“Değerli yalnızlık” rafa kaldırıldı, diplomatik adımlara hız verildi…

Bazı ülkelerle teması kestiği için eleştirildiğinde “değerli yalnızlık” savunması yapan AK Parti, dış politikada diplomasi atağında. İsrail, BAE ve Suudi Arabistan ile ilişkileri düzelten Ankara, Mısır ile de temasını sürdürüyor. Sırada Suriye mi var?

“Değerli yalnızlık” rafa kaldırıldı, diplomatik adımlara hız verildi…

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) iktidara geldiği ilk dönemlerde “komşularla sıfır sorun” politikası izledi.

Ancak 2010’un ortalarına gelindiğinde “problem yaşanmayan komşu kalmadı” noktasına gelindi.

Önce “One Minute” çıkışı sonrasında yaşanan Mavi Marmara saldırısı nedeniyle İsrail ile ilişkiler gerildi.

Ardından Suriye iç savaşı sırasında, Türkiye’nin Suriyeli muhaliflere destek vermesi iddiasıyla iki ülkenin diplomatik ilişkileri bozuldu. 

Mısır’da ise 2013’te darbeyle iktidara gelen Abdülfettah Sisi’yi sert dille eleştiren Ankara, Kahire yönetimi ile ilişkilerini en düşük seviyeye indirdi.

Ankara, 2016’dan sonra 15 Temmuz darbe girişimine destek verdikleri iddiasıyla Birleşik Arap Emirlikleri, Cemal Kaşıkçı davasıyla da Suudi Arabistan ile ilişkileri kopardı.

Sorunlu ülkelerle ilişkileri düzeltme çabası

Hatta Suriye, İsrail ve Mısır ile büyükelçiler karşılıklı olarak “istenmeyen adam” ilan edildi.

Özellikle muhalefetin “değerli yalnızlık” stratejisine yönelik eleştirilerinin ardından hükümet adımlar atmaya başladı.

AK Parti hükümeti diplomaside sorun yaşadığı ülkelerle ilişkileri düzeltme çabasına girdi.

Önce Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İsrail, Mısır ve en nihayetinde Suudi Arabistan ile buzlar eritildi.

Peki, sırada Suriye mi var? Ankara’nın Şam ile ilişkilerini düzeltmek için bir girişimi olur mu?

Konuyu Independent Türkçe’ye değerlendiren uzmanlar, farklı görüşte.

“Öncelikle Suriye ile ilişkiler düzletilmeliydi”

Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, ülkeler arasındaki ilişkilerin zaman zaman iyi bazen de kötü olmasının mümkün olduğunu söyledi.

Türkiye’nin Suudi Arabistan ile ilişkileri düzeltmek için gayret sarf ettiğini kaydeden Yakış, “Görebildiğim kadarıyla Suudiler de bu yakınlığa razı olmuş durumda. Çünkü Ankara, Suudi Arabistan’ın beklediği şartları yerine getirdi. Yani Kaşıkçı davasını kapattı” dedi.

Suriye ile ilişkilerin tüm ülkelerden önce düzeltilmesi gereken bir konu olduğunun altını çizen Yakış, Şam ile ilişkilerin şimdiye kadar düzeltilmemesinin hata olduğunu belirtti.

“Ankara’nın Şam politikası yanlış”

Diğer ülkelere nazaran Şam ile diplomatik ilişkilerin düzelmemesinden ötürü Türkiye’nin zararının çok büyük olduğunu aktaran eski Dışişleri Bakanı Yakış, “En başta öncelikle Suriye ile ilişkiler düzeltilmeliydi. Halen yapılmamış olması hatadır. Suriye’de sokak hareketleri başladığı zamandan beri Ankara’nın Şam’a karşı izlediği politikanın yanlış olduğunu söylüyorum” ifadelerini kullandı. 

“Bu kanaatimi halen koruyorum. Ankara Şam’a karşı yanlış bir politika izliyor” diyen Yakış şunları kaydetti: 

Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekir. Birkaç ülke ile ilişkiler istenilen seviyeye doğru geliyor. Mısır ile ilişkiler de henüz istenilen raddeye gelmedi çünkü Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’ye karşı duyduğu şahsi küskünlük nedeniyle Kahire yönetimi biraz ayak diriyor. Mısır hariç sözü edilen ülkelerin hemen hepsi ile ilişkiler önemli ölçüde düzelme yoluna girdi/giriyor.

“İsrail rahat etmedikçe Türkiye’nin Suriye ile ilişkileri düzelmez”

İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi ve uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni ise Yakış’tan farklı bir görüşte.

Prof. Dr. Köni, Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini düzeltmesinde tek başına karar alamayacağını savundu.

