Kütüphanesiz ve kitapsız bir nesil büyüyor

Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Okul Kütüphanecileri Derneği Başkanı Aydın İleri, TÜİK verilerine ilişkin konuştu.

Kütüphanesiz ve kitapsız bir nesil büyüyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)  geçtiğimiz haftalarda  2017 yılına ait kütüphane verilerini açıkladı.

Kurumların sunduğu verileri bilimsellikten uzak yöntemlerle derleyen TÜİK’in kütüphanelerin durumunu ne kadar yansıttığı ise tartışma konusu.

Biz de TÜİK’in açıkladığı verileri ve Türkiye’deki kütüphanelerin durumunu  Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Okul Kütüphanecileri Derneği Başkanı Aydın İleri’yle konuştuk.

TÜİK verilerinin gerçeği yansıtmadığını dile getiren İleri,

-TÜİK geçtiğimiz haftalarda kütüphane istatistiklerini açıkladı.

Verilere göre “Resmi okul, özel okul ve özel kurs kütüphanelerini kapsayan örgün ve yaygın eğitim kütüphanelerinin sayısı, 26 bin 415”…

Gerçeği ne kadar yansıtıyor?

 

  ♦  İnsanlar neden ve nasıl fikir değiştirir?

  ♦ Kameralar işçi kadınlara döndüğünde…

 

Gerçeği hiç yansıtmıyor.

Verilen rakam tüm okulların %40’na tekabül ediyor.

Okulların %40’nda kütüphane olsa eğitime, öğrencilerin edebi zenginliğine, okuma alışkanlığına, ders ve sınav başarısına kısa sürede etki eder.

Durum böyle değil malesef.

Okulların en izbe köşesinde açılan, nitelikli, edebi ve akademik kitaplardan yoksun, her zaman açık olmayan kitap odaları, kitaplıklar, depolar mevcut.

Bilimsel olarak bu kitaplıkların hiçbirine kütüphane diyemeyiz. 

Kütüphaneyi oluşturan temel unsurların çoğunun olduğunu varsaysak bile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olan resmi okulların hiçbirinde kütüphaneci çalışmıyor.

Hatta “kütüphaneci” diye bir kadro yok. Kütüphaneyi işlevli kılan kütüphanecidir.

Kitap kolileri, raflarda duran kitap yığınlarını işlevli kılacak olan, öğretmene, öğrenciye, velilere rehberlik ve liderlik yapacak olan kütüphanecidir. 

Şöyle düşünün arabanız var, benziniz var ama akünüz yok. Kütüphaneye yaşam katan, enerji katan kütüphanecidir.

Özel okullardaki kütüphaneleri saymazsak MEB’de “kütüphane” formuna en yakın özellikleri olan son 3-4 yılda yaygınlaşan “Z-Kütüphaneler”, onlarında güncel sayısı 1.271. Z -Kütüphanelerde tam anlamıyla kütüphane vasfı taşımıyor.

Kütüphaneci çalışmıyor.

Z-Kütüphane sayısı MEB’e bağlı okulların %2’si kadar. Geneli etkileyecek bir yaygınlaşma yok.

-TÜİK kütüphanelere dair bu verileri nasıl ve neye göre derliyor?

TÜİK her yılın ilk aylarından başlayarak kurumlara resmi yazı göndererek veriler topluyor.

Standart veriler, “kitap sayısı”, “kitap dışı belgeler”, “personel sayısı”, “kullanıcı sayısı”, “ödünç verme sayısı” vb. bilgileri toplayarak bunları analiz ederek her yılın ağustos ayında bir önceki yılın bilgilerini rapor ediyor.

Beyana dayalı.

Bilimsellikten uzak, objektiflikten uzak veriler.

 -Kütüphane verilerinin manüple edildiğine dikkat çekiyorsunuz.

Neden manüple ediliyor?

Verilerin manüple edilmesinden ziyade konu bilimsel olarak ele alınmıyor.

Varmış gibi analiz ediliyor. TÜİK’ten birilerinin var olduğu açıklanan 26 bin 415 okul kütüphanesinin herhangi birinin kapısını açıp baktığını sanmıyorum.

