Kaldırılışının 110. yılında sansür her yerde
24 Temmuz sansürün kaldırılışının 110. yılında TGS, DİSK Basın İş, Basın Konseyi ve TGC sansürün artık her yerde olduğuna vurgu yaptı.
2. meşrutiyetin ilanının ardından ağır baskı altındaki gazeteciler ve matbaacılar sansür memurlarını binalarına sokmayarak fiilen sansürün kaldırılmasını sağladı.
‘Âli Kararname’ ile yürürlüğe giren sansür, 32 yıl sonra resmi olarak kaldırılmış oldu.
Bu tarihi olayın önemini vurgulamak için, 1946 yılında 24 Temmuz günü Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak kutlanması kararlaştırıldı.
Ancak Türkiye’de o günden beri ifade ve basın özgürlüğü her zaman baskı ve yasaklamalarla, gazeteciler hapis ve sürgünle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.
Sansürün kaldırılmasının 110. yılı vesilesiyle Türkiye’de medyanın içinde bulunduğu durumu değerlendiren basın örgütleri, medyanın hâlâ sansür baskısı altına alındığına ve gazetecilerin cezaevlerine konulduğuna, halkın haber alma hakkının yok edildiğine dikkat çekerken, 24 Temmuz’un bayram değil ifade ve basın özgürlüğü için mücadele günü olduğunu vurguluyor.
‘HABERİN OLMADIĞI YERDE SANSÜR DE OLMAZ’
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş: Gazeteciler 24 Temmuz sansürün kaldırılışının 110. yılına iliklere kadar uygulanan sansür ve otosansür ile giriyor.
Resmiyette sansür kaldırılalı 110 yıl oldu ancak uygulamada sansürü katlayan yaptırımlar ile yüz yüze kaldığımız bir dönemden geçiyoruz.
İktidarın medyanın yüzde 95’ini kontrolü altına aldığı kalan yüzde 5’lik kesimi cezalarla, tutuklamalarla baskı altına aldığı, ekonomik olarak sürdürülemez bıraktığı bir dönemden geçiyoruz. Yarın bolca açıklamalar yapılacak sansür yok artık diye ama şunu bilmeliyiz ki haberin olmadığı yerde sansür de olmaz.
İktidar haberi yok etmek üzere politikalar üretiyor.
Gazetecilerin de buna karşı haberi savunduğu bir dönem bu dönem.
Gazeteciliği yok edemeyecekler.
Gazeteciler sansürlere rağmen haber yapmaya devam edecek.
‘SANSÜR FİİLİ OLARAK HÂLÂ YÜRÜRLÜKTE’
DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren: Ülkemizde yıllarca kutlanan 24 Temmuz Basın Bayramı’nın bize göre hiçbir anlamı yoktur.
Basın Bayramı olarak bu tarih sansürün kaldırılışının yıl dönümü olduğu için seçilmiştir. Artık bu günü kutlamak şaka gibi bir şeydir.
Fiili olarak sansür, otosansür hâlâ yürürlüktedir.
Sansürsüz yayın yapan gazeteler, televizyon kanalları, internet siteleri, haber ajansları ise büyük bir tehdit altındadır.
OHAL bahanesiyle onlarca TV kanalı, gazete, internet sitesi ve haber ajansı kapatıldı. İktidarın hoşuna gitmeyen her haber soruşturma konusu oluyor.
İki yüze yakın gazeteci hâlâ hapishanelerde.
Yüzlerce gazeteci hakkında yaptıkları haberler ya da sosyal medya paylaşımları nedeniyle davalar devam ediyor.
Bu koşullarda 24 Temmuz bizim için bayram değil, basın ve ifade özgürlüğü için sesimizi bir kez daha yükselteceğimiz bir gündür.
‘110. YILDA MEDYA YİNE SANSÜR VE OTOSANSÜR KISKACINDA’
Basında sansürün son bulmasının 110. yılı nedeniyle Basın Konseyi de bir açıklama yaptı.
Açıklamada Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığına dikkat çekildi: “Bugün Türkiye, dünya ifade ve basın özgürlüğü sıralamasında en sonlarda yer alıyor.
Hiçbir dönemde olmadığı sayıda gazeteci ve yazar, ya cezaevlerinde; ya da mahkemelerde açılan binlerce davada sanık olarak yargılanıyor.
Onlarca basın mensubu yazdıkları yazıdan, katıldıkları televizyon programındaki sözlerinden dolayı, ‘örgüt’ yaftası ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına çarptırılmakta.
En küçük eleştiriye, tek sütunluk habere ya da çizilen karikatüre onlarca yıl hapis istemiyle peş peşe davalar açılıyor.
Gazeteciler çok ağır, ödenmesi güç maddi yaptırımlarla cezalandırılıyor.
Mahkemeler hiçbir indirime gitmeden ağır mahkumiyet kararları veriyor.
Kapanan gazeteler, televizyonlar ve internet sitelerinde işsiz kalan binlerce gazeteci ve televizyoncu varken, medyamızın içinde bulunduğu böyle bir ortamda, 24 Temmuz’u ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’ olarak kutlayamıyoruz.”
TGC: TUTUKLU GAZETECİLERİN ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞMASINI BEKLİYORUZ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, basında sansürün kaldırılışının 110. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada: “Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır” dedi.
TGC Yönetim Kurulunun yaptığı açıklamada, “Gelişmiş çağdaş ülkelerin arasında yer almanın ancak temel hak ve özgürlüklere sahip, birbiriyle barışık bir toplumla gerçekleşeceğini düşünüyoruz ve bu amaçla cezaevlerinde tutuklu gazetecilerin de özgürlüğüne kavuşmalarını bekliyoruz.” İfadelerine yer verildi.
‘GAZETECİLERİ İŞSİZ VE TUTUKLU OLAN BİR ÜLKENİN BASIN BAYRAMI OLAMAZ’
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer 24 Temmuz Basın Bayramı ve basında sansürün kaldırılışının yıldönümünü nedeniyle yaptığı açıklamasında, tutuklu gazeteciler için özgürlük çağrısı yaparak, “Basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı için mücadele veren gazetecilerin tutuklandığı, haberlerinin sansürlendiği bir ülkede Basın Bayramı kutlanamaz.
Son yıllarda olduğu gibi, bu yılda da 24 Temmuz’da düşünceyi ifadesi ve yazıları nedeniyle tutuklu tüm gazetecilere özgürlük istiyoruz” dedi.
Çakırözer tutuklu Gazeteci Milletvekili Enis Berberoğlu ile partisinin Eski Milletvekili Gazeteci Eren Erdem için de özgürlük çağrısında bulundu.
Basında sansürün kaldırılışın yıl dönümünde basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmadığını, aksine artarak devam ettiğini dile getiren Çakırözer, “2017 yılında 111gazeteci gözaltına alındı, 62 gazeteci tutuklandı.
2018 yılının ilk 6 ayında 27 gazeteci gözaltına alınarak, 32 gazeteci tutuklandı, yaklaşık 55 gazeteci işten atıldı.
1 Temmuz 2018 itibarıyla 127 gazeteci tutuklu, 12 bin gazeteci işsiz. Dünya basın özgürlüğü endeki sıralamasında her geçen yıl geriye giden Türkiye, basın özgürlüğü konusunda 180 ülke içerisinde 157. sırada yer almaktadır” dedi.