, sadece saygı duyar… Bunu bile neden yaptığını bilmez…
Her ay bir milyonun üzerinde erişim sağlayan organik bir Facebook sayfası olan “Viyana Haber” gibi güçlü bir sayfaya sahip olduğumuz halde, “canlı yayın reklam” yapmıyoruz. Çok talep var. Yapanlara da diyecek sözümüz yok. Aynen geçmişte, dilenci kültürünü geliştiriyor diye “paylaş-kazan” yapmadığımız gibi.
Bu gibi reklam anlaşmaları yapmıyoruz. Reklam verici tarafından çekilmiş video veya görseller üzerinden reklam alımları yapıyoruz. Bunun yanında “haber reklamı” yapıyoruz. Bunu yaparken, haberin en başına “bu haber reklam içermektedir” uyarısını her zaman yazıyor ve okuyucuyu yanıltmamaya çalışıyoruz. Ancak buna rağmen, Virgül’ün reklam alması çok eleştiriliyor.
Eleştirel hiçbir yorumu silmedik. Yorumlar platformlarımızda duruyor…
Sadece sormak istiyoruz!
Avusturya Anayasanı bile Türkçeye çeviren Virgül, imkanları doğrultusunda içerik üretmeye çalışıyor. Çok iyi gazetecilik yaptığımızı iddia etmiyoruz. Her gün öğreniyor ve daha iyisini yapmaya çaba harcıyoruz. Bize yapılan eleştirilere, öz eleştirisel yaklaşıp, daha dikkatli olacağımızı belirtiyoruz.
Günde yaklaşık yirmi veya otuz haber yayınlıyoruz. Röportajlarımız, analiz ve yorum makalelerimizin yanı sıra yüzlerce köşe yazısı yayımlıyoruz.
Peki, ayda ortalama 200 Euro reklam geliri bile olmayan Virgül’ün nasıl haber yapmaya devam ettiğini düşünüyorsunuz?
Bizleri birileri fonluyor mu?
Veya arkamızda güçlü kişi veya kurumlar mı var?
Onu bilmem ama, arkamızda reklam almamızı engelleyen o kadar çok kurum yetkilileri var ki…
Düşman olmalarının nedeni, haber değerleri olmadıkları halde, kendilerini haber yaptırarak gündemde kalmak istemeleridir. Bizde hayır diyor ve “Sizi bir daha seçtirmeyeceğiz” şiarıyla yeni seçimlerde yapmadıklarınızı hatırlatacağız diyoruz…
Siz belirleyin!
Virgül, başlık haber yaparak ticaret mi yapsın, yoksa bütün engelleri aşarak, beğenirsiniz-beğenmezsiniz içerik üretmeye devam mı etsin?
Virgül, daha fazla derinlik ve bağlam sağlama çabasındadır, bunu da okuyuculara daha kapsamlı bir bakış açısı sunmak için yapmaktadır.
Virgül deyim yerindeyse, mürekkep yalayan söylemine denk düşen herkese gazetemizde uzman olduğunuz konuda yazar mısınız diye sormaktadır. Ve bugün her yazarı, her muhabiri gönüllü yüreklerden oluşmaktadır – buda bizim gururumuzdur…
Amacımız çok para kazanmak olsaydı, FPÖ’den gelen reklam teklifini kabul eder, SPÖ’lü eyalet vekilinin narsist kişiliğine ve gölge kimliğine teslim olurduk – para kazanırdık…
Ayrıca, siyasetin rüzgarına kapılıp üç maymunu oynar ve de defalarca hedef gösterilmezdik.
Hatalarımız olmuştur – bu düzeltilir. Yanlış haber yapmış olabiliriz – bu da tekzip ile çözülür…
Peki omurgasız olursak bunu nasıl çözeceğiz?