Covid Aşıları Koronavirüsün Yayılmasını Durdurmak Için Neden Yeterli Değil?
Çoğumuz maskeleri atmak ve normal hayatlarımıza dönmek için koronavirüs aşısını çare görüyoruz. Bilim insanlarına göre ise, aşılar virüsün yayılmasını önlemeye yetmeyecek ve başka önlemler almamız gerek. Neden mi?
Delikli Peynir Modeli
Asıl sorun şu: Koronavirüsün yayılmasını önleyecek %100 etkili bir önlem yok ve aşı istisna değil.
9 dilime ayrılmış bir parça delikli peyniri hayal edin.
Her dilim, insanın virüs karşısındaki savunma katmanı olsun.
Dilimlerin hiçbiri mükemmel değil.
Aynı alınan önlemler gibi.
Virüs de bu deliklerden bir şekilde sızmayı başarıyor.
BBC Türkçe’nin haberine göre, Ancak katman sayısı artınca virüsün katmanlardan biri tarafından durdurulma ihtimali de artıyor.
Gelin, her bir peynir dilimini inceleyelim.
Aşı, Covid-19’a karşı en büyük silah olarak görülüyor. Bazıları %90’un üzerinde koruyuculuk sağlayan aşılar, bulaşı ve ölüm riskini önleyebiliyor.
Hiçbir aşı %100 korumadığı üzere, aşıdan sonra da virüsü kapma ve bulaştırmamız mümkün.
Testler, farkında olmadan virüsü taşıyanların da tespit edilmesini sağlıyor.
Ancak hızlı tanı testleri bazen doğru sonuç vermiyor.
Temas takibi mekanizmaları, pozitif vakalar ile yakın temas edenleri kendilerini izole etmeleri için uyarıyor.
Bu mekanizmalar hızlı olmalı, temaslıların %80 ila %100’üne ulaşabilmeli.
Pek çok ülke, virüsü taşıyan ya da aldığından şüphelenenlere evde durmalarını, kimseye yaklaşmamalarını öneriyor. Bazı ülkelerde seyahatler karantina gerektiriyor.
Çok sayıda insan bu tavsiyelere uymuyor ya da uyamıyor.
Maskeler ve yüz koruyucular öksürük, hapşurma ve konuşma ile yayılan virüs damlacıklarını engellese de, en kalitelilerinden bile virüs geçebiliyor.
Maskelerin doğru takılması, yaygın kullanılması, fark yaratabilmek için elzem.
Başkaları ile 2 metre mesafeyi korumak, virüsün bulaşma riskini azaltıyor ama bundan daha da uzak dursak bile risk var.
Temiz hava enfeksiyon riskini azaltırken, güneş ışıklarından gelen ultraviyole radyasyon da, yüzey üzerindeki virüsü yok etme gücüne sahip. Yine de dışarıdayken bulaşma riski halen var.
Yeterince havalandırılmayan alanlarda virüsü kapma ihtimali artıyor. Hava dolaşımı arttıkça, risk azalıyor ama yok olmuyor.
İyi hijyen, virüsün yayılmasını durdurmaya yardım edebilir ama havadaki parçacıklar nedeniyle risk hep var.
Delikli peynirin hiçbir dilimi, %100 koruma sağlamıyor.
Sadece aynı anda birkaç dilim- yani önlem- söz konusuysa, kendimizi ve sevdiklerimizi daha iyi koruyabiliriz.
Delikli peynir modelini salgınlarla bağlantılı olarak ilk kullanan kişi, Avustralyalı virolog Ian Mackay. Ünlü virolog, gerçekte peynirdeki dilimlerin bizim davranışımıza bağlı olarak sürekli açılıp, kapandığı ve yer değiştirdiğini söylüyor.
Mackay gibi çok sayıda bilim insanı, aşılamanın en yaygın olduğu yerlerde dahi, peynirdeki deliklerin hizalanıp virüsün geçişine yol vermemesi için çoğul önlemler almamızı öneriyor.
© Bild: DerVirgül