İzmir’de ince hesaplar

İzmir’de CHP seçmeni İnce’yi ikinci tura, HDP’yi de meclise taşımak istiyor. İyi Parti yakın takipte. AKP Ramazan’da erzak yardımı yapıyor.

İzmir’de ince hesaplar

Seçime iki hafta kala CHP’nin kalesi İzmir’deyim. Burada partiler seçmene yakın markaj yapmak için yarışıyor. Soru şu: Referandumda sistem değişikliğine “Hayır” diyen yüzde 68,8’lik blokta oylar nasıl dağılacak?

Deutsche Welle Türkçe’den Banu Güven’in haberine göreİzmir’in baskın seçmen genini bulmak üzere Alsancak’a gidiyorum. Semtin en hareketli caddelerinden birinde tek göze çarpan, 1. lige çıkan Altay Futbol Kulübü’nün bayrağı. Lokantalarda oturmuş öğle yemeği yiyip kahve içenler var. Yine en kıdemli seçmenlerden başlıyorum.

Ümit Akuzman 77, Şevket Eğribozlu 74 yaşında. “Bu seçimi kaybedersek, çok mutsuz olurum. Her şeyin bittiğini düşünürüm” diyen Şevket Bey’in karamsarlığı, Muharrem İnce aday olduktan sonra dağılmış. “Halk adamı. Aydın’da zeybek oynadı, bisiklete bindi, traktör sürdü. Aslında bir zamanlar Demirel’in halka hitap etmesine benzetiyorum. Çok da bilgili. Reis’le başa çıkabilecek yegane aday. Bence cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalır” diyor. Ümit Bey ekliyor: “Tabii oylarda bir hile olmazsa.”

“HDP barajı geçmeli”

HDP’nin barajı geçememe ihtimali her ikisini de “fena halde” endişelendiriyor. Bunun AKP’nin mecliste çoğunluğu sağlamasına yarayacağını biliyorlar. Bazı arkadaşları, HDP’ye oy verecekler.

Şevket Bey, “Demirtaş geçen seçimlerde ne güzel konuşmalar yaptı. Biz bile hayran olduk” diyor. Ümit Bey, “Dışarıda olsaydı, iyi olacaktı. Bizim millet bir şeyleri gözüyle görüp, kulağıyla duyup, eliyle tuttuğunda anlayabiliyor ya. O yüzden” diyor. “Sakallı bir eş başkanları var. Türk. Hah evet, Sezai Bey. O da iyi konuşuyor” diyorlar.

Sohbetimize sonradan katılan arkadaşları 76 yaşındaki R.E. “Hüküm yok. YSK da adaylığını kabul etmiş. Daha ne” diye soruyor. Şevket Bey tamamlıyor: “Hakkında hüküm olmayan aday hapiste;  diploması olmayan aday cumhurbaşkanı!” Üç arkadaş da İnce’nin adaylığıyla beraber CHP’den İyi Parti’ye kayan oyların geri kazanıldığı görüşünde. R.E. İnce’nin bu enerjiyle yüzde 30’u aşabileceğini düşünüyor, ancak yine de Erdoğan’ın ilk turda seçimi alacağını söylüyor. Şevket ve Ümit Beyler protesto etseler de, o devam ediyor. “Kazansak da kaybedeceğiz. Ekonomiye baksanıza!”

Ama İzmirli seçmen için tek önemli sorun ekonomi değil. D.T. Sinema-TV mezunu 56 yaşında bir kadın seçmen. “Yargının iktidar tarafından ele geçirilmesinden, askerin iktidarın etkisine girmesinden ve KHK’larla yönetilmekten” şikayetçi. “AKP ilk iktidara geldiğinde bu kadar rahatsız etmemişti. Onların da denenebileceğini düşünüyordum. Bugün itibariyle özgürlükler kısıtlandı, tek adamlığa gidildi, ekonomi bozuldu, üretim durdu. Bu iktidar bize iyi yarınlar hazırlamıyor” diyor. D.T. de HDP’nin barajı geçmesi gerektiğini söyleyenlerden. “Yakın çevremde 10-12 kişi HDP’ye oy verecek” diyor.

“Elim kırılsaydı da…”

İzmir’in merkezinde, CHP’li olmayan seçmene rastlamak kolay değil. Hangi parti nasıl çalışıyor, öğrenmek için parti merkezlerine gidiyorum. İstikamet 9 Eylül Meydanı. Önce AKP’ye gideceğim. Taksinin şoförü Mehmet Emin Ekinci, 52 yaşında, “Üç dönem Erdoğan’a oy verdim. Sonra 1 Kasım’da “Elim kırılsaydı” dedim. Sandığa gitmedim” deyiveriyor. Neden? “Kardeşliği bitirdi. Düşmanlık çoğaldı. Türkiye’nin birliğini beraberliğini bozdu. Kürtler’e karşı ırkçılık arttı” diyor. Mehmet Emin Bey de HDP barajı geçsin istiyor. Demirtaş ile ilgili de “Bir cumhurbaşkanı adayını tutsak edemezsin. Ona “terörist” diyemezsin. Bir halkın iradesini yok sayamazsın” diyor.

