Köşe Yazıları | “Depremler Erdoğan’ın koltuğunu da mı sallıyor?”
Şiddetli depremlerden yalnızca üç ay sonra, mayıs ayında Türkiye’de parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması bekleniyor…
Şiddetli depremlerden yalnızca üç ay sonra, mayıs ayında Türkiye’de parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması bekleniyor. Pek çokları koruyucu tedbirler alınmamasından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da sorumlu tutarken, yerli ve yabancı basın afetin seçim kampanyası üzerinde önemli bir etkisi olacağında hemfikir. Pek az yorumcu, yaşananların Erdoğan’ın yeniden seçilme şansını artıracağını düşünüyor.
Yozlaşmış inşaat politikasının faturası
Bu felaketin sorumlularından biri de Erdoğan, diyor Naftemporiki:
“20 yıl önce, 1999’daki 18.000 insanın ölümüne neden olan başka bir büyük depremin hemen ardından iktidara gelmişti. Hükümeti bu 20 yıl boyunca, ülkeyi bu ölçekte bir depreme hazırlamayı başaramadı. Büyük yıkıma yol açan 1999 depreminin ardından, [diğer tedbirlerin yanı sıra] deprem bölgelerdeki yeni kamu binalarını depreme dayanıklı hale getirmek üzere bir ‘deprem vergisi’ getirilmişti. … Muhalefetin de eleştirdiği gibi, toplanan paralar bu işe değil, başka yerlere akıtıldı. Halkın parası çarçur edildi. İhaleler devlete ve iktidar partisine yakın büyük inşaat firmalarına verildi, onlar da bu binaları deprem yönetmeliklerine aykırı bir şekilde inşa etti.”
Üzerindeki baskı etkili tedbirler almasını sağlayabilir
Magyar Narancs, afetin Erdoğan için riskler teşkil ederken avantaj da sağlayabileceği kanısında:
“Sorumluluğun kimde olduğu meselesi, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının önemli konularından biri olacak ve boş yere de değil: Özgürlük karşıtı ve otoriter Erdoğan rejimi ve ona bağlı ilgili birimler, depremin sonuçlarını hafifletmek için pek az şey yaptılar. … Dolayısıyla bu durum, Türk yetkilileri hızla harekete geçmeye sevk edebilir. Öte yandan, ülkenin en büyük çevre bölgelerinden birini ve buradaki büyük ölçüde Kürt kökenli oldukları için isyana yatkın olduğu düşünülen halkı da kaderine terk etmeyi göze alamazlar.”
Türk siyasetinde dönüm noktası yaşanmaz
Deník N, Erdoğan’ın bu krizi de atlatmak için hâlâ her tür fırsata sahip olduğu görüşünde:
“Ülke yüzde 50’nin üzerinde bir enflasyonla boğuşuyor ve ücretler, fiyat artışlarındaki hıza ayak uyduramıyor. Erdoğan, ekonomik krize karşı kimi seçmenleri geri kazanmasını sağlayabilecek büyük bir yardım paketi açıklamıştı. Deprem sonrasında başka bir mali yardım paketi sözü daha verdi. … Erdoğan, eleştirileri büyük jestler ve sürdürülecek yardımlarla bastırmayı başarabilirse, seçim öncesinde becerikli bir lider olarak itibarını koruyabilir. Henüz mevcut durumun, en sadık seçmenlerinin desteğini kıracağını gösteren pek bir emare yok.”
Seçim kampanyasını sonra yaparsınız
Muhalefet, afet bölgesine yardımların çok geç ulaşması ve yetersiz kalması nedeniyle hükümeti başarısızlıkla suçlarken, iktidara yakın Yeni Şafak, siyasilerin bugün birlik olması gerektiğini söylüyor:
“Depremden önce Türkiye seçim sürecinin gittikçe ısınan şartları altındaydı. Normaldir. Ancak şimdi olağanüstü dönemdeyiz ve herkesin hem milletimize hem dünyaya birlik halinde olduğumuzu göstermesi gerekiyor. Politik tartışmalar kaçmıyor. Afeti bu hesaplaşmanın parçası haline getirmek, hele fırsat olarak görmek sadece ülkeye/milletimize zarar verir. Bunu anlamamak, istismar etmek insanlarımızın alkışlayabileceği bir şey değil.” | eurotopics.net