‘’Vatandaşlarımızın birbiriyle dayanışması, devlette bir zaaf olduğu anlamına gelmez’’

Çelik’in açıklamaları şu şekilde: 

– Sağlık alanındaki devrimler bugün bizi diğer ülkelere nazaran virüsle mücadele konusunda daha hazırlıklı hale getirmiştir.

– Ülkemiz bu afet karşısında bütün tedbirleri ortaya koyuyor.

Türkiye bu sürece olabilecek en hazırlıklı şekilde cevap vermektedir.

– Türkiye süreci en baştan itibaren ciddiye almıştır.

Daha dünya salgını ciddiye almazken Türkiye 10 Ocak’ta Bilim Kurulu oluşturmuştur.

– Katı tedbirler en etkin şekilde uygulamaya kondu.

– Koca koca siyasi partilerin bazı temsilcileri spekülasyon yaymaya çalışıyor.

Tüm süreç şeffaflıkla, hesap verilebilirlikle sürdürülüyor.

– Kaotik durum oluşmaması için dengeli adımlar atılıyor.

Tedbirler hayatın akışını felç etmeyecek şekilde alındı.

– Fırsatçılık yapanlara karşı katı tedbirler alındı. 

– 65 yaşın üstündeki büyüklerimize karşı incitici davranışlar gördük.

İçişleri Bakanlığımız bu konuda tedbirlerini aldı, gerekeni yaptı.

– Sosyal mesafeye uyulmadığına dair görüntüler bizi üzüyor. 

– Milli Dayanışma Kampanyası hakkında propagandanın yapıldığını görüyoruz.

Devletimiz her bir vatandaşına sahip çıkacak güce sahiptir. 

– Vatandaşlarımızın dayanışması devlet hayatında bir zaaf anlamına gelmez. 

– (Kılıçdaroğlu’nun Milli Dayanışma Kampanyası açıklaması) Buna hamaset denilmesi ayıp.

Bugünlerde siyasi hastalık üretmek yaklaşımında olmamak gerekir.

– Milletimizin verdiği destek ile Devletimiz dünyanın neresinde olursa her vatandaşımıza sahip çıkacak güce sahiptir. 

– Sağlık çalışanlarımız, güvenliğimizi sağlayanlar, güvenlik hizmetlerini, tedarik noktasının devamını sağlayanlar hayatlarını riske atarak büyük bir fedakarlık yapıyorlar.

Ama bazıları ortaya çıkıp İtalya ve İspanya’ya giden yardımların üzerinde niye Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı yazıyor diyorlar.

Vatandaşımızın ihtiyacı olan bir şeyi vatandaştan esirgeyip yurt dışına göndermiyoruz.

– Son zamanlardaki yayınlarda bilim adamlarının kendi aralarında tartıştıkları teknik konuların gündeme getirildiğini görüyoruz.

Zaman zaman tartışma programları ancak uzmanları ilgilendiren teknik konulara döndüğünü görüyoruz.

Ama bu uzmanların kendi gündeminin vatandaşın gündemi olmadığını hatırlamak gerekiyor.

En teknik en detay konuların vatandaş gündemine getirilmesi tedirginliği artırıcı sonuçlar doğurduğunu görüyoruz.

Vücut bağışıklığı kadar ruh bağışıklığımız da önemlidir.

O kadar travmatik bir uslüp ileniyor ki zaman zaman önemli olan vatandaşımızın bu zamanda sağlıklı çıkması olduğu unutuluyor.