Viyana’da Koronavirüs’ü Yok

Avusturya’nın Başkenti Viyana’da, Çinli bir uçuş görevlisinde Koronavirüs’ü olduğundan şüphe edilmiş ve kontrol alıntına alınmıştı. Yapılan testler sonucunda, kadında Koronavirüs’üne rastlanmadığı açıklandı. Peki virüsün belirtileri neler, nasıl ortaya çıktı ve neden ölümlere yol açıyor?

Viyana’da Koronavirüs’ü Yok

Bunlara koronavirüs ya da corona virüsü adı veriliyor.

Bu aileden türeyen diğer virüsler arasında SARS ve MERS de var. SARS, bulaştığı kişilerin yüzde 9’unun, MERS de yaklaşık yüzde 35’inin hayatını kaybetmesine yol açtı.

Bu tarz bir virüs nasıl ortaya çıkıyor? Bu virüsler neden tehlikeli bir hal alabiliyor?

Bu hastalığın belirtileri neler?

Çin’den yayılan bu koronavirüs türünün belirtileri herhangi bir grip ya da üst solunum yolu enfeksiyonuna çok benziyor.

Bunlar arasında burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı ve zaman zaman da yüksek ateş yer alıyor. Bu virüs aynı zamanda halsizlik de yapıyor.

Virüsün görülen ilk belirtisi yüksek ateş.

Daha sonra kuru öksürük ve yaklaşık bir hafta sonra da nefes darlığına yol açıyor.

Bu durumda bazı hastaların hastanede tedavi altına alınması gerekiyor.

Virüsün bulaşıp bulaşmadığının tespit edilmesi için örnek alınması ve alınan örnekler ile kan üzerinde laboratuarda çeşitli testlerin yapılması gerekiyor.

Bu tehlikeli koronavirüsler nereden geliyor?

SARS, MERS ve son dönemde ortaya çıkan salgına neden olan virüsün kaynağının insanlar değil, hayvanlar olduğu düşünülüyor.

Birçok hayvanda tehlikeli virüsler bulunabiliyor. Ancak bunların insana geçmesi çok ender görülen bir durum.

Warwick Üniversitesi Yaşam Bilgisi Fakültesi’nden Prof. Dr. Andrew Easton, “Birçok durumda, canlı türleri arasında engeller vardır ve virüs de bu engelleri aşamaz” dedi ve ekledi:

“Ancak, bazen bağışıklık sisteminizin çok zayıf olması ya da virüsün bir şekilde bu engeli aşmasını sağlayacak bir başka önemli etkenin söz konusu olması halinde bu tarz münferit vakalar görülebilir.”

Virüsün başka bir canlı türüne sıçrama süreci genellikle mutasyona uğramasıyla başlıyor.

Easton, “Girdiği yeni bedende düzgün bir şekilde büyüme fırsatını yakalayabilmesi için bir şekilde değişime uğraması gerekir” dedi.

Bir koronavirüs türünün insanlara geçtiği bu ender durumlarda işler çok ciddi bir hal alabiliyor.

Ancak bu durum, koronavirüs türlerinin tamamının çok tehlikeli olduğu anlamına gelmiyor. Bu virüsün daha az zarar veren türleriyle insanlar neredeyse her an karşılaşıyor.

Bununla birlikte, bir canlı türünden diğerine sıçrayabilen virüsler özellikle öldürücü bir nitelik taşıyor.

Koronavirüsler neden diğer virüslere kıyasla daha tehlikeli?

Prof. Dr. Easton, “Bir virüs, canlı türleri arasında sıçrama yaptığında, bundan sonra neler yapabileceğini önceden tahmin etmek mümkün değil. Ancak, girdiği yeni türün içinde kendine özgü bir yaşam alanı oluşturur ve bu sürecin erken aşamalarında etkileri de çok ağır olur” dedi.