TÜİK bir mekanı, bir odayı, bir binayı hangi kriterlerle “kütüphane” olarak kabul ediyor bilmiyoruz.

Bilimsel kütüphanecilik bakış açısına göre “kütüphane” temel unsurları tamamlanmadan kütüphane olmaz. 

Bina, bütçe, kütüphaneci (personel), koleksiyon/derme (kitap, dergi, gazete, DVD, vd.) kitap dışı belgeler, kullanıcı (okuyucu) olmadan gerçek bir kütüphane olmuyor.

TUİK verileri dikkate alındığında 2017 yılı verilerine göre ülkemizde 28 bin 126 kütüphane faaliyet gösteriyor, insan okur okumaz umutlanıyor, mutlu oluyor ama gerçekte sayı 4 bini geçmez. 

TÜİK verilerinin ayakları yere basmıyor.

Rakamın büyük gösteren, şişirende okul kütüphanelerinin sayısı.

 -Bugün halk kütüphaneleri ne kadar yeterli, ihtiyaçları karşılıyor mu?

Yeni dönemde iyileşme, yenileşme çalışmaları yapılıyor. Olumlu kıpırdamalar, hareketlenmeler var.

Fiziksel yenilemeler, onarımlar ve  yeni kütüphane binaları yaplıyor ama yeterli değil. Personel sayısı özellikle kütüphanecilik eğitimi almış personel sayısı çok yetersiz.

Kültür ve Turizm bakanlığına bağlı 1146 halk kütüphanesinin 126’sı halen personel yokluğu ya da farklı nedenler ile geçici kapalı.

Halk kütüphane sayısı arttırılmalı, kütüphanesi olmayan ilçelere acil öncelik verilmeli, kütüphanelerde daha fazla kütüphaneci istihdam edilmeli. Kütüphane bütçeleri arttırılmalı.

-Halkın kütüphanelere ilgisi ne durumda. İlgi azsa nedenleri neler?

Kütüphaneler son dönemde ders çalışma-etüt salonu olarak kullanılıyor.

Kitap okuma, araştırma eylemi daha geri planda. Zaman zaman işlev kayması oluyor.

Kütüphanelerde kitap ödünç almak devam ediyor ama üst seviyede bir talep yok. 

Kütüphanelerin pazarlanması konusuna önem verilmeli.

Rahat, konforlu nitelikli hizmet sunulduğunda, kütüphaneler kolay ulaşılabilir yerlerde olduğunda kütüphanelere ilgi artıyor.

Kütüphanesiz, kitapsız bir nesil büyüyor. Yurttaşların okuma kültürü edinmesi için acil çalışmalar yapılmalı.

Çocukları okul öncesi dönemden başlayarak evde/okulda kitapla tanıştırmak zorunlu görevimiz. Ders dışı okuma, edebi okumalar, keyifli zaman geçirmek ve eğlenme mekanı olarak kütüphaneler çocukların yaşamına ne kadar erken girerse o kadar iyi.

Sevgili Muzaffer İzgü’nün “Çocuk okuru olmayan bir toplumun yetişkin okuru olmaz” sözü tam da burada bize klavuzluk ediyor.

Halk kütüphaneleri 7’den 70’e halkın yaşam merkezi, cazibe merkezi, ev ve iş yeri dışında “üçüncü mekan” olarak algılandığında kütüphaneler gerçek işlevine kavuşacak.

-Kütüphanecilik konusunda iyi durumda olan ülkelerle Türkiye’yi karşılaştırdığımızda karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor?

Bilimsel kütüphanecilik açısından, kütüphanecilerin eğitimi açısından, yazılım, donanım vb. konularda dünya ile yarışabiliriz.

Daha ileri de olduğumuz yönlerimiz de olabilir.

Sayısal, niteliksel ve işlevsel olarak eksiklermiz var.

Bunları görmezden gelerek, öteleyerek çözüm üretemeyiz.

 

KÜTÜPAHNECİLİK KANUNU/YASAMIZ YOK
 

-Devletin kütüphanelere dair nasıl bir politikası olmalı?

Bir politikamız yok. Kütüpahnecilik kanunu/yasamız yok.

