Bizim dilimizde olmayan ama çok şey anlatan Almanca kelimeler
Bazı kelimeler Türkçe’de bulunmuyor ve bu nedenle bazen bir şeyi anlatmak için uzun cümleler kurmak zorunda kalabiliyoruz.
Türkçe, Almanca’da ifade edilen bazı hisleri veya kavramları tanımlamaya yetmiyor.
Almanca’da olan ama Türkçe karşılığı olmayan ve çoğumuzun bildiği ama tanımlayamadığı hisleri anlatan kelimeleri inceleyeceğiz.
Almanca konuşan Almanya, Avusturya ve İsviçre’de yaşayanların çok iyi bileceği gibi, bazen çok basit kelimeleri bile Türkçeye çevirmekte zorlanıyoruz.
Daha önce hiç gitmediğiniz bir yeri özlediğiniz oldu mu?
Hiç birine bakıp, tam yumruk atmalık bir surat dediniz mi?
Pazartesi sendromunu duymuştuk, peki ya pazar depresyonu?
Türkçe’de olmayan ama çok şey anlatan Almanca 15 kelimeyi sizler için listeledik.
1. Handschuhschneeballwerfer
Tam çevirisi “kar topu atarken eldiven takan kişi” anlamına gelen bu kelime hem pısırıklığı hem de uzak ve güvenli bir yerden insanları eleştiren, başına bela almadan birileri hakkında korkakça yorumlar yapanlara deniyormuş. Bizdeki karşılığı “tuzu kuru” olsa gerek.
2. Torschlusspanik
Zamanın hızla ve kontrolümüz dışında geçtiği hissi ile bir şeylere yetişemiyor olduğumuz kaygısı anlamına geliyor. Bir nevi yumurtanın kapıya gelmesi. Tor zaten kapı demek, schluss da kapanması yani “kapı kapanacak paniği”.
3. Verschlimmbesserung
İyi bir şey yapmaya veya bir şeyi düzeltmeye çalışırken daha da kötü hale getirmeye, işleri içinden çıkılmaz duruma sokmaya deniyor.
4. Schnapsidee
Normalde saçma gelen bir fikrin sarhoşken mantıklı gelmesine ya da sonrasında pişmanlık uyandıracak çılgınca, ipe sapa gelmeyen düşüncelere deniyor.
5. Sonntagsleerung
Tatilin, keyifli şeylerin sona erip rutine dönecek olmaktan dolayı duyulan sıkıntıya, endişeye deniyor. Pazar depresyonu.
6. Weltschmerz
Almancada dünya anlamına gelen ‘Welt’ kelimesi ile ağrı anlamına gelen ‘Schmerz’ kelimesinin birleşiminden meydana gelmiş, başka dillere de çevirisi de pek mümkün olmayan depresif bir kelimedir Weltschmerz! Genç Werther’in Acıları gibi Sanki bütün dünyanın yükü omuzlarında.
7. Zweisamkeit
Einsamkeit (yalnızlık) kökenli bu kelime birbirine uyumlu iki kişinin beraberliğine, iki kişinin bütün olabilmesine veya iki kişilik yalnızlık, samimiyet haline deniyor.
8. Waldeinsamkeit
Einsamkeit’in yalnızlık anlamına geldiğini bir üst maddede söylemiştik wald ise orman demek. Yine yalnızlığa bir övgü var ama bu sefer ormanda.
9. Fingerspitzengefühl
Kelime kelimesine “parmak ucu hissi” anlamına geliyor. Elinin değdiği yeri güzelleştirmeye, el yeteneğine, insan ve eşyalara karşı duyarlı olmaya deniyor.
10. Geborgenheit
Hiçbir zarar gelmeyecek kadar rahat, huzurlu, güvende hissetmeyi tanımlıyor.
11. Rückkehrunruhe
Sürükleyici bir tatilden sonra eve dönmeye, eve gelme farkındalığına deniyor. “Geri dönüş huzursuzluğu” gibi bir bakıma.
12. Habseligkeiten
Varı yoğu fazla olmayan, mütevazı malvarlığına deniyor. Aynı zamanda bu kelime 2004 yılında Almanca’nın en güzel kelimesi seçilmiş.
13. Schadenfreude
Schade: kötü olmak-hüzün ve freude: sevinç-mutluluk kelimelerinin birleşiminden olan iki zıtlığı aynı anda barından bu kelime başkasının acısından mutlu olmak anlamına gelir.
14. Fremdschämen
Bu kelime İngilizce’ye de Cringe olarak geçmiş yavaş yavaş biz de bu şekliyle kullanmaya başladık. Başkası adına utanmak anlamını taşıyor.
15. Fernweh
“Fern” uzak, “weh” acı anlamına geliyor. Uzaklara özlem duymak, hiç bilinmeyen, gidilmemiş, görülmemiş yerlere duyulan hasret demek. Türkçe’de bunun tam tersi bir his var “sıla hasreti”. Biz gurbetten acı çekmişiz, Alman varoluşçular uzaklara gidememekten.