Nokta ile Virgül
Virgül’ün noktaya olan aşkı dilden dile dolaşırmış. Virgül noktayı çok seviyormuş ama ona açılamıyormuş sürekli dolaylı tümleçlerin arkasına saklanıyormuş.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde bir cümle ve bu cümlenin içinde yaşayan bir virgül ile bir nokta varmış. Virgül’ün noktaya olan aşkı dilden dile dolaşırmış. Virgül noktayı çok seviyormuş ama ona açılamıyormuş sürekli dolaylı tümleçlerin arkasına saklanıyormuş. Noktaya olan aşkı onun içini kemirip duruyormuş, ama ona yaklaşamıyormuş çünkü bir virgül ile noktanın yanyana olduğu nerede görülmüş. Virgül sürekli dünyanın en güzel tümleçlerini arar bulur ve noktanın yanına getirirmiş onun için.
Birgün virgül bir cesaret bulup aradaki tümleci kaldırmış, nokta bu duruma çok şaşırmış. Virgül ne kadar yaklaşırsa yaklaşsın nokta hiç yaklaşmıyormuş ama virgüle müsade ediyormuş. Gel zaman git zaman günlerden birgün virgül ile nokta arasına kötü bir özne girmiş. Virgül ne kadar uğraştıysa da o özneyi çıkartamamış ve nokta da ona hiç yardımcı olmamış. Geçen zamanla birlikte virgül noktayı görememenin acısıyla kıvranmaya dayanamamış ve cümleyi terk etmiş sonra kendi kendine yemin etmiş demişki; Artık hiçbir cümlenin virgülü olmayacağım.
Bu masalın noktasını koymadan önce belirtmek isterim ki, virgül bir cümleden çıktığı zaman çoğu kez o cümle artık başka bir cümledir. Gökten üç elma düşmüş, biri hiç duruşunu bozmayan duygularını ifade etmeyen noktaya, biri noktanın yanına tutarsızca yapışan özneye ve sonuncusu da cümlesini terk edip gurbetlik kelimelerde iştahsız yaşayan virgüle.
Mehmet Ali Arslan