Erdoğan’dan Osman Kavala için çağrı yapan 10 büyükelçiye tepki
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Angola, Togo ve Nijerya’yı kapsayan Afrika seyahatinin dönüş yolunda, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ABD, Almanya ve Fransa’nın da aralarında olduğu 10 ülkenin Ankara Büyükelçilerinin Osman Kavala’nın serbest bırakılması yönündeki açıklamaları sorulduğunda Erdoğan, “Bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz” dedi.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakın şimdi AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar.
10 tane büyükelçi bu açıklamayı niye yapar? Bu Soros artığını savunanlar, bunu nasıl bıraktırırız gayreti içindeler.
Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz.
“Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz? Neymiş? Kavala’yı bırakın. Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun? Amerika, Almanya, hangisi böyle bir şeyi şu ana kadar yaptı? Konuştuğu zaman sana verecekleri cevap şudur, ‘yargı bağımsızdır.’ Sizde yargı bağımsız da bizdeki yargı bağımlı mı? Bizdeki yargı, bağımsızlığın en güzel örneklerini veriyor.”
Erdoğan, “Soros’un Balkanlara sızma gayreti olduğunu” ve “buna fırsat vermeyeceklerini” söyledi:
“Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise, Kavala o. Bunlar para ile istedikleri yeri istedikleri gibi sallamaya çalışıyorlar. Şimdi Soros’un oğlu da giriyor.
O da babası gibi. Bunların çok iyi takip edilmesi lazım. Bunlar mesela şu anda Balkanlara sızmanın, Balkanları sindirmenin gayreti içerisindeler. Bunlara da tabii fırsat vermeyeceğiz, verilmemesi lazım.”
‘Hukuk ne ise gereğinin yapılmasını istemeye mecburuz’
BBC Türkçe’nin haberine göre, Muhalefet partilerinin HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması için çabaladığını söyleyen Erdoğan, “Yargı ne diyorsa o” dedi:
“Neymiş? 4 senedir yatıyormuş. Yargı ne diyorsa o. Şimdi HDP de Selahattin Demirtaş’ı çıkarmanın gayreti içerisinde. Hale bakın. Terörist adam ya… Kusura bakmasınlar, biz bu görevde olduğumuz sürece hukuk ne ise bunun gereğinin yapılmasını istemeye mecburuz. Buradan taviz veremeyiz.”
‘Roma’da G20 toplantısında Biden ile konuşacağız’
Türkiye’nin F-35 programı için yatırdığı 1 milyar 400 milyon dolarla ilgili soruda da “Amerika tarafından bize F-16 alımı ve mevcutların modernizasyonu için bir teklif geldiğini açıkladınız. Bu durum ABD Dışişleri Bakanlığına soruldu yalanlamadılar da doğrulamadılar da” hatırlatması yapıldı.
Erdoğan, Biden’la konuşacağı yanıtını verdi:
“Şu anda tabii alt düzeyde bu görüşmeler söz konusu. Ama biz bu 1 milyar 400 milyon dolarımızı öyle veya böyle alacağız. Şimdi Milli Savunma Bakanımız, Amerika Savunma Bakanıyla bir araya gelecek, görüşecekler. Mesafe alacağız diye inanıyorum. Roma’da G20 Toplantısında Biden ile biz de bunu tabii konuşacağız. ‘Ne yapıyoruz, ne oluyor’ diye soracağız.”
‘Siyasi cinayet’ iddiaları
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘siyasi cinayet’ iddiaları ile ilgili de Erdoğan, Başsavcılığın soruşturma açtığını ve iddiaları ortaya atanların ifade vereceğini söyledi:
“Her şeyden önce ana muhalefetin başındaki zatın bu açıklamaları tamamen deli saçması…Hukuktaki kaide çok açık net ortada müddei iddiasını ispatla yükümlüdür. Senin bunu ispat etmen lazım…Avukat arkadaşlarımız şu anda bununla ilgili davaları açtılar. O da tutuştu. Niye? Çünkü olmayan şeyi konuşuyor. Malum, şimdi başsavcılık bunları davet etti. Başsavcının davetiyle de bunlar ifadeyi verecekler.”
