Sosyal medyanın Gazze savaşıyla imtihanı

Sosyal medya platformlarında özgürce fikirlerini yazdıklarını sananlar bir daha düşünsün…

Sosyal medyanın Gazze savaşıyla imtihanı

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’nın 7 Ekim’de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna, İsrail de Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt verirken, Gazze şeridinde şiddetli çatışmalar ve bombardımanlar sürüyor. Krize dair sosyal medya platformlarının tutumu da tartışma yaratıyor.

Uzmanlar Şubat 2022’de başlayan ve o zamandan beri devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı boyunca sosyal medya platformlarında dezenformasyonun çok büyük bir sorun haline geldiğini hatırlatıyor.

Bazı yorumcular, internet şirketlerinin bu yaşananlardan ders çıkarmadığını ve Gazze savaşında da sanal ortamın önemli ölçüde kötüleştiğini söylüyor.

En fazla dezenformasyon X’te

Analistler dezenformasyon ve yanlış bilgilendirme açısından X’in (eski adıyla Twitter) genel anlamda en kötü platform olduğu hususunda hemfikir.

Elon Musk’ın son düzenlemeleri doğrultusunda Twitter Blue aboneleri, gönderilerinin viral olması ve yeterli etkileşime ulaşması durumunda X’ten ödeme almaya hak kazanmıştı. Bu durumun, kullanıcıların etkileşim uğruna yanlış bilgi yaymasını ve nefret söylemlerinde bulunmasını kolaylaştırdığı düşünülüyor.

Musk ayrıca, satın aldıktan sonra şirketin içerik denetleme ve politika ekiplerinin “büyük bir kısmını” işten çıkarmıştı.

Semafor’un analizine göre bu da sahte videoların platformda kalmasına ve yayılmasına sebebiyet vermiş olabilir.

BBC muhabiri Shayan Sardarizadeh, dezenformasyona odaklandığı teyit çalışmaları sırasında İsrail ve Gazze’den olduğu iddia edilen birkaç eski videoya rastladığını, bunlardan bazılarının BBC haberiymiş gibi paylaşıldığını ve manipüle edildiğini belirtti.

Bunun yanı sıra yapay zekayla hazırlanmış çok sayıda görsel de İsrail veya Gazze’de çekilmiş gibi yayılmaya devam ediyor.

Avrupa Birliği’nin yeni yasası etkili olmadı mı?

Avrupa Birliği’nin (AB) büyük platformlar için ağır cezalar öngören, dezenformasyon ve gizlilik odaklı Dijital Hizmetler Yasası, ağustos sonunda yürürlüğe girmişti.

Gazze savaşı, söz konusu kanunun uygulamaya konmasından bu yana yaşanan ilk büyük uluslararası çatışma oldu.

AB bu hafta X, Meta ve TikTok’a, yasadışı içeriklerin ve dezenformasyonun platformlarda yayıldığına ve bunun da ağır cezalara yol açabileceğine dair uyarı mektupları gönderdi.

Ancak Bloomberg’ün aktarımına göre uzmanlar, bu mektupların yeterince ayrıntı vermediği ve yetkililerin bu yasayı kişisel siyasi çıkarlar için kullanabileceği hususunda da endişeli.

Filistinli Instagram kullanıcılarına “terörist” etiketi

X, güvenilir ve gerçek zamanlı haberleri görüntülemek için başvurulan bir kaynak olma özelliğini yitirirken, dikkatler Meta’nın sosyal medya platformlarına çevrildi.

Öte yandan Meta’nın da kendilerini Filistinli olarak tanımlayan bazı Instagram kullanıcılarının biyografilerine “terörist” etiketini koyması büyük tepki çekti.

Şirket sözcüleriyse bu hamlenin bilinçli olmadığını, sistemle ilgili bir geliştirmeden kaynaklandığını savundu.

BBC’ye açıklamada bulunan şirket, “uygunsuz Arapça çevirileri” düzeltmek isterken bu soruna yol açtıklarını bildirdi:

Bu olaydan dolayı içtenlikle özür dileriz.

Arapça gönderide skandal çeviri

Instagram kullanıcısı @khanman1996, platformdaki biyografik bilgilerinin skandal biçimde yanlış çevrildiğini söylüyor. Kullanıcı, X ve TikTok’ta yayımladığı bir gönderide söz konusu çeviri hatasının hareketli ekran görüntüsünü paylaştı.

Biyografisinde Filistinli olduğunu yazan kullanıcı, “Filistinli” yazısının yanına bir Filistin bayrağı eklemiş ve Arapça “elhamdulillah” yazmıştı. Ancak Instagram’ın “çeviriyi gör” seçeneğine tıklayan diğer kullanıcılara İngilizce şu tercüme sunuldu:

“Allah’a şükür, Filistinli teröristler özgürlükleri için savaşıyor.”

@khanman1996, aslında kendisinin Filistinli olmadığını ancak ismini açıklamadığı bir Filistinli arkadaşının uyarısı üzerine hatayı test etmek için profiline bu şekilde yazdığını kaydetti.

Arapça çevirileri önemsemiyorlar mı?