AKP’nin Konak İlçe Başkanlığı’nda 29 yaşındaki İlçe Seçim İşleri Başkanı Emrah Erol ile 28 yaşındaki Teşkilat Başkan Yardımcısı Uğur Özcan ile tanışıyorum. Onlarla konuşurken AKP’nin İzmir’de 2002’deki oy oranınını yüzde 17’den beş yıl içinde nasıl yüzde 30’lara çıkardığını hatırlıyorum.

Emrah Erol, Cumhur İttifakı’nın İzmir’den yüzde 34-35 oranında oy çıkaracağını tahmin ediyor. “Ama hedefimiz yüzde 40’ın üstü” diyor. O gün Hatay’da “süpürme” tabir edilen bir çalışma yapıyorlar. 100 – 150 partili Üçyol’dan Göztepe’ye kadar kapı kapı ev ve esnaf ziyaret ediyor.

Seçmene hediye kart

Biz bunları konuşurken içeriye genç bir kadın giriyor. “Ben üyeyim, ama daha yardım almadım” diyor. Sessizlik… “Yan tarafa kadın kollarına başvurun” diyor Emrah Bey. Soruyorum, “Üyeler yardım mı alıyor?” “Yok” diyor Emrah Bey, “Ramazan aylarında dağıtılan erzak kartı bu. Sadece üyelere verilmiyor. BİM ve ŞOK marketlerden aldığımız 100 TL’lik hediye kartlar. İhtiyaç halinde veriyoruz” diye açıklama yapıyor. Aklıma AKP standlarında üyelik kaydı yaptıran çeşit çeşit insan geliyor. Emrah Bey reddetmiyor. “Bazıları bizi yardım kurumu, İş-Kur gibi görüyor, ama yanlış bu tabii” diyor. “Seçimlerden önce yapılan yardımlar? Partiniz alıştırmadı mı?” diye soruyorum. “Onlar valilik yardımıydı” diye cevaplıyorlar.

Pekiyi, “süpürme” yaparken tepkiyle karşılaştıkları olmuyor mu? Teşkilat Başkan Yardımcısı Özcan, “Biz de burada mahalle baskısı görüyoruz” diyor. Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Nuran Tokay, 44 yaşında, “Eskiden örtüyü başımızdan çeken olurdu. Yobaz diyenler olurdu. Şimdi olmuyor” diyor. “Doğrudan bize değil de, daha çok cumhurbaşkanımıza tepki oluyor.” Yine de her gün ilçe ziyaretleri yapılıyor. Seçmenler iftara davet ediliyor. Sahur için boyoz dağıtılıyor.

Muhalefetin oy güvenliği endişelerini de soruyoruz. “Her sandıkta 5 muhalefet partisi görevlisi olacak. Bu koşullarda oy çalmak da, çaldırmak da büyük beceri ister” deyip gülüyorlar. Birkaç saat sonra burada AKP’nin Sandık Sonuç (SAS) olarak adlandırdığı ekibin toplantısı var. Bu ekip, seçim günü, sandık sonuç tutanağındaki sonuçları telefonla alıp sisteme girecek.

Biz sohbet ederken Başbakan Binali Yıldırım’ın bedelli askerlik açıklaması geliyor. İkisi de seviniyor. “Beş buçuk milyon kişi bekliyordu. Oysa bizim her yıl sadece 340 bin askere ihtiyacımız var. Yaşı gelip de gitmeyen işini gücünü kurmuş, evlenmiş. Askerde fayda sağlayamayacak zaten” diyorlar. Onlar da askerliği bedelli yapacak. “Parası olmayan ne yapsın?” sorusuna “Sıfır faizle kredi var. Çalışmayan da askere gitsin zaten” cevabını veriyorlar.

HDP’de 7 Haziran umudu

Bir sonraki durağım, HDP İzmir İl Merkezi. Burada da avukatlar toplantısına hazırlanılıyor. Bir masanın üzerinde “Sandık Görevlileri El Kitapçığı” duruyor. HDP İzmir Basın Komisyonu Başkanı Vezan Karabulut, başka bir güvenlik meselesine daha dikkat çekiyor. İlk merkezinin açılışında asılan parti flamaları aynı gün indirilmiş. Demirtaş kampanyası için hazırlanan ayaklı panolar da parçalanmış. Kameralar yirmi yaşlarında bir erkeği tespit etmiş. Parti Kürt seçmenin daha yoğun olduğu bölgelerde daha rahat çalışıyormuş, ama Karşıyaka’da ya da Kıbrıs Şehitleri’nde de stand kurmuşlar. Bazen sözlü taciz olsa da, seçmen HDP’ye kayıtsız değil.