Kütüphaneler çok dağınık şekilde yönetiliyor.

Standartlarımız yok.

Bunlar temelde ülkedeki kültür politikalarının eksikliğinden yetersizliğinden kaynaklı.

Kültür şuraları, çalıştaylar yapılması umut verici dilerim kısa sürede kütüphaneler birbiriyle yarışır duruma gelir.

 Sosyal devletin vazgeçilmez hizmeti olan; halk kütüphaneleri, okul kütüphaneleri, çocuk kütüphaneleri ve üniversite kütüphaneleri ücretsiz bilgiye erişim noktaları, edebi ve bilimsel bilgi sunan kurumlar olarak toplumdaki bilgi eşitsizliğini ortadan kalkmasını sağlayacaktır.

En küçük yaşam birimine kadar kütüphaneler, kitaplıklar, okuma odaları açılmalı.

Kütüphane politikası eğitim ve kültür bakanlıklarının en acil görevi olmalı.

 

KÜTÜPHANECİLİĞİN HER ALANINDA DENEYİMİM OLDU
 

-Aydın İleri kimdir, sizi tanıyabilir miyiz?

Kütüphanecilikte 20. yılında olan kütüphaneciliğin her alanında deneyimi olan genç bir kütüphaneciyim, İstanbul Üniverstesinde lisans ve Marmara Üniversitesinde yüksek lisans eğitimi aldım.

Özel eğitim kurumlarında okul kütüphanecisi olarak çalıştım.

Toplum Gönüllleri Vakfı bünyesinde halk kütüphanelerinde sürüdürülen, gönüllü gençlerlerin aktif katılımıyla gerçekleşeşen “Benim Kütüphanem” projesinde 4 yıl, yedi bölgede, kırkın üzerinde ilde halk kütüpahnesinde proje koordinatörü olarak çalıştım.

2 yıl Maltepe Üniversitesinde Kütüphane ve Dokümantassyon Daire Başkanı olarak görev yaptım. Maltepe, Kadıköy ve Bergama Belediyelerinde “Yerel Yönetim Kütüphaneciliği” deneyimlerim oldu.

Şuan Bergama Belediyesi Araştırma Kütüphanesinde “kütüphaneci” olarak görev yapmaktayım.

Halen Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Merkezi yönetim kurulu üyesi, Okul Kütüpahnecileri Derneği başkanı olarak kütüphane, okuma kültürü, kütüphaneci savunuculuğu yapmaktayım.

 

KİTAP, PERSONEL VE KÜTÜPHANECİ SAYISI YETERSİZ
 

-Üniversite kütüphanelerinin durumunu da sormak istiyorum.

Fiziksel durumlarıyla birlikte işlevi ve akademik eğitime katkısı nasıl?

Üniversite kütüpahnelerinin fiziksel durumları modernleştiriliyor, yeni binalar yapılıyor, teknoljik donanım, kütüphanecilik alt yapısı üst düzeyde ama üniversite kütüphane sayısı 564, bu kütüphanelerin çoğu merkez kampuslarda, fakülteler, meslek yüksek okullarının fiziksel dağılımlarına bakıldığında akademik eğitimde de kütüphane sayısı, kütüphanelerdeki kitap sayısı personel ve kütüphaneci sayısı oldukça yetersiz.

Kütüphanelerin işlevi ve akademik eğitime katkısı ise ülkede yayınlanan bilimsel çalışmalar, üniversitelerimizin bilgi ve bilim üretim rakamları ortada.

Dünya akademik bilgi, makale üretiminde bir kaç üniversitemiz dışında alt sıralarda.

Kamu üniversitelerine nitelikli kütüphane koleksiyonu oluşturmak için daha fazla kaynak aktarılması, kütüphaneci istihdam edilmesi gerekiyor.

Vakıf (özel üniversite) üniversitelerinin kurumsal olanlar dışında kütüphaneye daha çok önem verilmiyor.

Denetimler ve yaptırımlar artmalı.

Eğitime, öğrenciye, kütüphaneye, laboratuara harcanması gereken bütçeler amaca uygun harcanmalı./İsmail AFACAN

Yayınlama: 08.09.2018
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.