“Montrö Bildirisi”

Türkiye’de 104 emekli amiral, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Bir Cumhurbaşkanı Montrö’yü feshedebilir mi?” sorusuna “Teknik olarak evet” yanıtını vermesi ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın gittiği bir tarikat evinde sarık ve cüppe ile fotoğraflarının ortaya çıkması üzerine başlayan Montrö Sözleşmesi tartışmalarıyla ilgili bir bildiri yayımladı. Hükümet temsilcileri ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) yapılan açıklamalarda bildiriye tepki gösterildi.

“Montrö Bildirisi”

BBC Türkçe’nin derlediği habere göre, Cumhurbaşkanlığı ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yarın 15.00’te bir değerlendirme toplantısı gerçekleştireceğini açıkladı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bildiri hakkında soşturma başlattığını duyurdu.

VeryansinTV.com adresinde yayımlanan açıklama metninde Montrö Sözleşmesi’ne ilişkin şu ifadeler var:

“Montrö sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir.

“(…) Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.”

Açıklamada Tuğamiral Sarı’nın görüntülerine dair de şöyle deniyor:

“(…) son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur.

“TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.”

MSB: TSK, hiçbir sorumluluğu olmayan kişilerin şahsi emellerine araç yapılamaz

MSB tarafından yapılan açıklamada, bildirinin “demokrasiye zarar vermekten ve askeri personelinin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekten başka bir işe yaramayacağı” vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), hiçbir görev ve sorumluluğu olmayan kişi veya kişilerin hırs, ihtiras ve şahsi emellerine araç yapılamaz” denildi.

Hükümetten tepki: ‘Haddinizi bilin’

Bildiriye hükümetten ardı ardına tepki mesajları geldi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bildiriye Twitter hesabından şu sözlerle tepki gösterdi:

“Neymiş, birkaç emekli amiral bir araya gelip bir “bildiri” yazmışlar! 5. kol unsurları da hemen heyecanlanmış. Oturun oturduğunuz yerde. O Türkiye eskide kaldı! Bu millet 15 Temmuz’da darbe heveslilerini nasıl tepelediğini dosta düşmana gösterdi. Haddinizi bilin! Siz kimsiniz? Ne hakla milli iradenin meşru temsilcilerine parmak sallıyorsunuz? Türkiye bir hukuk devletidir. Bunu asla unutmayın. Vesayetçiler bir daha asla demokrasimize zarar veremeyecek. Dış güçlerin ezik piyonları büyüyen, güçlenen Türkiye’nin önünü kesemeyecek!”

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da Twitter hesabından paylaştığı mesajlarda “Eski Türkiye sevdalısı, vesayetçi, kendisini milli iradenin üstünde gören zihniyetin bazı temsilcileri yayınladıkları sözde bildiri ile siyasete akıl, millete ayar vermeye çalışıyorlar. O devirler geride kaldı! Haddinizi bilin! İçinize sinmese de şunu çok iyi anlayın ki bu millet, vatanı da, mavi vatanı da, demokrasiyi de, milli iradeyi de bedelini ödeyerek korumuştur ve koruyacaktır” dedi.

Hükümet tarafından bir diğer tepki de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. Soylu “Büyük Türk milleti üniformaya aşıktır. Üniformayı taşımak şereftir. O şerefi emekli olduktan sonra taşımak daha büyük şereftir. Demokrasiye, devlete ve millete sadakatle bağlı, rütbesini üniformasını siyaset malzemesi yapmayanları daima şükranla yad ederiz… Ya diğerleri…” ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop da bildiriyi “darbe çağrışımlı” olarak tanımlayıp, “Kahraman milletimiz 15 Temmuz’da sadece FETÖ’cü darbecileri değil, aynı kaynaktan beslendiğini bildiğimiz bütün darbe sevdalılarını da toprağa gömdü. Düşünce açıklama başka, darbe çağrışımlı bildiri hazırlamak başka. Yıllardır, içerde dışarda vatan ve millet düşmanlarıyla cephe cephe amansız bir mücadele sürerken ortalıkta gözükmeyen emekliler, kendi uydurdukları gündemlerle kaos simsarlığı üstlenmişler belli” dedi.

Öte yandan AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), bildiri üzerine yarın toplanacak.