Adaylardan eski Eş Genel Başkan Serpil Kemalbay da, İdil Uğurlu da, ataları 200 yıl önce Afrika’dan tarlalarda çalıştırılmak için getirilen Yalçın Yanık da emek mücadelesinden gelen isimler. Derelerin Kardeşliği’nden Murat Çepni Karadeniz dayanışmasını buraya taşımış. Nurettin Turğay ise Erdoğan’ın “dinsiz ve ateist” ilan ettiği HDP’nin ilahiyat profesörü adayı. En azından 7 Haziran başarısını tekrarlamak istiyorlar.

MHP’den merkeze

Yan sokakta İyi Parti’nin İl Başkanlığı var. İçeriye girerken binanın önünde partili gençlere rastlıyorum. Beni yukarıya, Parti İl Genel Sekreteri’ne götürüyorlar. Girişe broşürler ve posterler yığılmış. Bu malzemeler seçim bölgelerine 40 ekiple dağıtılıyor. Seçim çalışmalarında çok sayıda gönüllü kadın çalışıyor.

Partinin İl Sekreteri Dündar Tanrıverdi 50 yıldır siyasette. Ülkü Ocakları’ndan gelme. “MHP’den aslında Bahçeli’nin genel başkan olmasıyla kopmuştuk” diyor. Bahçeli’nin Türk milliyetçi hareketini kontrol etmekle görevli biri olduğuna inanıyor. İyi Parti’yi sadece “milliyetçi” olarak tanımlamıyor. “Tam merkezdeyiz!” diyor. Tanrıverdi, İzmir birinci sıra adaylarından Aytunç Çıray gibi CHP’den partiye katılanları sayarken, içeriye Ülkü Ocakları’nın eski genel başkanlarından, MHP’nin eski il başkanı Musavat Dervişoğlu içeriye giriyor. O da diğer birinci sıra adayı. Yanında iddialı başka bir aday var. Aşık Veysel’in torunu Çiğdem Özer.

Musavat Dervişoğlu da İyi Parti’nin hem laik, cumhuriyetçi, Atatürkçü, hem de dindar oyları topladığını söylüyor. “İkinci tura Muharrem İnce kalırsa, dindar oylar ona gitmez” diyor. Dervişoğlu’na göre İyi Parti’nin varlığıyla İzmir’de kartlar yeniden karıldı. Merkez tabanın İyi Parti’ye kayacağına inanıyor. Ama CHP seçmeninin HDP’ye barajı aşması için destek verecek olmasına kızıyor. “Kim yarattı bu algıyı? HDP’nin sorunu yok. Millet İttifakı tek başına da çoğunluk sağlar” diyor. Ben, “Ama…” derken, o hızla hesabını yapıp gidiyor. Özetle, Dervişoğlu Millet İttifakı’nın oy kaybetmesini istemiyor.

Aşık Veysel’in torunu, parti kurucusu Çiğdem Özer de Alevilerle görüşüyor. İyi Parti’nin en iyi oy oranını İzmir’de yakalayacağına inanıyor. “CHP’nin yorgun olduğunu gözlemledim” diyor.

“İnce’ye CHP’li olmayanlar da oy verecek”

Yolun hemen karşısındaki CHP seçim merkezinde ise faaliyet devam ediyor. Kutu kutu flama, broşür dağıtılacak. TV’de Muharrem İnce konuşuyor. Yaşlıca üç adam oturmuş, onu dinliyorlar. CHP’nin eski Konak ilçe başkanı Aytekin Yunus, “İnanın en ufak sıkıntı yok” diyor. İyi Parti ile ilgili endişelerin dağıldığını, İnce’ye CHP’li olmayanların da oy vereceğini söylüyor. Genel seçimdeyse CHP’li seçmenin 7 Haziran’daki gibi davranıp HDP’ye jest yapabileceğini kabul ediyor. “CHP kurucu iradedir, ihtiyaç olduğunda, İyi Parti’ye verdiği gibi, stratejik destek verebilir” diyor. CHP’liler de belediyeleri AKP’ye kaptırdıkları 8 ilçe başta olmak üzere 30 ilçede sokak sokak çalışıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu, Selin Sayek Böke, Kani Beko, Tuncay Özkan gibi kuvvetli isimlerle yine başarılı bir sonuç alınacağını düşünüyorlar. CHP saha hakimiyetini elinden bırakmıyor.

İzmir 24 Haziran’da Muharrem İnce’yi ikinci tura, İyi Parti’nin yanında HDP’yi de meclise taşıyacak bir irade göstereceğe benziyor.

 

foto:virgül.at

 

Yayınlama: 10.06.2018
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.