Avrupa’da Frengi (Sifiliz) Hastalığında Yüzde 70’lik Artış

Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin (ECDC) yayımladığı bir rapor, Avrupa genelinde frengi (sifiliz) hastalığı olarak da bilinen, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon vakalarında 2010’dan bu yana yüzde 70’e varan yükseliş yaşandığını ortaya koydu.Peki Sifiliz nedir?

Avrupa’da Frengi (Sifiliz) Hastalığında Yüzde 70’lik Artış

Rapora göre, 2010 ile 2017 yılları arasında İzlanda, İrlanda, İngiltere, Almanya ve Malta’da cinsel yolla bulaşan hastalık iki katından daha fazla arttı.

Ağrısız ve kaşıntısız bir deri rahatsızlığı veya yara şeklinde ortaya çıkan, bakterilerin neden olduğu frengi, tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanabilecek ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor.

Genellikle cinsel temasla insandan insana bulaşan ya da hamile kadından çocuğuna geçen frengi rahatsızlığında kişide döküntü ve grip benzeri semptomlar görülüyor. Ayrıca enfeksiyonun belirtileri geçtikten sonra bile on yıllarca devam edebileceği belirtiliyor.

Bilim insanlarına göre frengi, cinsel temasla geçen diğer rahatsızlıkların, özellikle de HIV’in bulaşma riskini kolaylaştırıyor. Hamile kadınlarda ise düşük veya ölü doğumlara neden olabiliyor.

Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra İzlanda ve Norveç’te 2010 yılında 18 bin 829 frengi vakası tespit edildi.

Ancak 2017’ye gelindiğinde Yunanistan ve Avusturya’dan veriler paylaşılmasa da AB genelinde bu rakam 33 bin 193’e yükseldi.

Korunmasız ilişki, birden fazla partner, riski arttırıyor

Stockholm merkezli Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nin (ECDC) raporuna göre, hızlı yükseliş özellikle de erkekler arasında daha da arttı ve yaygınlaştı.

Heteroseksüel partnerler arasındaki vakalarda yaşanan artışlar korunmasız ilişki, birden fazla seks partneri ve madde bağımlılığı gibi çeşitli faktörleri içeriyor.

Yayımlanan raporda, “yoksulluk, evsizlik, etnik azınlık, göçmen veya mültecilik” gibi çeşitli toplumsal zafiyet ya da sosyal güvenlik eksiklikleri, dolaylı etkenler olarak sıralandı.

ECDC cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar uzmanı Andrew Amato-Gauci, “Avrupa genelinde gördüğümüz sifiliz (frengi) enfeksiyonlarındaki artış; kondom kullanmadan yaşanan birliktelikler, birden fazla seks partneri ve HIV virüsü kapma riskinin azaldığı fikri gibi birçok faktörün bir sonucu.” diye konuştu.

Avrupa genelinde en ciddi yükselişin görüldüğü ülke İngiltere.

Ülkede 2007 yılında 3 bin 561 frengi vakası kayıt altına alınırken 2017’de cinsel yolla bulaşan hastalıktan ötürü şikayette bulunanların sayısı 7 bin 798’e yükseldi.

Rapora göre, her 100 bin kişi başına vakanın en yüksek görüldüğü ülkeler ise Malta ve İzlanda.

İngiltere Halk Sağlığı biriminin yayımladığı verilere göre, 2017’de bir önceki yılan oranla yüzde 20’lik bir artış gözlendi.

 

Sifiliz anlamına gelen frengi ne demektir?

Sifiliz hastalığının ana bulaşma yolu cinsel ilişkidir.

Hasta insandan sağlıklıya geçer.

Genital bölgeyle temas sonucu vücuttaki bir yaradan mikrop bulaşır.

Anal ve oral seks bu hastalığın bulaşmasında önemli faktörlerdir.

Ayrıca öpüşmekle de bu hastalığın bulaştığı görülmüştür.

Yine anneden bebeğe bulaşma ihtimali oldukça yüksektir.

Frengi hastası olan hamile bir kadından doğmamış bebeğe geçen mikrop, bebeğin ölü doğmasına neden olabilir.

Ayrıca ölü doğmayan bebekler de erken doğum sonucu hayatlarını kaybedebilirler.

