Atina Türküsü | Gülnazik
“Atina’nın urganı / Telli olur yorganı / Üç çocuğu sorarsan / Balıkların kurbanı / Turnam turnam / Ben Atina’da durmam” Yunan subayının aşık olduğu ve zorla Atina’ya götürdüğü, güzeller güzeli Gülnazik’in hikayesi…
15-16 yaşında bir kız, güzelliği dillere destan. Kızın güzelliğine bakan gözlerini alamıyor.
Dönüp bir daha bakıyor.
Birinci dünya paylaşım savaşı bitmiş, Osmanlı yenilmişti. Birçok ülke Anadolu’ya göz koymuş ve işgal için ordularını seferber etmişlerdi.
Gülnazik’in hikayesi, Yunanistan’ın İzmir’den başlayarak Afyon ve yöresini işgal ettiği zamanlarda başlıyor.
Emirdağ’ın Suvermez köyünde ailesiyle yaşayan Gülnazik henüz 16 yaşındadır. Yunan işgal güçleri onun da köyüne ulaşmış ve köyü yağmalamaya başlamıştı.
Yunan askerleri köyde ne kadar ev varsa, ahır, samanlık, ekmek odası her yeri ararlar.
Önemli ve değerli ne varsa savaş ganimeti olarak el koyarlar.
Fakir olan Gülnazik’in ailesinin saklayacak bir şeyleri yoktur. Ancak dünyalar güzeli kızlarının akıbetinden korkarlar ve kızlarını Yunan askerlerinden saklamaya karar verirler.
Gülnazik’in ailesi Yunan askerleri kızlarına göz koymasın diye yufka yaptıkları ocağın bacasının içine gizli bir bölme yapar. Gülnazik o bölmenin içine gizlenir. Kızın bir hafta yeme içme ihtiyacı azık olarak yanına konulur.
Kızın üzerinden duvar örülür ve saklanır. Duvar sıvayla kapatılır. İşgalci Yunan subayı ocaklığa girdiğinde bakar ve ocağın önü yeni sıvanmış olduğunu görerek yıktırır ocağı. Gizli bölmenin içinde altın mal mülk beklerken dünyalar güzeli Gülnazik’i görünce kıza aşık olur.
Kızın güzelliğinden Yunan komutan neredeyse yere yıkılacak, dizlerinin bağı çözülür.
Aile şaşkınlık ve panik içinde gözyaşı dökmeye başlar.
Yunan komutan dünyalar güzeli Gülnazik’i kolundan tutar ve yanında götürmeye karar verir.
Gülnazik bir yandan anası, babası, kardeşleri diğer yandan feryat figan çığlıkları duvarda yankılanır.
Ama Yunan komutan hiçbirine aldırmaz Gülnazik’i kolundan çekerek sürükleyerek alıp götürür. İlk fırsatta kızı Yunanistan’a gönderir.
İşgal biter ve Yunan askeri ülkeden çıkartılır. Savaşın yaraları yavaş yavaş sarılırken, Emirdağ’ın Suvermez köyünde Gülnazik’in ailesinin dünyalar güzeli Gülnazik’in kaybının telafisi yoktur. Aile yıllarca kızlarının hasretiyle yanıp tutuşur.
Derken yıllar geçer. Yunan subay kaçırdığı Gülnazik ile evlenir, üç çocukları olur.
Bir süre sonra Yunan subay hayatını kaybeder. Gülnazik vatan ve aile hasretine daha fazla dayanamaz. Savaş ganimeti olarak kaçırıldığı Yunanistan’dan bir gemiyle Türkiye’ye doğru denize açılır.
Gülnazik, gemide ailem bu çocuklar Yunan diye kabul etmezler düşüncesiyle çocuklarını denize atmayı düşünür. Ama bir türlü buna cesaret edemez. Gece hava karardığında yanında çocukları ile dışarı çıkar. Gözlerinden sicim gibi yaş gelir. Yüreği yanar ama yine de çocuklarını Ege’nin karanlık sularına bırakacaktır. Bu anlayan çocuklar Gülnazik’e yalvarmaya başlar.
“Ne olur yapma anne, anne atma bizi denize, götür bizi Türk dedemize” diye yalvarırlar.
Gülnazik kafasına koyduğunu yapar çocuklarını bir bir denize atar. Ege’nin karanlık sularında çocukların çığlığı birkaç kez kulaklarında yankılanır. Bağrına iki elini bastırarak kaçarak uzaklaşır. Sonra aşağıda da yer alan ağıtı yakar.
Atina Türküsü
Otomobil boyandı
Atina’ya dayandı
Allı kızı görünce
Kafir Yunan dayandı.
Ah turnam allı turnam
Ben Atina’da durmam.
Atina’nın hamamı
İçindedir dumanı
Kimsecikten şüphem yok
Öldürsünler imamı.
Ah turnam allı turnam
Ben Atina’da durmam.
Yumurtanın sarısı
Yere düştü yarısı
Atina’ya gideli
Oldum Yunan karısı.
Turnam al beni turnam
Ben Atina’da durmam.
Top zülüfler yanımda
Tecellim var alnımda [Tecelli-Alın yazısı]
Çocuklarım sorarsan
Balıkların yanında.
Turnam al beni turnam
Ben Atina’da durmam.
Atina’nın üzümü
Ben tutmadım sözümü.
Çocuklarım atarken
Yumdum iki gözümü.
Turnam al beni turnam.
Ben Atina’da durmam.
Yumurtanın kulpu yok
Gözlerimde uyku yok
Çek kayıkçı kayığın
Yunanlıdan korkum yok.
Ah turnam allı turnam
Ben Atina’da durmam.
Atina’nın urganı
Kalın olur yorganı
Üç çocuğumu sorarsan
Balıkların kurbanı.
Turnam al beni turnam
Ben Atina’da durmam. | ©DerVirgül