Koronaya karşı son şans zorunlu aşı mı?

Risk var mı, yok mu? İktidar, aşı olmaya korkan insanların iradelerini kırabilir mi? Aşı zorunluluğuyla olmasa bile, işten atılma ya da dışlanma endişesiyle örneğin? Böyle önlemler alındığı takdirde demokrasinin geleceği nasıl olacaktır?”

Koronaya karşı son şans zorunlu aşı mı?

Avrupa’da giderek daha çok ülkede Korona vakaları artıyor, yeniden kısıtlamalar yürürlüğe sokuluyor.

Mevcut aşılanma oranları virüsün yeniden yayılmasını engellemekte yetersiz kaldığı için zorunlu aşı talebi de yeniden gündeme geldi.

Birçok hükümet aşıyı zorunlu tutmaktan temel haklar nedeniyle uzun süre imtina etmişti. 

eurotopics.net yorumcuların, aşı zorunluluğunun zamanının gelip gelmediği tartışmasını derledi. 

Devlet ağırlığını koymalı

Kurier’e göre yönetimin cesur bir çıkış yapması yerinde olacaktır:

“Günümüzde aşı taraftarlarıyla aşı karşıtları arasındaki saldırganlık öylesine artmış durumda ki, bu çatışma halkın kendi gücüyle aşabileceği seviyeyi geçti. Burada faydalı olacak tek şey, devletin ağırlığını koyup genel aşı zorunluluğu getirmesidir. Ama siyaset bunu yapmaya cesaret edemiyor. O yüzden Korona bataklığında boğulmaya devam edeceğe benziyoruz.”

Söz bir kere verilir

Hükümetin sözünde durmaması aşı karşıtlarının şüphelerini güçlendirebilir, diyor Süddeutsche Zeitung:

“Hükümet aşının zorunlu hale getirilmeyeceği sözünü, daha ortada herhangi bir Covid-19 aşısı yokken vermişti. Bu söz o günden bu yana sürekli tekrarlandı. Şimdi bu sözden caymanın güven duygusuna vereceği zarar, pandeminin sebep olduğundan çok daha büyük olacaktır. Şu ana kadar aşı olmayanlar, belli ki Koronavirüsü yeterince tehlikeli görmüyor, bu yüzden de hükümetin açıklamalarına şüpheyle yaklaştılar. Şimdiyse devletten daha da fazla kopmamaları için, devletin verdiği söze güvenebilmeliler.”

Aşı zorunluluğu devletin sorumluluğunun bir parçasıdır

The Times, Büyük Britanya’nın bakım personeline aşı zorunluluğu getirmesini memnuniyetle karşılıyor:

“Hasta ve yaşlı bakımı konusunda, Brexit’le daha da keskinleşen bir sıkıntının yaşandığı doğru. … Ama aşı zorunluluğunun ertelenmesi, temel sorunu çözmeyecektir. En çok risk altındaki insanlara, aşı karşıtı olmaları nedeniyle daha fazla risk teşkil eden kişilerin bakması doğru değil. … Sağlık bakım hizmeti sektöründe çalışan 1,5 milyon kişi için iyileştirme yapılması şart. … Kritik bir iş piyasasında bakımevleri, personel bulacak ve onların kalmasını sağlayacak maaşları verebilmek için daha fazla kaynağa ihtiyaç duyacaktır. Ancak bakımevi sakinleri, ya hiç bakım almamak ya da bakım karşılığında hastalık riskini üstlenmek arasında seçim yapmaya zorlanmamalı.”

Devlete daha fazla güç verilmemeli

Echo Moskvy, Rusya devletinin yurttaşların bedensel bütünlüğüne müdahale edebilmesi fikrinden hiç hoşlanmamış:

“Görünen o ki, pandeminin kontrol altına alınabilmesi için aşıyı zorunlu tutmak dışında başka bir yöntem kalmamış. … Ancak bizim ya da yakınlarımızın onamı alınmadan tıbbi müdahale yapmak mümkün değil. … Zorunlu bir tıbbi müdahaleye bir kez izin verildiğinde, keyfi tıbbi girişimlerin önü de açılmış olur. Örneğin, yabancı hükümetlerin siyasi nüfuzunu önlemek için getirildiği öne sürülen ama şimdi fiili olarak bir banka hesabından bir başkasına havale yapanların cezalandırıldığı ‘yabancı ajanlar’ yasasında olduğu gibi.”

© Foto: DerVirgül 

Yayınlama: 14.11.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.