Türkiye’nin Şam yönetimi ile ilişkilerini düzletmek için öncelikle ABD ve İsrail’den izin alması gerektiğine değinen Köni, “Bizi Suriye’ye sokan ABD’nin kendisiydi. İsrail ile yakınlaşmak isteniyorsa Suriye’de mevcut durumun devam edilmesi gerekir. Çünkü İsrail oradan tehdit alıyor. İran’ın oradan çıkarılması lazım ki İsrail rahat etsin. İsrail rahat etmedikçe ABD, Türkiye’nin Suriye’den çıkmasına ve ilişkilerin düzeltmesine izin vermez” değerlendirmesinde bulundu.

Köni’ye göre Türkiye çıkarını önceleyen bir dış politika öne süremez, çünkü dışardan çokça baskı yedi. 

“Ekonomi ve seçimi kurtarmak için yeni dönem başlatıldı”

Ankara’nın kötü olan ekonomik durumu düzeltmek için Mısır, İsrail ve “katil” dediği Suudi Arabistan ile ilişkileri düzeltmek istediğini ifade eden Prof. Dr. Köni, hükümetin hem ekonomi hem de seçimi kurtarmak için üçüncü bir dönemi oynamak zorunda olduğunu ifade etti.

Hükümetin birinci dönem sözü edilen ülkelerle dost olduğunu anımsatan  Köni, şöyle konuştu: 

Sonra kendisini güçlü hissedince ileri doğru çıktı. Hem ekonomik çöküş hem de karşısında büyük bir cephesinin oluşu yeni dönemi oynamak zorunda bıraktı. Seçimler yaklaşırken bu ekonomik durumda politikasında değişiklikler yapmak zorunda. Dolayısıyla Suriye’de dediğim gibi öncelikle İsrail’in rahat olması lazım. Bu da İran’ın çıkmasına bağlı. Türkiye’nin anlaşma yaparak kendi durumunu düzeltmesi pek mümkün değil. Zaten bu işleri başlatan ABD. Dolayısıyla yukarıdaki savaşı dengeli bir şekilde götürmeye çalışacak, aşağıdan da İran’ın bölgeden çıkmasına zemin hazırlayacak. Öbür türlü Suriye’de bir çözümün olabileceğine inanmıyorum.

“Suriye yapmadığı için Türkiye yaptı”

Emekli büyükelçi Umut Arık ise Türkiye ve Suriye ilişkilerinin bozulmasının dış kaynakların etkisinin azımsanmaması gerektiğine dikkati çekti.

Ankara’nın dış politikasının İsrail, Mısır, BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle yakın ilişki içerisinde olması gerekliliğini zorladığı vurgulayan emekli büyükelçi Arık, “Tüm bu yaşananlara rağmen Türkiye Doğu Avrupa, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu batısının son derece önemli bir ülkesidir” dedi.

Dışardan ne kadar etki olursa olsun bölge ülkelerinin Türkiye ile ilişkilerini ılımlı ve olumlu bir seviyede tutmak durumunda olduğunu dile getiren Arık, “Buna mukabil Ankara da ilişkilerine dikkat etmeli. Mesela Ankara her zaman Şam’a doğru dürüst demokratik metot uygulaması ile yeni anayasa ve anayasal yollarla seçimlere gitmesi gibi telkinlerde bulunmuştur. Ayrıca YPG ve PYD gibi terörist gruplara karşı koyulmasının istemiştir. İşte Suriye bunu yapmadığı için Türkiye çeşitli askeri harekatlarla kendisi bunu yaptı” yorumunda bulundu.

“Türkiye-Suriye arasında temas devam etmekte”

Türkiye’nin asıl gayesinin gelecek her tehdidi bertaraf edip güvenliği garanti altına almak olduğunu kaydeden Arık, Ankara’nın Şam’a karşı askeri veya stratejik bir tehdit oluşturma gayreti içinde olmadığını belirten Arık, sözlerini şöyle tamamladı:

Ankara’nın ne Şam ne de Bağdat’a karşı herhangi bir düşmanlığı yok. İki ülke arasında zaten güvenlik ve istihbarat birimleri arasında temaslar devam etmekte. Bu temaslar hiçbir zaman kesilmedi, bundan sora daha olumlu yola girmesi Türkiye tarafından da arzu ediliyor. Buna Ankara’nın herhangi bir itirazı yok. Yani durup dururken Türkiye kuzey Irak ve kuzey Suriye’ye harekat yapmıyor. Tehditler ortadan kalkarsa, eskiden olduğu gibi komşu ve bölge ülkeleriyle normal ilişkilerine devam edecektir. /The Independentturkish/ Abdulhakim Günaydın

Yayınlama: 04.05.2022
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.