En büyük kupa sahibini buluyor
2018 FIFA Dünya Kupası’nda bugün oynanacak final maçında farklı profillere sahip iki Avrupa takımı mücadele edecek: Süper yıldızlarıyla ön plana çıkan Fransa ve kolektif oyun tarzıyla başarıyı yakalayan Hırvatistan.
2018 Dünya Kupası’nın seyir zevki yüksek ekiplerinin başında gelen ve pek çok futbolseverin gönlünde taht kuran Hırvatistan, 20 yıl önce kapısından döndüğü finale bu kez adını yazdırmayı başardı.
Bu açıdan “Damalılar” aslında şimdiden futbol tarihlerindeki en büyük başarıyı yakalamış oldu.
Ancak 4 milyon 100 bin nüfuslu küçük Balkan ülkesi, bununla yetinmeyip “Dünyanın En Büyüğü” unvanını da alarak başarısını taçlandırmak istiyor.
Hırvatların en önemli motivasyon kaynaklarından biri de 1998 yılındaki yarı final maçında Fransa karşısında elde ettikleri 2-1’lik yenilginin rövanşını alma isteği.
Davor Suker, Zvonimir Boban, Robert Prosinecki ve Slaven Bilic gibi üst düzey isimlerden oluşan ve “altın nesil” olarak anılan dönemin yıldızlar topluluğu, 1-0 öne geçmesine rağmen rakibinin iki golüne engel olamamış ve final şansını kaybetmişti.
Hırvatistan, daha sonra üçüncülük maçında Hollanda’yı 2-1 yenerek teselli bulurken, Fransa evindeki finalde Ronaldo, Rivaldo, Dunga ve Roberto Carlos’lu Brezilya’yı 3-0 mağlup ederek Dünya Şampiyonu olmuştu.
Farklı takım profilleri
Mbappe – Griezmann – Pogba üçlüsüne diğer yıldızların da eşlik etmesiyle final kapısını aralayan Fransa’da bireysel performanslar ön plana çıkarken, kaptan Luka Modric önderliğindeki Hırvatlar daha ziyada kolektif oyun anlayışını benimsiyor.
32 yaşındaki Modric’in yanı sıra Ivan Rakitic ve Mario Mandzukic gibi önemli oyuncuları da 30 yaş ve üzerinde olan Hırvatistan, 28 yaş ortalamasıyla turnuvanın en yaşlı takımları arasında yer alıyor. Fransa’nın ortalaması ise rakibine göre iki yaş daha düşük.
Etnik kökenler açısından incelendiğinde de iki takım birbirinden farklı bir kimliğe sahip. Hırvatlarda İsviçre’de doğan Ivan Rakitic ve Avusturya’da dünya gelen Mateo Kovacic haricindeki tüm futbolcular Hırvatistan doğumlu.
Oysa Fransa tam bir “çok kültürlü” ekip görünümünde.
Yarı Portekizli Antoine Griezmann, Kamerun kökenli Kylian Mbappe ve Samuel Umtiti, Angola asıllı Blaise Matuidi; ayrıca kökleri Gine’ye uzanan Paul Pogba, Cezayir kökenli Nabil Fekir, aslen Faslı olan Adil Rami ve Moritanya asıllı Ousmane Dembele gibi Müslüman futbolcular…
Farklı köken ve inançlara mensup tüm bu yıldızlar “Fransız” üst kimliği altında son derece uyumlu bir ekip oluşturuyor.
Nitekim Blaise Matuidi, yarı final maçından sonra bu noktaya vurgu yaptı: “Aramızdaki kültürel farklılıkların hiçbir önemi yok.
Aksine, farklı etnik kökenlerimiz, ülkemizin güzelliklerini en iyi şekilde yansıtıyor.
Bence bu muazzam bir şey.
Bu ülkeyi temsil ettiğimiz ve bu formayı taşıdığımız için gurur duyuyoruz. Umarım insanlar da böyle bir milli takıma sahip oldukları için gururludur.”
Antoine Griezmann da benzer ifadeler kullandı: “Tekrar ediyorum: Yaşasın Fransa! Fransız olmak gurur verici.
Harika bir milli takımımız var. Umarım gençler de bizim gibi düşünüyor ve bundan gurur duyuyordur.”
Fransızlar favori rolünü kabul etmiyor
Pek çok futbol otoritesi tarihin tekerrür edeceğini ve Fransa’nın Hırvatistan karşısında yine galip geleceğini düşünüyor. Ancak Fransız futbolcular favori rolünü kabul ederek havaya girmeye pek niyetli değil.
Nitekim ekibin yıldızlarından Paul Pogba “Böyle bir şeyi aklımızdan bile geçirmiyoruz” derken, Belçika’ya attığı golle takımını final taşıyan savunma oyuncusu Samuel Umtiti “Bu turnuvada favori olup da elenen pek çok takım gördük.
Kendi kendimize kesinlikle böyle bir baskı oluşturmayacağız” şeklinde konuştu.
Fransa, iki yıl önceki Avrupa Şampiyonası finalinden ders almışa benziyor. “Horozlar” kendi saha ve seyircisi önündeki finalde Portekiz karşısında mutlak favori görülüyordu.
Ancak uzatmalarda rakibine tek golle mağlup olan Fransa, sahadan boynu bükük ayrılmıştı.
Paul Pogba o maçı daha dün gibi hatırlıyor: “Yarı finalde Almanya’yı yendikten sonra şampiyonluğu çantada keklik olarak görmüştük.
Sonuç herkesin malumu. Aynı hatayı bir kez daha tekrarlamayacağız. Bu maça çok daha farklı bir şekilde bakıyoruz.”
Bahis sitelerinin favorisi de Fransa
Futbol otoriteleri gibi müşterek bahis siteleri de Fransa’yı favori görüyor. Önde gelen bahis portallarında Fransızların galibiyetine para yatıranlar 1,90 katını kazanma şansına sahipken, Hırvatistan’ın kazanacağına dair bahse girenler 4,50 misli ikramiyenin sahibi olacak. Normal sürenin berabere biteceğini düşünenler ise yatırdıklarının 3,25 katını alacak.
Moskova’daki Lujniki Stadı’nda TSİ 18’de başlayacak final maçını Arjantinli hakem Nestor Pitana yönetecek.