‘Fransızlar bunları sömürdü’
Erdoğan, Nijerya’da Gülen yapılanmasının aktif olduğunu, bunun için de Nijerya Cumhurbaşkanı Muhammed Buhari ile görüştüğünü söyledi:
“Tabii FETÖ’nün de maalesef Nijerya’da ciddi bir altyapısı var. İstihbarat başkanlarımızı çalıştırıp, Nijerya’da da FETÖ’nün üzerine gideceğiz.
Burada bir üniversitesi, bir de hastanesi falan var. Bunları devralma talebimizi de görüştük. Dedi ki ‘Ben o zaman size Sağlık Bakanımı göndereyim, sizdeki sağlık sistemini ve hastaneleri bir yerinde incelesin.’ Şimdi Sağlık Bakanını kısa zamanda Türkiye’ye gönderecek.”
Afrika’daki yatırımlara “sömürgeci yaklaşımla bakmadıklarını belirten Erdoğan, Fransa’yı “Afrika’yı sömürmekle” eleştirdi:
“Angola’da elmas yatakları da çok ileri derecede. Fransızlar bunları sömürdü. Ama bunlar bu işin farkına çok geç vardılar. Türkiye olarak bizim derdimiz bunları sömürmek değil. Mesela Angola petrol noktasında da baya iyi yerde. O adımları atacak olursak bunlarla beraber bizim yatırımcılarımız, girişimcilerimiz de çok ciddi bir kazanım sağlarlar.
“Tabii birileri de bunun farkında. Elimizden gidiyor diye endişe ediyorlar. Çünkü bunlar hep tek taraflı çalıştılar. Tabii bunların bir daha oralara girmeleri de kolay kolay mümkün olmayacak.
“Düşünün Nijerya Cumhurbaşkanı Sayın Buhari ‘Bizim 1 milyon insanımızı öldürdüler’ diyor. Fransızlar aynı şekilde Cezayir’de 1 milyon insan öldürdüler. Ruanda’da 700 bin insanı öldürdüler. Bunu söylediğiniz zaman kuduruyorlar.”
Ne olmuştu?
18 Ekim’de Osman Kavala’nın tutukluluğunun dördüncü yılı nedeniyle ABD, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda’nın imzaladığı ortak bir açıklama yayımlandı. Açıklama, ABD, Almanya ve Kanada başta olmak üzere bazı ülkelerin Ankara’daki büyükelçiliklerinin sosyal medya hesaplarında da paylaşıldı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bugün, Osman Kavala’nın tutukluluğunun başlamasının 4. yıl dönümü. Daha önce verilen beraat kararının ardından farklı davaların birleştirilmesi ve yeni davaların açılması yoluyla davasında süregelen gecikmeler, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve Türk yargı sisteminin şeffaflığına gölge düşürüyor.
“Kanada, Fransa, Finlandiya, Danimarka, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve Amerika Birleşik Devletleri büyükelçilikleri olarak birlikte, Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri ve iç hukukuyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz.”
Açıklamanın ardından, 10 ülkenin Ankara büyükelçileri Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Salı günü büyükelçiler dışişleri bakanlığına gittikten sonra Bakanlık’tan yapılan açıklamada, “büyükelçilerin uyarıldığı” belirtildi:
“Bu ülkelerin Büyükelçileri/Maslahatgüzarlarına, bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın Büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletilmiştir.
“Adı geçenlere, Anayasamızda da kayıtlı olduğu üzere, Türkiye’nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış ve Türk yargısının bu tür sorumsuz açıklamalardan etkilenmeyeceği hatırlatılmıştır. Büyükelçiler/Maslahatgüzarlar Viyana Sözleşmesi kapsamında görevlerinin sorumlulukları içerisinde kalma konusunda uyarılmışlardır.”