“Namaz kılmayanların orucu kabul olmaz” tartışması büyüyor
Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, namaz kılmayanın orucunun kabul olmayacağı iddiasında bulundu. Tartışmaya dahil olan ilahiyatçılar, iddiaların gerçeği yansıtmadığı görüşünde
Her sene ramazanda birçok tartışma yaşanır.
Sigara içmek, sakız çiğnemek veya diş fırçalamak orucu bozar mı? Oruç ne ile açılır?
İğne yaptırmak orucu bozar mı? Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle geçen sene de aşı olmak orucu bozar mı tartışması yaşanmıştı.
Bu sene ramazanda yaşanan tartışma ise “namaz kılmayanın orucu kabul olmaz” oldu.
İddianın sahibi Cübbeli Ahmet Hoca adıyla tanınan Ahmet Mahmut Ünlü.
YouTube kanalında yayınladığı “İftar Sohbetleri” başlıklı programda “Namaz kılmayanın orucu bozulur mu?” sorusunu yanıtlayan Cübbeli Ahmet, “Namaz kılmayanın orucu da zekatı da kabul olmaz” dedi.
Peki, gerçekten namaz kılmayanın orucu kabul olmuyor mu?
Independent Türkçe olarak konuştuğumuz istisnasız ilahiyatçıların hepsi iddianın gerçeği yansıtmadığı görüşünde.
“Namaz ve oruç birbirlerinin şartı değildir”
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara, elbette namaz kılmayanların da orucunun kabul olduğunu söyledi.
İkisinin ayrı ibadetler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Büyükkara, “Namaz ve oruç birbirlerinin şartı değildir. Oruç tutmayanın namazı kabul olmaz veya namaz kılmayanın orucu kabul olmaz diye diye bir şey söz konusu değildir. İkisi ayrı ibadettir” dedi.
Birinin yokluğunun diğerinin iptali anlamına gelmediğini ifade eden ilahiyatçı Büyükkara, “Namaz kılanların oruç tutması beklendiği gibi oruç tutanların da namazı kılması beklenir mükemmel bir mümin, mükemmel bir insana ulaşabilmek için İslam bizden bunu ister. Birinin yokluğu diğerini bozmaz ve iptal etmez” diye konuştu.
“İyi niyetle yapılan her ibadet kabul oluyor”
Alimler ve Medreseler Birliği Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan da namaz kılmasa bile iyi niyetle oruç tutanların oruçlarının kabul olunduğu görüşünde.
Kimsenin “namaz kılmayanın orucu kabul olmaz” söyleminde bulunmaya hakkının olmadığını kaydeden Kılıçarslan, “Allah’u Teala Kur’an-ı Kerim’de sevapların tartılması haktır, kimin iyilik tarafı ağır gelse onlar kurtuluşa erenlerdir diye buyuruyor. İslam alimi Yusuf el-Karadavi de ‘iyi amel de kötü amel de her biri yerli yerine yazılır’ diyor. Dolayısıyla kabul olmaz demek doğru değil” ifadelerini kullandı.
Müslümanların “madem oruç tutuyorsun namazını da kıl” tavsiyesinde bulunması gerektiğini hatırlatan Kılıçarslan, ‘namaz kılmayanın orucu kabul olmaz’ şeklinde teşvikin günaha sevk etmek olduğunu belirterek devamında şunları söyledi:
Allah’u Teala çok mühim olduğu için namazı 5 vakit olarak üzerimize farz kıldı. Peygamber efendimiz de namaz dinin direğidir diye buyuruyor. Namaz Allah ile insan arasında bir irtibattır. Aynı şekilde oruç ta çok önemlidir. Ancak hiç kimse ‘namaz kılmıyorsan orucun kabul olmaz’ diyemez. O zaman hac da yapsa hacı kabul olmayacak mı? Namaz kılmayanların hiçbir ibadeti kabul olmuyor mu? Bu doğru bir yaklaşım değil. İyi niyetle oruç tutan, namaz kılmasa bile ibadeti kabul oluyor. İyi niyetle yapılan her ibadet kabul oluyor.
“Söylem insanları dinden uzaklaştırır”
19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsrafil Balcı da Büyükkara ve Kılıçarslan ile benzer görüşte.
“Olmaz olur mu? elbette namaz kılmayanın da orucu kabul olur” diyen Balcı, iki ayrı ibadet olan namaz ve orucun karıştırılmasının korkunç bir cehalet olduğunu ifade etti.
Söylemin insanları dinden soğutmaktan başka bir anlam taşımadığını kaydeden Balcı, “Namazın yeri ayrı, orucun yeri ayrıdır. Bunun bir kere net olarak bilinmesi gerekir. İnsanlara olumlu şeyler söylenmesi gerekirken nefret ettirici tarzda konuşmak son derece yanlıştır” yorumunu yaptı.
Aslında söylemin yeni olmadığını, gençliğinde kendisinin de benzer konulara şahit olduğunu aktaran Balcı, “Maalesef fıkıh kitaplarımızda bu tür iddialar yer alıyor. Mesela hocalar ‘namazınızı aksatıyorsanız camiye gelmenize gerek yok ve orucunu da kabul değildir’ diyordu. Bu tip hezeyanları (bilerek hezeyan diyorum) dinleyen çocuklar, gençler ne düşünür? Bu dine yaklaştırmayı değil tamamen dinden uzaklaştırmayı beraberinde getirir” diye konuştu.
“Peki haram yiyen, hak ve hukuka riayet etmeyenler ne olacak?”
Dinin zorluk yerine kolaylığı emrettiğini, iddianın korkunç bir cehalet olduğunun altını çizen ilahiyatçı Balcı, “Peygamber efendimiz, ‘kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin’ diyor. İnsanların zaafı olabilir, namazı kılmıyor olabilir. ‘Namaz kılmayanın orucu kabul olmaz’ diye fetva vermek de neyin nesidir. Kur’an-ı Kerim, Allah’ın dinini çarpıtıp anlatanların, bunun üzerinden mal, mülk ve servet edinenlerin midelerine ateş doldurduklarını söylüyor. Kur’an ve sünnette yeri olmayan iddiaları getirip insanların önüne sürmek, onları dinden soğutmak, dine yapılan en büyük saldırıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. İsrafil Balcı, şunları kaydetti:
“Din anlattığını zannedenlerin böylesine hezeyan dillendirmesi asla kabul edilebilir değildir. Peki haram yiyen, hak, hukuk, adalet, eşitlik ve insan haklarına saygı göstermeyen, hırsızlık ve haksız kazanç elde edenler ne olacak. Bunu yapanlara bu tür davranışlardan uzak durmanız lazım demeniz gerekmiyor mu? İbadet kutsaldır, ona dokunamazsınız. Namaz ile orucu aynı kefeye koymak da ne demek? Dinin bir vecibesini yerine getiremeyen biri tümünü mü terk etsin? Bu kabul edilebilir değildir.”/ The Independentturkish/Abdulhakim Günaydın