Karakter benzerliği ilişkide ne kadar önemli?
Araştırmalar, eşlerin kişilik özellikleri bakımından benzerlik derecesinin mutluluklarını etkileyebileceğini gösteriyor. Ancak genel bir kural olarak ifade edilemeyecek kadar karmaşık bir mesele bu.
Tek eşli birçok canlı üzerinde yapılan araştırmalar benzer bulgular içeriyor: Eşlerin birbirine benzemesi olumlu etkide bulunuyor.
Çiftleşen hayvanlar davranışsal olarak benziyorsa üreme başarısının daha yüksek olduğu görülüyor.
İnsanlar açısından da eşlerin birbirine benzemesi olumlu sonuçlar doğuruyor.
Psikologlar ve diğer uzmanlar bu benzerliğin faydalı olduğu, zira bu durumda kişilerin aynı hedefleri, değerleri ve yaşam ilkelerini paylaşma ihtimalinin arttığı görüşünü uzun zamandır savunuyordu.
Ancak bu fikir mantıksal olarak doğru gelse de bu konuda yapılan çalışmalardan yıllar boyunca olumlu sonuç alınamadı.
Amsterdam Üniversitesi’nden psikologlar bunun nedenini çözdüklerine, eşlerin birbirine benzemesinin özellikle ‘uyumluluk/ yumuşak başlılık’ özelliği bakımından etkili olduğuna inanıyor.
Kişiliğin yanı sıra diğer faktörleri inceleyen başka araştırmalarda da ortak siyasi görüş, yatış-kalkış saati gibi konularda benzerliğin önem taşıdığı sonucu çıktı.
Ama benzerlikten daha önemli olan şey, eşlerin ne ölçüde ortak bir kimlik duygusu geliştirdikleriyle ilgiliydi.
Daha önceki araştırmalarda, farklı kişilik özellikleri bakımından eşlerin durumu ve bunların etkilerine teker teker bakmak yerine daha bütünsel bir yaklaşım benimsenmişti.
Örneğin, sağduyu sahibi herkes bilir ki eşlerden ikisinin de güvenilirlik ve sorumluluk özelliği bakımından ileri olması halinde benzerlik olumlu ve yararlı olacaktır.
Ama eşlerden birinin bu özelliğinin az olması halinde, diğer eşin ondan farklı olması olumlu bir dengeleyici etkide bulunacaktır.
Amsterdam Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, uzun süredir evli olan Amerikalı binlerce çiftle ilgili kişilik, esenlik ve ilişkide tatmin verilerini incelemiş, bunu yaparken de her eşin beş temel kişilik özelliği ile ilgili göreceli puanlarını dikkate almıştı.
Geçmişteki araştırmalarda elde edilen bulgulara paralel olarak çiftlerin genel esenliği bakımından en önemli etken tek tek eşlerin kişilikleriydi.
Eşlerden birinin veya ikisinin de daha uyumlu, sorumlu ve duygusal dengeli olması halinde bireylerin daha mutlu olduğu görüldü.
Ancak geçmişteki araştırmalardan farklı olarak tüm hikaye bundan ibaret değildi.
Birbirinin özellikleri bakımından eşlerin kıyaslanması da önemliydi. Birbiriyle tümüyle aynı kişilik özelliklerine sahip olmak avantajlı bir durum değildi. Örneğin eşlerin ikisinin de aynı derecede dışadönük olması çiftin genel esenliği bakımından ideal bir durum oluşturmuyordu; birinin diğerinden daha fazla dışadönük olması en azından genel esenlik açısından daha iyi sonuç veriyordu.
Güvenilirlik/sorumluluk özelliği az olan insanlarda da benzerlik olumlu sonuç vermiyordu; eşlerden birinin sorumluluk hissinin diğerinden biraz daha fazla olması daha iyiydi.
Bu bakımdan tek istisna, ama sadece kadınlar açısından, uyumluluk özelliğinde görülüyordu.
Başkalarına güvenme ve daha fazla empati kurma ile ilgili bu özellik bakımından benzerliğin büyük olması ideal durumdu ve kadınlar açısından ilişkide desteklenme duygusunu artırıyordu.
Deneyime açık olma özelliği bakımından sonuçlar biraz daha karmaşık olsa da benzer bir etki söz konusuydu.
Eşlerin bu bakımdan benzerliği sayesinde ‘aralarında daha az çatışma’ ve dolayısıyla ilişkide daha üst düzeyde esenlik söz konusu olabilirdi.
Son dönemlerde Almanya’da yapılan başka bir araştırma da benzer sonuçlar vermişti.
Bu araştırmada eşlerin benzerlik düzeyi ile ilişkilerinin uzunluğu arasında bir bağlantı var mı diye bakıldı. Kişilerin esenlik ve desteklenme algısı karşısında bu belki daha objektif bir ölçü olarak görülebilir.
5000 Alman çifti kişilik özellikleri ile ilgili bir anket yapmış ve bunlar beş yıl boyunca izlenmişti. Deneyime açıklık bakımından benzer özellikleri paylaşan çiftlerin daha uzun süreli birliktelik yaşadığı görüldü.
Yeni deneyimlere açıklık özelliği aynı seviyelerde olan eşlerin ilişkilerinde kadınların yarar gördüğünü gösteren başka araştırmalar da var.
Beş temel kişilik özelliği dışındaki benzerliklerin de önemli olduğunu gösteren bulgular var.
Varşova Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, eşlerin uyku düzeninde benzerlik olmasının, kadınları ilişkide daha mutlu ettiği görüldü.
Ayrıca günün hangi saatinde seks yapacakları konusunda ortak anlayış eşler açısından daha tatmin edici oluyordu.
Yine başka bir araştırmada, kadınların partnerleri ile ortak siyasi görüşlere sahip olmasının yanı sıra iki eşin de özgür ve bağımsız olmaya aynı ölçüde değer vermesinin ilişkide daha mutlu olmalarını sağladığı görüldü.
Bu araştırmalar partnerlerin benzerlikleri üzerinde mümkün olduğunca objektif bir şekilde yoğunlaşmaya çalışıyor.
Ancak kişinin partneri hakkındaki sübjektif algı ve duyguları da ilişkiye bakışta büyük önem taşıyor.
Psikologlar kişinin partneri ile ortak kimlik duygusunun etkilerini inceliyor. Kimi uzmanlar bu duyguya “kimlik kaynaşması” adı veriyor.
Araştırmalar, kendi benlik duygularının dengeli bir biçimde eşlerininki ile kaynaştığını düşünen bireylerin ilişkiye daha güvenli baktığını ve sorunlar çıktığında daha yapıcı yaklaştıklarını gösteriyor.
Kısaca özetleyecek olursak: İlişkilerde eşlerin benzerliği önemlidir.
Bunun ne tür etkide bulunacağı cinsiyete, söz konusu kişilik özelliklerine ve kişinin bağlılık tarzına bağlıdır.
Ancak bu etkiler genel bir kural olarak ifade edilemeyecek kadar karmaşıktır.
Kendi kişilik özelliklerinize benzeyen bir partner bulmanız lazım gibi bir tavsiyede bulunulamayacağı gibi, benzerliğin önemi olmadığını iddia etmek de doğru olmayacaktır.