Facebook’un eski çalışanı Frances Haugen’in iki yıl önce sızdırdığı şirket içi belgelerde şirketin Arapça’nın farklı lehçelerini ve kültürel nüansları anlayan moderatörleri istihdam edemediği ve bu nedenle Ortadoğu’da nefret söylemi içeren gönderilere müdahale edilemediği ortaya çıkmıştı.

Tehlikeli Kişiler ve Kuruluşlar listesinde yer alan bir belgede, “Arapça terörle mücadele içeriğine yanlış müdahale ediyorduk” ifadeleri yer alıyordu. Belgede mevcut sistemin, “kullanıcıların siyasi sohbetlere katılımını sınırladığını ve ifade özgürlüğünü engellediği” belirtiliyordu.

Dilbilimciler, Facebook’un sistemini, Arapça’nın çeşitli lehçeleri bulunması nedeniyle kusurlu görüyor.

Instagram’da gizli sansür iddiası

Öte yandan şirket, aynı zamanda Filistinlilere verilen desteğin dile getirildiği içeriklerin görünürlüğünün gizlice azaltıldığı suçlamalarıyla da karşı karşıya kaldı.

Bazı kullanıcılar, Filistin yanlısı paylaşımları nedeniyle Instagram’ın kendilerine “gizli sansür” uyguladığını ve gönderilerinin diğer kullanıcıların akışına düşmediğini söylüyor.

Kullanıcılar, Hikaye bölümünde paylaştıkları 24 saatlik Filistin gönderilerinin, diğerlerine göre daha az görüntülendiğini ve hesaplarının da arama butonunda kolayca bulunamadığını öne sürdü. O kullanıcılardan biri de Pakistanlı yazar Fatima Butto’ydu.

Teknoloji devi bu iddialar üzerine sistemden kaynaklanan bir hatanın Hikaye bölümündeki paylaşımları etkilediğini kabul etti. Şirket sözcüleri bu durumun siyasetle ilgili olmadığını savundu:

Bu hata dünya çapındaki hesapları eşit şekilde etkiledi ve içeriğin konusuyla hiçbir ilgisi yok.

Kullanıcılar ayrıca Meta’nın politikalarını ihlal edip etmediğine bakılmaksızın Filistin hakkında içerik yayımladıkları için platformda tacize uğradıklarını ve şikayet edildiklerini belirtiyor.

Bu ilk değil

Öte yandan Meta’nın Filistin yanlısı gönderiler konusunda sicili hayli kabarık.

Filistin kökenli model Bella Hadid de geçen yıl Instagram tarafından sansüre uğradığını ve Filistin hakkında paylaşım yaptığında Hikaye görüntülemelerinin neredeyse 1 milyon azaldığını söylemişti.

Mayıs 2021’deyse İnsan Hakları İzleme Örgütü, Instagram’ı Filistin-İsrail kriziyle ilgili videoları, fotoğrafları ve yorumları kaldırmakla suçlamıştı.

Danışmanlık firması Sosyal Sorumluluk İşletmesi’nin konuyla ilgili incelemesi sonucunda Eylül 2022’de yayımlanan bir raporda da şu ifadeler yer almıştı:

Meta’nın eylemleri, Filistinli kullanıcıların ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü, siyasi katılım ve ayrımcılığa uğramama hakları ve dolayısıyla Filistinlilerin bilgi ve içgörü paylaşma yetisi üzerinde insan hakları açısından olumsuz bir etkiye sahip gibi görünüyor.

İnternet şirketlerinde çalışanlar baskıya mı uğruyor?

Bunun yanı sıra internet ve sosyal medya devlerinin, çalışanlarına yönelik baskı kurduğuna veya onların krizle ilgili taleplerini ciddiye almadığına dair şüpheler de var.

Örneğin çatışmaların başlamasından kısa bir süre sonra bir Google çalışanı, LinkedIn’de şarkı söylerken çekilmiş bir videosunu yayımlamış ve bunu “Filistinli kardeşlerime ve İsrail bombardımanı nedeniyle trajik bir şekilde hayatlarını kaybeden masum çocuklara yürekten bir saygı duruşu” diye nitelendirmişti.

Ancak iş bulamayacağına yönelik tehditlerin ardından kullanıcı bu gönderisini kaldırmıştı.

Washington Post’un haberine göre teknoloji şirketlerinin birçok üst düzey yöneticisi, İsrail’i destekleyen açıklamalar yaparken çalışanlardan Filistinliler için de benzer açıklamalar yapmaları için çağrılar geliyor.

Google ve Amazon gibi şirketlerin çalışanları, patronlarını kamuya açık bir siyasi duruş sergilemeye zorluyor ancak bazıları, ateşkes çağrılarının şirket içinde sansürlendiğini savunuyor.

Adını açıklamak istemeyen, Amazon’un Arap çalışanlarından biri de otosansür uygulamak zorunda kaldıklarını ifade ediyor.

“Birçoğumuz tacizle karşı karşıyayız” diyen çalışan şöyle ekliyor:

Çalışanlar konuşmaktan korkuyor.

Yayınlama: 28.10.2023
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.