Bu durum, koronavirüsün hayvanlardan insanlara aniden sıçramasıyla birlikte bağışıklık sistemimizin de bu türle daha önce hiç mücadele etmemiş olduğu için çok zayıf ve bizim de çok hassas bir halde olmamızdan kaynaklanıyor.

Grip türleri canlılar arasında geçiş yaptığında da benzer bir sorun ortaya çıkıyor.

Easton, “Su kuşlarından insanlara geçen grip salgınında, esas kaygı insanlara sıçradığında hastalığın şiddetinin çok yüksek olması” dedi.

Tarihte görülen en kötü grip salgını 1918-1919 yıllarında oldu ve bunun da kuşlardan kaynaklı olduğu düşünülüyor. Bu salgın sırasında 50 milyon kişi öldü.

Şu andaki koronavirüsün bu düzeyde bir can kaybına yol açacağına dair herhangi bir gösterge yok. Ancak daha önce hayvanlardan insanlara geçerek büyük bir salgına yol açan virüslerin görülmesi tıp dünyasında derin kaygılara yol aşmıştı.

Koronavirüsler hızlı yayılabilir mi?

Hayvanlardan insanlara geçen bir virüsün insanlardan insanlara geçme olasılığı çok düşük.

Easton, “Burada da virüsün aşması gereken yeni bir engel, yeni bir sınır var” dedi.

Ancak bu durum da hızlı bir şekilde değişip, virüsün mutasyona uğramasıyla insandan insana geçmeye başlayabilir ve bu durumda da işler çok daha ciddi bir hal alabilir.

Easton, koronavirüslerin mutasyona uğrama oranlarının oldukça yüksek olduğuna dikkat çekti.

Virüsün daha da değişime uğraması halinde, insandan insana geçebilir ve bu da yayılma hızının ve kapsamının artacağı anlamına gelir.

Şu anda Çin’de bunun yaşandığı görülüyor. Bu nedenle de virüsün yayılma hızını önleyecek bir dizi önlem devreye sokuldu.

Ancak bu geçişin ne kadar kolay ve hızlı olduğu henüz bilinmiyor.

Easton, “Bağışıklık sistemi zayıf olan bir sağlıklı bir kişiye geçmesi durumunda bunun ana nedeni bu kişinin virüsün yaşamasını daha elverişli kılacak bir durumunun olması olabilir.

Ancak sağlıklı bir kişi hala bu virüse karşı direnç gösterebilir. Bazı virüsler, çok etkili bir şekilde, bazıları ise çok zayıf bir halde geçiş yapabilir.

Salgın başladıktan sonra neler yapılabilir?

Can sıkıcı olan böyle bir durumda ilacın pek fayda etmemesi.

Easton, “Bu durumda başarılı olan çok ama çok az sayıda ilaç var” dedi.

Ancak elleri yıkamak ya da mendil kullanmak gibi bazı basit önlemler etkili olabilir.

Easton, “Temel hijyen kurallarına uymak gerekiyor. Her şeye karşı koruma sağlar ve yakın bir zamanda bu hastalığa karşı ilaç geliştirilmeyecek olmasından dolayı muhtemelen şu anda elimizdeki tek silah da bu” diye konuştu.

Alınabilecek koruma önlemlerinin dışında, virüsü taşıyan kişilere uygulanan tedavi yöntemleri ve yaklaşımlar da büyük önem taşıyor.

Easton, “Bir başka önemli unsur da virüsü kapan kişilerin mümkün olan hızlı şekilde tespit edilmesi, yardım edilmesi ve hastalığın yayılmasını önleyici adımların atılması” diye konuştu.

SARS ve MERS salgınlarının ortaya çıkmasının ardından bu koronavirüsle mücadele için uluslararası sistemler oluşturuldu.

Tıp dünyası, önceki salgınlarla mücadele sürecinde alınan derslerin bu virüsle mücadele kullanılacağını umuyor.BBC Türkçe

 

Yayınlama: 27.01.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.