Çok nadir olsa da hastalığın başka bulaşma yolları da vardır.

Frengili bir kişinin kanının başka bir kişinin yarasıyla teması sonucu hastalık bulaşabilir.

Fakat bu düşük bir ihtimaldir.

Bu yaralar (şankr)  dış genital organlar, vajina, makat, rektum, ağız ve dudaklarda görülebilir.

 

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bulgular cinsel ilişkiden sonraki 3 hafta içinde ortaya çıkmaya başlar. Hastalık üç evrede görülebilir.

Birinci Evre: Birinci evrede tipik bir sifiliz yarası görülür.

Şankr adı verilen kenarları belirgin, sert, yuvarlak-oval, tek, tabanı temiz, sulantılı ve ağrısız bir yara oluşur.

Bazen birden fazla da olabilir.

Yara etkenin vücuda giriş yerindedir.

Çoğu hastada bu dönemde tek taraflı, deriye yapışık olmayan, ağrısız lenf bezi büyümesi de vardır.

İkinci Evre: Şankırın çıkmasından ortalama 1-6 ay sonra ateş, baş ve boğaz ağrısı, kas-eklem ağrıları, halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı kusma gibi belirtiler ortaya çıkar. İkinci evre boyunca deri döküntüleri ve/veya yaralar görülebilir.

Bu evre vücudun bir ya da birden fazla bölgesinde ortaya çıkan cilt döküntüleriyle başlar.

Döküntüler pürüzlü, kabarık, kırmızı, kırmızımsı kahverengi benekler şeklindedir.

El avuç içlerinde ve ayak tabanlarında sıktır.

Genelde kaşınmaz ve bazen farkına varılamayacak kadar soluktur.

Bu döküntülere benzer şekilde ağız, yutak ve genital bölge mukozasında gri-beyaz plaklar şeklinde lezyonlar da görülür.

Bu dönemdeki bazı hastalarda sinir sistemi tutulumu, eklem, karaciğer, göz, böbrek tutulumu olabilir.

Sifiliz bu evrede doğru tedavi edilmezse bir sonraki evreye ilerler.

Gizli ve Geç Evre: Sifiliz tedavi edilmezse herhangi bir bulgu vermeksizin yıllarca vücutta kalabilir.

Bu dönemdeki bulgular arasında kas hareketlerinin koordinasyonunda güçlük, felç, hissizlik, körlük, ruhsal bozukluklar görülebilir.

Bu evredeki hasta bulaştırıcı değildir.

Hastalık iç organlarda (kalp, karaciğer, beyin gibi) hasar yaparak ölüme sebebiyet verebilir.

Tedavi edilmeyenlerde kalp ve damar tutulumu ve buna bağlı göğüs ağrısı ve enfaktüs görülebilir.

Sifilizin her evresinde sinir sistemi tutulabilir ve bu tutulum belirtisiz olabileceği gibi şuur bozukluğu, felçler, yürüme ve denge bozukluğu, bunama, idrar kaçırma, konuşma bozukluğu gibi bulgulara neden olabilir.

 

TEDAVİSİ NASILDIR?

Sifiliz hastası olan kişiler mutlaka doktor kontrolünde tedavi ve takip edilmelidir.

Tedavide doğru antibiyotik kullanımı önemlidir ancak tedavi enfeksiyonun neden olduğu hasarları geri çeviremez.

Penisilin bu hastalığın her evresinde başvurulan ilk seçenektir ve genellikle hastalığı başarıyla tedavi etmektedir.

 

KORUNMA YOLLARI NELERDİR?

Hastalığın aşısı yoktur. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmakta en önemli unsur, korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmaktır.

Ayrıca tek eşlilik önerilmektedir. Cinsel ilişkide mutlaka kondom kullanılmalıdır.

Genital bölgede yara, akıntı veya kaşıntı gibi belirtiler gözlendiğinde uzman bir hekime danışılmalı ve cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır.

 

KİMLER RİSKLİ GRUPTADIR?

Korunmasız cinsel ilişki ve birden fazla cinsel eş hastalık riskini arttırmaktadır.(virgül.at)

 

Haberin bazı bölümleri, Euronews’den yararlanılan bilgilerle yazılmıştır.

Yayınlama: 15.07.2019
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.