Bahçeli: Emekli maaşları kesilmeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bildiriye tepki gösterdi. Bahçeli, “Anti demokratik ve vesayetçi” olarak nitelendirdiği bildirinin partisi tarafından nefretle lanetlendiğini ve reddedildiğini söyledi.

Bildiride imzası bulunan amirallerin rütbelerinin sökülerek, emeklilik haklarının kaldırılması ve maaşlarının da kesilmesi gerektirdiğini söyleyen Bahçeli, “Bildirinin çok yönlü adli ve idari soruşturması yapılmalıdır” dedi.

‘Halkımızın tek gerçek gündemi sofrasıdır’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bildiriye ilişkin Twitter’da yaptığı paylaşımda, “Bu sahte gündemler tutmaz. Halkımızın tek gerçek gündemi sofrasıdır” dedi.

“Büyük ve ünlü Ekonomist” diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı etiketleyen Kılıçdaroğlu, “Yarattığın ekonomik yıkım ile seni yüzleştireceğim. Geleceğini kararttığın gençlerimizin hikayelerini buradan paylaşacağım” dedi.

CHP’li Özkoç: Vatansever eleştirileri tebrik ediyorum

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, emekli amirallerin bildirisine tepki gösteren hükümet temsilcilerini eleştirdi.

Twitter’da İletişim Başkanı Altun’a cevap veren Özkoç Tuğamiral Mehmet Sarı’nın fotoğrafını paylaşarak, “Siz önce kendi yarattığınız vesayetçilerle savaşın. O eleştirdiğiniz amiraller 15 Temmuz’un önünde de sonunda da dimdik durdular. Deniz Kuvvetlerini ağzına kadar FETÖ’cü dolduranlar, 15 Temmuz’un ertesinde Atatürk ilke ve devrimleriyle yetişmiş subaylar olmasa bugün koltuklarında oturamıyor olacaklardı. Şimdi çıkmışlar 5. kol faaliyeti filan. Hadi oradan… Vatansever eleştirileri tebrik ediyorum” dedi.

‘Bu bir zevzekliktir’

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gündeme ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

“Sabah bir uyandık emekli amirallerin canı sıkılmış, bildiri yayınlamışlar” diye konuşan Akşener, bildiri için “zevzekliktir” yorumunu yaptı ve “ülkenin bu zevzekliklerden çok çektiğini” söyledi.

Dün Hakkâri’de, önceki gün ise Konya’da olduğunu söyleyen Akşener, ekonomik tabloyu işaret ederek şunları söyledi:

“Ben dün Hakkari’de perşembe günü ise Konya’daydım. Biz bu ülkede işsiz gençlerin, tabletsiz çocukların derdini konuşmak zorundayız. Biz esnafın derdini konuşmak zorundayız. Biz bugün tencereye kaynatamayan 104 kadının derdini konuşmak zorundayız. 104 dakika, 104 saniye maalesef yayın organlarında yer buluyor.”

Gece yarısı bildirilerinin muhtıraları akıllara getirdiğini söyleyen Akşener, “Dolayısıyla iktidar partisinin üzerinde tepinme fırsatı doğmuştur” diye konuştu.

İYİ Parti Milletvekili Aytun Çıray ise bildiriye destek vererek, “Bir tabip teğmen olarak altına imzamı atıyorum” dedi.

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan ise, AKP’liler tarafından getirilen “darbecilik” yorumlarını işaret ederek, “Seçilmiş milletvekillerini, seçilmiş belediye başkanlarını hapse atıp milli irade ahkamı kesmek riyakarlıktır. Darbeci arıyorsanız aynaya bakın” paylaşımını yaptı.

Öte yandan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da bildiriye tepki gösterdi. Gelecek Partisi’nin milli iradenin, hukuk devletinin ve demokrasinin yanında olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Bildiri ülkenin tarihsel hafızasını ve içinden geçtiği hassas süreci göz önüne almayan kötü niyetli bir sorumsuzluk örnegidir” dedi.

Montrö Sözleşmesi nasıl gündeme geldi?

