Yorum | İktidar, İnandırıcılığını Koyduğu Tabuta Son Çiviyi De Çaktı!

Aşı karşıtlığı propagandası eşliğinde yapılan çağrılara ve düzenlenen mitinge ne Sağlık Bakanlığından ne de İçişleri Bakanlığından bir uyarı ya da yasak getirilmedi!
Açıkça bilim dışı bir tutum içinde olan ve toplumdaki en geri duygu ve eğilmelerden güç alan aşı karşıtları karşısında iktidarın neden bu kadar tavizkar olduğu sorusunu gündeme getirmektedir.

Yorum | İktidar, İnandırıcılığını Koyduğu Tabuta Son Çiviyi De Çaktı!

Aşı karşıtlarının, “Anayasayı Koruma İnisiyatifi Bir Araya Geliyor” çağrısı ile Maltepe’de yapacaklarını duyurdukları miting dün yapıldı.

Maltepe Kaymakamlığının “Pandemi önlemlerini” gerekçe göstererek izin vermediği aşı karşıtlarının mitingine, Bedri Yalçın’ın genel başkanı olduğu Anadolu Birliği Partisinin araya girmesiyle İstanbul Valiliği tarafından izin verilmişti.

Oysa daha iki hafta önce Dünya Barış Günü vesilesiyle, çeşitli illerde yapılmak istenen barış mitinglerine izin verilmediği gibi, az sayıda kişinin pandemi önlemlerini de dikkate alarak yaptıkları basın açıklamaları bile engellenmiş, çeşitli illerde bu sınırlı toplantılara müdahale eden polis çok sayıda kişiyi de gözaltına almıştı.

Her şey bir yana bu çifte standart bile, açıkça bilim dışı bir tutum içinde olan ve toplumdaki en geri duygu ve eğilmelerden güç alan aşı karşıtları karşısında iktidarın neden bu kadar tavizkar olduğu sorusunu gündeme getirmektedir.

AŞI KARŞITLARININ MEYDAN OKUMASI KARŞISINDA İKTİDAR SİNDİ

Aşı karşıtları günlerdir, medya ve sosyal medya üstünden, “Aşısız, testsiz otobüslere binin mitinge gelin” çağrıları yaptılar.

Aşı karşıtlığı propagandası eşliğinde yapılan çağrılara ve düzenlenen mitinge ne Sağlık Bakanlığından ne de İçişleri Bakanlığından bir uyarı ya da yasak getirilmedi!

Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak’ın katılacağına özel vurgu yapılan mitingde hiçbir pandemi önlemi uygulanmamasına da özel bir önem verildiği gözlendi.

Toplam açısından bakıldığında aşı karşıtları sadece bir miting yapmadı bir kampanya da yürüttüler, yürütüyorlar. İktidarın izniyle miting yapmış olmanın kazandıracağı “meşruiyet” ve bu meşruiyetten alacakları öz güvenle bundan böyle aşı karşıtlığına daha bir kararlılıkla devam edeceklerini söylemek afaki bir değerlendirme olmayacaktır.

Bu mitingle aşı karşıtları Sağlık Bakanı başta olmak üzere iktidar ve muhalefet sözcülerinin, aydınların, sanatçıların, tıp-bilim insanlarının pandemiye karşı mücadele için “Maske, mesafe, hijyen kurallarına önem verin!”, “Aşı olun!” çağrılarının yapıldığı koşullarda sadece medya ve sosyal medya üstünden değil dün de Maltepe miting meydanından “Aşı olmayın”, “Maske mesafe hijyen kurallarını umursamayın”, “Aşı sağlınıza zararlıdır”, “Virüs de yoktur”… çağrıları yaptı!

Kısacası aşı karşıtları bu mitingle, virüse karış mücadelede bilimsel-tıbbi önemlere karşı açıkça meydan okudu!

AŞI KARŞITI ODAKLARIN SIRTI SIVAZLANMIŞTIR!

Pandemiye karşı mücadelede kapitalist hükümetlerin en önemli sorunu bu iktidarların söyledikleri ile yaptıkları arasındaki çelişkinin saklanamaz biçimde ortaya çıkmış olması, dolayısıyla halkın önemli bir bölümünün iktidarın önlem diye öne sürdüğü kısıtlamalara ve yasakların pandemiye karşı mücadeleyle ilgili olduğuna inanmaması, en azından kafasının karışık olmasıdır.

Ülkemizde iktidarın yasaklar ve yaptırımları halka uygularken sözcüsü olduğu sermaye kesiminin çıkarları ve kendi siyasi çıkarları söz konusu oluğunda pandemi yokmuş gibi davranmada herhangi bir kapitalist ülkeden daha “Kör gözüm parmağına” uygulamaları olmuştur.

Örneğin

Virüsün yayılmasına neden oluyor denerek okullar, kahvehaneler, lokanta ve restoranlar, müzikholler, tiyatrolar, sinemalar… kapatılırken AVM’lerin, açık tutulması “Ekonominin çarklarını döndürmek mecburiyetindeyiz” denilerek milyonlarca işçinin virüsün kucağına atılması,Virüsün yayılmasını önlemek için her tür kapalı salon etkinliği yasaklanırken AKP’nin, Cumhurbaşkanının himayesinde “Maşallah, pandemiye rağmen lebalep dolu” salonlarda kongreler yapması, mitingler düzenlemesi… bunların milyonların gözünün içine sokularak yapılması, yasakların pandemiye karşı mücadele için mi yoksa “pandemi+krizin yükü”nü halka fatura etmek ve muhalefeti de ezmek için mi kullanıldığı konusundaki endişeleri büyütmüştür.

Tıpkı son iki hafta içinde barış mitinglerine, hatta basın açıklamalarına bile izin verilmezken pandemiye karşı mücadele önlemlerine meydan okuyan aşı karşıtlarının mitingine izin verilmesi gibi!

VİRÜSE KARŞI ÖNLEMLERLE BAŞARILI OLUNACAĞINA ARTIK KİM İNANIR?

Kısacası 1.5 yılı bulan pandemiye karşı mücadelede hiç de iyi bir performans göstermeyen yaptırımları, yasakları, cezaları halk için uygulamaya sokarken pandemiyi kendisi ve sermaye için siyasi ve ekonomik rant fırsatına dönüştüren tek adam yönetiminin pandemiye karışı mücadele ile ilgili girişimleri hep “Acaba!” endişesiyle karşılandı!

Bugün de aşı karşıtlığı bu maske dağıtımı gibi en basit vaatlerini yerine getirememede büyük bir beceri göstermeyi başardığı gibi gerçekleri saklamayı başlıca yönetim tarzı olarak benimseyen iktidarın kendisine inandırıcılığı yok ettiği ortamı kullanmaktadır.

Tek adam yönetimi, son aylarda yapılan kamuoyu araştırmalarında açıkça yansıdığı gibi ekonomide, iç ve dış politika gibi pandemiye karşı mücadelede de bütün inandırıcılığını yitirmiştir. Tabiri caizse tek adam yönetiminin inandırıcılığı artık “tabutta”dır!

Aşı karşıtlarına verilen miting izni ve onların yaptığı propagandaya karşı açılan geniş alan bu “tabuta” çakılan son çivi olmuştur!/ İhsan Çaralan / Evrensel 

Yayınlama: 13.09.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.