14 Yaşındaki Kız Çocuğu Kendi Düğününü İhbar Etti
14 Yaşında Evlendirilmek İstenen kız çocuğu, Kendi Düğününü İhbar Etti: ‘Okula Devam Etmek İstiyorum’ dedi.
14 Yaşındaki Elif akrabalarının baskıları nedeniyle evlenmeyi çocuk yaşta kabul etti. Ancak düğün günü yaptığı yanlışı anlayıp kendisini kurtarmaları için polisi aradı.
Polis düğünü bastı.
Gelinlik giydirilmiş küçük kız kurtarıldı. Elif’in hikayesi Türkiye’de zorla evlendirilen çocukların hayatlarını gözler önüne serdi…
Hürriyet gazetesinden Zeynep Bilgehan, 14 yaşında evlendirilmek istenen ancak polisi arayarak evlenmekten kurtulan Elif’ile bir röportaj gerçekleştirdi. Röportajda, güvenlik nedeniyle Elif’in gerçek adı kullanılmadı. Olayın yaşandığı yer de gizli tutuldu.
“Evlilik ‘kendi isteği’ olunca daha fazla karşı çıkamadım”
10 çocuğu olan baba, Elif’in evlenmesini istemediğini söylüyor ve hikayeyi şöyle aktarıyor:
“Babam çiftçiydi. 15 kardeştik ve yoksulluktan evde ekmek bulamadığımız olurdu. Kırsalda yaşam zordu. Bu sebeple kente göç ettik. 10 çocuğum var.
Bütün çocuklarımı okula göndermeye çalıştım. Diğer kızlarımı da önce yanıma çağırıp, isteyip istemediklerini sorarak, güzel güzel evlendirdim.
Elif okumak istemedi. Ona bir baba olarak ‘Yapma, etme’ dedim ama evlilik ‘kendi isteği’ olunca daha fazla karşı çıkamadım. Keşke, baştan ‘Hayır’ deseydim.
‘İş, kan davasına kadar gidiyordu’
Düğünü polis bastı. Damat tarafı ‘Gelinimizi vermeyiz’ diye diretti. Herkes silahlıydı. Ben ‘gelin’in babası olarak araya girdim.
Kızımla polis arabasına binip karakola gittim. Kızım devlet koruması altına alındı. Elif, devlet korumasındayken her gece onu düşündüm.
Sabahlara kadar gözüme uyku girmedi. Rahmetli annem ‘Elif, gözüm’ derdi. Elif bana ondan bir emanettir. Damadın ailesi de çok kızgındı. İş, kan davasına kadar gidiyordu.
Bunun üzerine, ‘Görücüye geldiniz. Gençler ‘Tamam’ dedi, kararlarına saygı duyduk. Kızım vazgeçince kararına saygı duymamız gerekiyor. Üstelik artık araya devlet girmiş. Biz burada birbirimizi vursak artık neye yarayacak’ dedim. Sonunda tatlıya bağlandı.”
Akrabaların ısrarına dayanamayarak ‘Tamam’ dedim”
“Akrabaların ısrarına dayanamayarak ‘Tamam’ dedim”
14 yaşında evlendirilmek istenen Elif ise hikayesini şöyle anlatıyor:
“Çok görücüm geliyordu ama babam kimseyle evlenmemi istemiyordu.
Komşularımız çok ısrar ediyordu. Babam da ‘Evet dersen kızım değilsin’ diyordu. Sonra akrabaların ısrarına dayanamayarak ‘Tamam’ dedim. 8-9 ay nişanlı kaldık.
Ben ‘Evi nasıl geçindiririm, ev işlerini nasıl yaparım’ diye düşünüyordum ama babama söylemeye çekindim. Düğün günü kalabalığı görünce korktum.
Karnım ağrıyor diye tuvalete gidip polisi aradım. Polise tam adres vermediğimden geleceklerini hiç düşünmüyordum ama geldiler.”
Bir buçuk ay boyunca devlet korumasında kalan Elif, artık okumak istediğini söylüyor ve ekliyor, ’20-25 yaşıma kadar evlenmem. Benim yaşımda insanın kendisi daha çocuk oluyor.’
