Milyarderler neden medya sahibi olmak ister?

Her şeye sahip olan biri başka ne ister? Daha büyük bir yat, daha hızlı bir spor araba veya şampiyon bir spor takımı mı?

Milyarderler neden medya sahibi olmak ister?

Zor günler geçiren prestijli dergi ve gazeteleri satın almayı tercih eden milyarderlerin sayısı son dönemde artıyor.

Servetlerini gazeteciliğin en şaşaalı günlerinin sona ermesinden ardından kazanmış olan milyarderler, haber merkezlerinin gürültüsüne çekiliyor.

Bunun son örneği, 1923’ten beri ABD’nin dünyadaki olaylara bakışını yansıtan Time dergisini alan Marc Benioff ve eşi oldu.

Aralarında ABD Başkanı Donald Trump’ın da bulunduğu güçlü ve zengin insanlar derginin kırmızı çerçeveli kapağında yer almayı hâlâ önemsiyor.

Şirketlere yazılım satan Salesforce.com’un kurucusu Benioff için Time’a verdiği 190 milyon dolar, 6,7 milyar dolarlık servetinin yalnıza küçük bir kısmı.

Benioff, beş yıl önce milyarlarca dolarının bir kısmıyla Washington Post’u satın alan Jeff Bezos’un yolundan gitti.

Bezos’un Post’u aldığı yıl eski fon yöneticisi ve Boston Red Sox’un sahibi John Henry de Boston Globe’u satın aldı.

Bundan kısa bir süre sonra otel ve kumarhaneler kralı Sheldon Adelson Nevada’nın en büyük günlük gazetesi Las Vegas Review-Journal’ın sahibi oldu.

Geçen yıl da Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un eşi Laurene Powell Jobs, The Atlantic dergisinin çoğunluk hissesini satın aldı.

Bu yılsa Güney Afrikalı biyoteknoloji milyarderi Patrick Soon-Shiong, Los Angeles Times başta olmak üzere ABD’nin batı yakasındaki bazı gazeteleri bünyesine geçirdi.

Satışları azalan ve reklam gelirleri için internet yayınlarıyla rekabet etmek zorunda kalan basın kuruluşları kendilerini haber düşkünü zenginlerin kollarına atmaya hazır.

Enders Analysis’in medya analisti Douglas McCabe bunun nedeninin ilk dönemlerinde internet yayınlarını ücretsiz sunmayı tercih etmeleri ve reklam verenlerin, dijital mecraya yazılı basından daha az para vermek istemesi olduğunu söylüyor.

Bu faktörler medya sektörünün yatırımcıların gözündeki çekiciliğini azaltıyor.

Peki hedef para kazanmak değilse zenginleri bu sektöre çeken motivasyon nedir?

McCabe, “Zenginler her zaman haber yayıncılığıyla ilgiliydi çünkü etkili medya kuruluşları sahiplerine kitlelere erişim ve etki imkanı tanıyor” diyor.

Boston’daki Northeastern University’de gazetecilik üzerine çalışan ve “Zenginlerin Dönüşü: Jeff Bezos ve John Henry 21. Yüzyılda Gazeteleri Nasıl Baştan Yaratıyor” kitabının yazarı Dan Kennedy’ye göre bu bazıları için geçerli olsa da yeni nesil milyarderlerin başka motivasyonları da var:

“Bunun hem egolarından hem de gerçekten iyilik yapabileceklerine dair inançlarından kaynaklandığını düşünüyorum.

“Genelde bu medya kuruluşlarının finansal zeka eksikliği yaşadığına, kendileri gibi bir sahibi olunca tekrardan iyi işleyeceğine inanmaya yatkınlar.”

Kennedy, Jeff Bezos ve Post için bu inancın doğrulandığını söylüyor. Amazon’un devasa erişimini kullanarak abone sayısını artırdılar ve New York Times’a rakip oldular.

Kennedy’ye göre, Bezos’un Washington Post’taki başarısı başkalarına ilham vermiş olabilir.

Başlangıçta Bezos’un Amazon’un reklamını yapacağı veya gazeteyi kendi şirketleri için kullanacağı, Post’u siyasi veya ekonomik çıkarlarına kullanacağına yönelik endişeler olsa da bunlar gerçekleşmedi.

Boston Globe’u alan Jonh Henry gibi bazı milyarderler ise gazetenin editoryal çizgisine karışmayı tercih etse de haber merkezine özenli bir mesafede kaldılar. Bunun yerine yeni iş stratejileri geliştirmeye odaklandılar.

Bütün bunlar büyük yatırımcıların bir kamu görevi hissine sahip olmadığı anlamına gelmiyor.

Soon-Shiong bu yaz LA Times’ı alırken Güney Afrika’da basın özgürlüğünün kısıtlandığı Apartheid döneminde büyümüş olmasının bu kararda etkili olduğunu söyledi.

“Çağımızın kanseri” diye nitelediği sahte haberlerle başa çıkma sözü verdi.

Okurları için kaleme aldığı bir mektupta aldığı gazetenin “editoryal bütünlük ve bağımsızlığın kalesi” olacağını, “demokrasiyi koruyup dezenformasyonun ilacı olacağını” yazdı.

Bezos, Post’u aldığında demokrasiyi savunmadaki rolünden bahsetmişti.

Powell Jobs da, yatırımı sayesinde The Atlantic’in “kritik zamanlarda üstlendiği önemli görevi yerine getireceğini” söylemişti.

Peki bu basın kuruluşlarının kamusal tartışma ortamını koruma amacı olan zengin sahipleri olması iyi bir şey mi?

Kennedy, “Bunun alternatifinin ne olduğunu düşünmeliyiz” diyor:

“Son yüz yılda çok sayıda basın kuruluşu patronunun, daha fazla kâr amacı için işçilerini çıkardığını gördük.

“O açıdan kamuyu düşünen bireylerin gazeteciliği denemeleri güzel bir şey.”

Ama bu her zaman başarılı olacakları anlamına gelmiyor.

Facebook kurucularından Chris Hughes 100 yıllık The New Republic gazetesini 2012’de aldıktan sonra 20 milyon dolar yatırım yapmasına rağmen çalışanlarını ve okurlarını kaybetmenin önüne geçemeyerek gazeteyi dört yıl sonra sattı.

Kennedy kısa süre önce Boston Globe’un sahibi John Henry ile görüştüğünü, gazetede birkaç taktik denediklerini ve hangisinin başarılı olacağını görmeyi beklediklerini aktardığını söylüyor.

Gazetenin durumunu düzeltmenin beklediğinden çok daha zor olması onu yıldırmış.

Kennedy Time’un yeni sahibi Benioff’u da, derginin sürekli değişen medya sahnesinde yeni rolüne karar kılmaya çalışırken yıllar boyunca zarar etmeyi göze alması gerektiğini söylüyor./BBC News

 

Yayınlama: 19.09.2018
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.