Montrö Sözleşmesi tartışması, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çıkılmasının ardından başladı. Kararın hukuki boyutu ve geçerliliği sorgulandı.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Bir Cumhurbaşkanı Montrö’yü de feshedebilir mi?” sorusuna “Teknik olarak evet” yanıtını vermesi, Montrö Sözleşmesi’ni bir daha gündeme getirdi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 24 Mart Çarşamba günü Habertürk TV’de katıldığı bir programda İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla çekilmenin mümkün olup olmadığıyla ilgili soruya “Teknik bir ifadeyle Meclis onaylama izni veriyor ama Cumhurbaşkanı onaylamayabilir veya onaylayabilir sonra geri çekebilir. Parlamento aşaması bir izin aşamasıdır sadece. Bu yeni değil, 1963’ten bu yana böyle oluyor bu. Bunun örnekleri var.” yanıtını verdi.

Şentop, yanıtın ardından daha önce Cumhurbaşkanı kararıyla Türkiye’nin çekildiği bazı uluslararası anlaşmaları sıralayarak örnekleri olduğunu söyledi.

Bunun üzerine gazeteci Muharrem Sarıkaya, “Bir gün bir Cumhurbaşkanı gelip ben Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekildim derse veya Montrö’yü tanımıyorum feshettim derse…” diye sordu.

Şentop “Teknik olarak yapabilir” yanıtını verdi:

“Sadece bizim sistemde değil Almanya da Amerika da Fransa da bunu yapabilir. Ama mantıkta mümkün-muhtemel arasında bir fark vardır. Marmara Denizi’nden ayran yapmak mümkün müdür? Yeterli miktar yoğurt bulursanız, Marmara Denizi’ni de karıştırırsanız aklen mümkün olabilir. İhtimal ise gerçeklerden hareketle bir işin olabilirliği üzerine, bu muhtemel değildir.”

Şentop’un bu sözlerine CHP ve İYİ Parti tepki göstermişti.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay “Cumhurbaşkanının bozacağı anlaşmalar Meclis onayına ihtiyaç duyulmayan anlaşmalardır. Almanya da Hitler’e böyle bir yetkiyi tam da 23 Mart’ta vermişti. Ülkenin başına ne belalar açtığı ortada. TBMM Başkanımızın yasama yetkisini tek adama altın tepside sunması beni incitiyor” dedi.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünzile Yüksel de, Şentop’un sözlerine karşı “Montrö, Türkiye’nin boğazlardaki bağımsızlığıdır. Dünya’yı bıçak sırtında tutan bir anlaşma asla tek bir kişinin isteği ile kaldırılamaz” açıklaması yaptı.

Tartışmanın büyümesi ve birçok muhalif siyasetçi tarafından da dile getirilmesi üzerine Şentop, konuyla ilgili 29 Mart’ta bir açıklama daha yaparak “Ben herhangi bir anlaşma, sözleşme ismi zikretmedim. İsim telaffuz etmeksizin Anayasa’nın 90. maddesinde ve ilgili mevzuatımızda uluslararası antlaşmalarla ilgili iç hukuktaki düzenlemelerden bahsettim” dedi.

Erdoğan daha önce ‘Montrö ne kazandırmıştır ne kaybettirmiştir, düşündünüz mü?’ demişti

Montrö Sözleşmesi, Aralık 2019’da Kanal İstanbul’un Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun onaylandığının açıklanması üzerine bir kez daha gündeme gelmişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bir İstanbul boğazımız var. Siz Independenta olayını unutuyor musunuz? Hepsinden öte Montrö Anlaşması Türkiye’ye ne kazandırmıştır ne kaybettirmiştir? Bunu hiç düşündünüz mü?” açıklaması yapmıştı.

30 Aralık’ta da Kanal İstanbul projesine yönelik itirazları değerlendirirken Erdoğan “Montrö Sözleşmesi’nin siyasi tehdidine” dikkat çekmiş sonrasında ise katıldığı bir televizyon programında konuyla ilgili soruya “Montrö’yü kafaya takmayın” yanıtını vermişti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu ifadeler üzerine “Kanal İstanbul, Montrö’yü baypasa dönüştürebilir ve sıkıntı yaratabilir. Kafada bu varsa, o zaman Çanakkale ile ilgili de bir müdahale gerektirir ki Allah korusun” yorumu yapmıştı.

Yayınlama: 04.04.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.