Milli Görüş Kökenli Parti Sayısı 10’a Yükseliyor
Davutoğlu ve Babacan’ın kuracağı partilerde Milli Görüş kökenli isimlerin ağırlığı var. Milli Görüş; MNP, MSP, RP ve FP’nin dışında Saadet Partisi, AK Parti, Has Parti ve YRP’nin kurulmasını sağladı. 2 yeni partiyle birlikte sayıları 10’a çıkacak
AK Parti’den istifa eden eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu ile eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan parti kurma hazırlıklarına hız verdi.
İstanbul il başkanlığı ve genel merkez olarak kullanılacak binaları tutan Davutoğlu, birçok kişi ve grupla bir araya gelerek siyasi yol haritasına son şeklini vermek için çalışıyor.
Babacan da uzun sürenin ardından önceki gün ilk kez bir canlı yayınla görücüye çıktı.
Gelecek vizyonunu anlatan Babacan, kadrosuyla birlikte Türkiye’ye farklı bir siyasi parti anlayışı getireceklerinin sinyalini verdi.
İki isim de her ne kadar farklı siyasi partiler kurmaya hazırlansa da parti hazırlıklarını yürüten isimlerin önemli bir kısmı “Milli Görüş” kökenli isimlerden oluşuyor.
Milli Görüş’ün ilk partisi MNP 1970’te kuruldu
Milli Görüş hareketinin siyasi macerası Milli Nizam Partisi’nin (MNP) 1970 yılında kurulmasıyla başladı. 1972’de “laikliğe aykırı faaliyette bulunmak” suçlamasıyla kapatılan MNP’nin yerine aynı yıl Milli Selamet Partisi (MSP) kuruldu.
Siyasi hayattayken 4 kez hükümet ortağı da olan Necmettin Erbakan liderliğindeki MSP, 12 Eylül’ün kapattığı partiler arasında yer aldı.
Darbe sonrası kurulan Milli Güvenlik Konseyi, 3 yıl sonra siyasi partilerin yeniden kurulmasına izin verince Milli Görüşçüler yine siyaset sahnesine döndü.
Bu kez adres Refah Partisi oldu.
1996 yılında Tansu Çiller liderliğindeki Doğru Yol Partisi ile koalisyon kuran RP, 28 Şubat post-modern darbesiyle birlikte “laikliğe karşı eylemlerin odağı olma” suçlamasıyla 1998’de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı.
RP ve FP “laikliğe karşı eylemlerin odağı olma” suçlamasıyla kapatıldı
Gerek MSP gerekse de RP, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bugün siyaset yapan birçok siyasetçiyi yetiştirmişti.
RP’nin ardından Türk siyasi hayatında bu kez Fazilet Partisi (FP) yer aldı. FP de önceki partilerle aynı kaderi yaşayarak ve aynı suçlamayla 2001’de kapatıldı.
FP kapatılmadan partinin genç ve yenilikçi kanadı Erbakan’la ters düşmüş ve parti yönetimini ele geçirmeye çalışmıştı. Ama “gelenekçiler” baskın çıkmış ve Erbakan destekli Recai Kutan’ın karşısına çıkan Abdullah Gül delegeden yeterli destek görememişti.
FP de kapanınca Milli Görüş’ün yenilikçi kanadı İstanbul İl Başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden bu yana isminden söz ettiren ve gelecek vadeden Recep Tayyip Erdoğan’ın kurduğu AK Parti’ye katıldı.
Milli Görüş geleneğine sadık kalanlar ise Erbakan’a işaret ederek “Hoca’ya sadakat şerefimizdir” sloganıyla FP’nin yerine katılan kurulan Saadet Partisi’ne geçti. Milli Görüş’ün ilk ve büyük bölünmesi buydu. Yıllarca aynı saflarda siyaset yapanlar şimdi farklı partilerin çatıları altındaydı.
HAS Partililer, AK Parti’ye katıldı
Ama Milli Görüş’teki bölünme zaman içinde devam etti ve ana gövdeden farklı fraksiyonlar doğdu.
O partilerden biri, hareketin lideri Erbakan’la güç mücadelesine girişen dönemin genel başkanı Numan Kurtulmuş’un önderliğinde kuruldu.
SP’den ayrılan Kurtulmuş, aralarında eski Milli Görüşçü ve solcuların da bulunduğu bir ekiple Halkın Sesi Partisi’ni (HAS) kurdu.
2010’da kurulan parti 2 yıl sonra Erdoğan’ın “bütünleşme” davetiyle kapatıldı. HAS Parti Genel Başkanı Kurtulmuş, Başbakan Yardımcılığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yaptı. HAS Parti’den AK Parti’ye geçen isimler arasında bulunan Abdulhamit Gül şimdilerde Adalet Bakanı olarak görev yapıyor.
Erbakan’ın oğlu da parti kurdu
Milli Görüş hareketinin içinden çıkan son parti ise Yeniden Refah Partisi (YRP) oldu. YRP, Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın genel başkanlığında 2018’in sonunda kuruldu.
Milli Görüş, siyasi hayata bilindik isimlerle de olsa yeni siyasi parti partiler kazandırmaya devam ediyor.
2011 yılında vefat eden Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan’ın Başbakan olduğu 54. Hükümette Devlet Bakanı olarak görev yapan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Babacan ve ekibinin en önemli destekçisi.
Gazeteci Fatih Altaylı’nın yönettiği Teke Tek’e konuk olan Babacan, Abdullah Gül’e yeni kurulacak partinin başında olmasını teklif ettiklerini ama Gül’ün bunu kabul etmediğini söyledi.
