Viyana’da Görülmeyen Tehlike
1890 yılında, Viyana merkez ile ilçeler arasındaki surların kaldırılması, Viyana’nın nüfusunun 1.3 milyona erişmesine neden olmuştur. Yıkılan surla, bu günkü ‘’Gürtel’’diye bilinen ve şehrin büyük bir çoğunluğunu kemer gibi saran bölümdür. 1910 yılında şehrin nüfusu 2 milyona ulaşmış, şehrin sosyal adalet ve ekonomik dağılım dengesi iki ayrı uç noktalarda seyretmiştir. Viyana merkezi dışında yaşam, […]
1890 yılında, Viyana merkez ile ilçeler arasındaki surların kaldırılması, Viyana’nın nüfusunun 1.3 milyona erişmesine neden olmuştur. Yıkılan surla, bu günkü ‘’Gürtel’’diye bilinen ve şehrin büyük bir çoğunluğunu kemer gibi saran bölümdür. 1910 yılında şehrin nüfusu 2 milyona ulaşmış, şehrin sosyal adalet ve ekonomik dağılım dengesi iki ayrı uç noktalarda seyretmiştir.
Viyana merkezi dışında yaşam, tam anlamıyla sefalet ve fakirlik içinde sürmektedir. Çoğunlukla göçmen işçilerden oluşan bu kesim, aynı zamanda yeni Viyana’nın inşasında çalışmaktalar. O dönem, Viyana’da Almanca konuşanların sayısı yüzde 42 civarındadır.
Şehir adeta iki ayrı sınıf topluluklarına bölünmüş, yaşam tarzları ve yaşam standartları bir birinden çok farklı bir yol izlemiştir. Şehrin en güzel yerleşim yerlerinde, zengin insanların konutları bulunmakta, kentin fakir insanları bu semtlere sadece çalışmak, zenginlerin işlerini yapmak için giderlerdi.
Jakob Reuman 1923’de, Viyana’nın yüzyıllık yerleşim planlarını değiştirecek bir atılım gerçekleştirdi. Viyana Belediye başkanı Reuman, 25 bin yeni konut inşasına başladı.
Viyana’da Belediye evleri süreci, sadece evsizlere ev olanağı sağlamakla kalmadı, aynı zamanda kentin sosyal yaşamında radikal bir değişim sağladı. Bu gün, 10. Viyana bölgesinde bulunan Reumannplatz ve Margaretengürtel üzerinde bulunan Reumannhof, Jakop Reuman anısına yapılan yapıt ve meydan ismidir.
Günümüzde Viyana Belediyesinin en büyük övünç kaynağı, kentin sosyal kaynaşması olmuştur.
Haksızda sayılmazlar. Bu gün Viyana’nın en pahalı semtlerinde, ‘’18,19. Bölge’’ belediye evleri bulunmakta ve her toplumsal sınıftan insan oralardan rahatlıkla ev kiralayabilmekteler.
Anlaşılması için bir karşılaştırma yapmak gerekirse, İzmir-Alsancak, İstanbul-Boğaz gibi yerlerden bir işçi ev kiralayamaz. Bu durum Viyana’da sadece 1. Viyana Bölgesi hariç, diğer tüm pahalı semtlerde belediye evlerini, işçi memur ve hatta işsizler bile kiralama olanağına sahiptirler. (1. Viyana Bölgesinde, belediye evleri yapmak için alan bulunmamaktadır)
Kentin bütün alanlarında, toplumun her kesiminden insanların imkanlarına göre konut yaratılması, sosyal devlet ve sosyal belediyecilik adına bir başarı olarak görülmelidir. Tabi ki, bu durumdan, Viyana Belediyesinin diğer tüm alanlarda çok iyi çalıştığı sonucu çıkmamalıdır.
Viyana kentinin bu şekil yapılanması, öteden beri belirli kesimlerin hoşuna gitmemektedir. Bazı semtlerdeki belediye evlerini rahatsız edici bulan Viyana zenginleri, bunu zaman zaman dile getirseler de, pek dikkate alınmadı.
ÖVP-FPÖ Hükümeti Dikkate Alıyor
Viyana Belediyesi, Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ile neredeyse özdeşleşti. Şayet Viyana Belediyesi, Halk Partisi (ÖVP) iktidarının eline geçerse, ilk yapmak isteyeceği şey belediye evlerinin, belirli semtlere sıkıştırılmak olacaktır.
Emlak sektörünün açıktan desteklediği ve seçim süreçlerinde, parasal destek verdiği ÖVP, Avusturya’nın ‘’Sosyal Kalesi’’ olan Viyana Belediyesini alması dahilinde, kentin sosyal yapılanmasında köklü bir değişim söz konusu olacağı kaçınılmazdır.
Viyana’da görünmeyen veya görülmek istenmeyen tehlike, Avrupa’nın diğer başkentlerinden daha adaletli şehir planlamasının, değiştirilmek istenmesidir.
19. Viyana Bölgesinde, Amerikalıların kaldığı villaların yanı başında bulunan belediye evlerinde yaşayan göçmenlerden rahatsız olmaları, Tamamen o villalarda oturanların sorunu olarak kalmasını istiyorsak, sosyal devlet ve sosyal belediyeciliğe sahip çıkmalıyız