Babacan, farklı isimleri partiye çekmek istiyor
Babacan ve ekibi, yeni parti çalışmaları için Gül’le sürekli toplantı yaptıklarını saklamıyor.
Babacan’ın ekibinde yer alan eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nin Hatay İl Başkanlığı’nı yapmış, RP adına girdiği Antakya Belediye Başkanlığı seçimini de kazanmış bir isim.
Kurulacak partinin ağır toplarından biri olması beklenen eski Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün de RP kökenli siyasilerden biri.
Görünen fotoğraf böyle de olsa Babacan ekibinin partiyi herhangi bir ideolojik tanımla şekillendirmek istemediği biliniyor. Bunun için de çeşitli ideolojilere mensup, farklı etnik ve dini kökenlerden isimleri partiye katmak için çaba sarf ediyor.
Babacan’la birlikte hareket eden bir siyasetçi, parti hazırlıkları için kurulan “çalışma gruplarının” profilinin de bu şekilde oluşturulduğunu ve çok sesliliği yansıttığını savunuyor.
Davutoğlu’nun yol arkadaşları
Babacan’ın aksine daha çok dini tandanslı olduğu dikkat çeken Davutoğlu ekibinde de Milli Görüş kökenli siyasetçiler dikkat çekiyor.
Davutoğlu ile birlikte AK Parti’den ihracı istenen ama ihraç edilmeyi beklemeden istifa eden isimlerden biri olan Abdullah Başçı’nın siyasi kariyeri Refah Partisi ile başladı. Başçı, RP’nin kapatılmasının ardından Fazilet Partisi’nde siyasete devam etti ve birçok arkadaşı gibi AK Parti’ye geçti.
Davutoğlu’nun yakın ekibinden biri olan Hukukçu Ayhan Sefer Üstün de Milli Görüş’e yakın sivil toplum kuruluşlarının yöneticiliğinden siyasete geçen bir isim.
Üstün, İlim Yayma Cemiyeti, Mazlumder ve MÜSİAD’ın Sakarya kurucuları arasında yer alıyor.
Eski AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve AK Parti Ankara İl Başkanı Nedim Yamalı da Davutoğlu’nun yol arkadaşları olarak yeni kurulacak partide yer alacak isimler arasında.
“MNP ve MSP bu siyasi çizginin öncü partileridir”
ARGETUS Araştırma Danışmanı Sosyolog Erol Erdoğan, Milli Görüş hareketinden doğacak yeni partilerin durumunu Independent Türkçe’ye değerlendirdi.
Türkiye’nin çok partili hayata geçinceye kadar, daha çok Batıcılık, CHP üzerinden kendini gösterdiğini ve 1950 sonrasında siyasi temsilin çeşitlenmeye başladığını söyledi.
1970’lere kadar daha çok sağ ve sol şeklinde iki ana damar şeklinde süren siyasetin, Necmettin Erbakan’ın liderliğinde üçüncü bir yol olarak Milli Görüş ile tanıştığını dile getiren Erdoğan, “Önce Bağımsızlar Hareketi, sonra MNP ve MSP bu siyasi çizginin öncü partileridir” dedi.
“Milli Görüş çizgisi, siyasete canlılık katmasının yanı sıra alternatifleri de çoğalttı” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
Milli Görüş, seslendirdiği söylem ile ortaya koyduğu perspektif ve politikalarla kısa sürede sosyolojik karşılığını tezahür ettirdi.
1980 öncesi MSP-CHP koalisyonu, 1990’larda RP’nin yükselişiyle birlikte yerel yönetimlerde ve merkezi hükümette varlık göstermesi, onun devletle temasını da sağladı.
Bu temas aynı zamanda halk nezdinde itibarının yükselmesi ve siyasi tecrübe birikimi demekti.
Sosyolojik karşılık bulması veya var olan sosyolojiyi temsil etme potansiyelini doğru değerlendirmesi, onun Türk siyasetinde kalıcı bir çizgiye, sahici bir damara ve göz ardı edilemez bir gerçekliğe kavuşturdu.
“Milli Görüş çizgisi, 2000’li yıllarda SP ve AK Parti olarak iki ayrı yapıda karşılık buldu”
Erdoğan’a göre Erbakan ismi ve Milli Görüş’ün ortaya koyduğu siyasi yaklaşımlar ve kavramlar, birden çok partide, bundan sonra da yıllarca siyasette referans olmaya devam edecek.
Tek damar olarak, MNP, MSP, RP ve FP olarak devam eden Milli Görüş çizgisinin, 2000’li yıllarda SP ve AK Parti olarak iki ayrı yapıda karşılık bulduğunu vurgulayan Erdoğan, “Milli Görüş’ün bu denli kalıcı ve kalın bir siyasi damar oluşturması, onun sosyal, kültürel, dini ve ekonomik anlamda, Türkiye’nin birikimiyle ünsiyetidir.
Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın kuracağı partilerin, uzun vadede Milli Görüş ile ilişkili tahlillere konu olup olmayacağı sonraki dönemlerde belirginleşecek söylemleri ve kadrolarıyla ilgilidir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, yeni kurulacak partilerin alacağı oyların şekillenmesinde, bu partilerin söylemi, kadroları ve kuracağı ittifaklar kadar AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti ve HDP’nin bundan sonra izleyeceği politikalar ile atılımların veya hatalarının etkili olacağını kaydetti./ The Independentturkish