Bir buçuk ay boyunca devlet korumasında kalan Elif, artık okumak istediğini söylüyor ve ekliyor, ’20-25 yaşıma kadar evlenmem. Benim yaşımda insanın kendisi daha çocuk oluyor.’
Aile Bakanlığı bu konu hakkında ne yapıyor?
Aile Bakanlığı bu konu hakkında ne yapıyor?
Aile Bakanlığı yetkilileri, erken yaşta ve zorla evlilikler sorununa çözüm üretirken ‘bölgesel özellik ve önceliklere’ önem verdiklerini vurguluyor ve çalışmaları şöyle anlatıyor:
“Erken yaşta evliliği ortaya çıkaran sebepler yerele özgü olabiliyor. Aynı ilin farklı bölgelerinde farklı sebeplerle ortaya çıkabiliyor.
Sorunun ciddi boyutlarda yaşandığı illere öncelik veriyoruz. 2017’de İzmir Kiraz ilçesi, Diyarbakır, Mardin, Antalya, Kars, Ağrı ve Iğdır’da acil eylem planları uygulamasını başlattık. Bu yıl Van, Bitlis, Muş, Kilis, Hatay, Kahramanmaraş, Yozgat, Niğde, Nevşehir’de eylem planları uygulanıyor.
Şanlıurfa, Aksaray ve Gaziantep için eylem planı çalışmaları devam ediyor. ‘Vaka Yönetimi’ anlayışıyla süreçleri takip ediyoruz. Dava süreçlerine avukatlarımız anında müdahil oluyor, koruyucu tedbirler alınıyor. Mağdur, yetişkin birey olana kadar gözetim altında oluyor ve destek sağlanıyor.”
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı il müdürlerinden Güldeste Acun, çocuklarını erken yaşta evlendirmek isteyenlerin gösterdiği tutumu şöyle özetliyor:
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı il müdürlerinden Güldeste Acun, çocuklarını erken yaşta evlendirmek isteyenlerin gösterdiği tutumu şöyle özetliyor:
“Aileler çocuklarını vermek istemiyor. Sanki yanlış yapan kişiler kendileri değil de bizmişiz gibi davranabiliyorlar. Masanıza gelip yakanıza yapışmaya çalışanlar oluyor.
Çocuğunu erken yaşta evlendirmenin yasadışı olduğunu bilmeyen, geleneklerine göre kendi de erkenden evlenmiş aileler daha ılımlı yaklaşıyor. Suç işlediklerinin farkında olmuyorlar. Ailelere yanlışlarını söylüyor, çocukları için en iyi şartları sağlamak durumunda olduklarını hatırlatıyoruz.
Önceliğimiz çocuğun evlendirilmemesi. Sonraki süreçte okula gitmiyorsa okula devamını sağlıyor, ekonomik sıkıntısı varsa destek oluyoruz. Çocukların yüreğinde ve düşüncelerinde değişiklik yaratmak kolay değil. Kimi zaman evliliği kendilerinin istediklerini zannediyorlar.
Ergenlik döneminin verdiği duygularla, ‘Ben âşığım, seviyorum!’ diyenler oluyor. Onlara evlilikten başka yollar, güzel örnekler gösteriyoruz. Kuruluşlarımızda kalmış ve bugün daha iyi yerlere gelmiş gençlerimizi ziyaret ettiriyoruz.”
“Çocuğun sosyal çevresi destek olmuyor”
“Çocuğun sosyal çevresi destek olmuyor”
Erken yaşta evlenen çocukların karakoldan sonraki durağı ‘İlk Kabul Birimi’ oluyor. Bu birimde çalışan 17 yıllık sosyal hizmet uzmanı İbrahim Gündoğan, şunları anlatıyor:
“Yaşananlar sebebiyle çocuklarda kalıcı hasarlar oluşuyor. Çocuklar çocukluklarını yaşayamıyor. Geçmişi unutturmak da kolay olmuyor.
En ağır sonuçlar, ilerleyen yıllarda tekrar aile kurduğunda nüksediyor. Duygusal anlamda bu travmayı yaşamaya ve etrafına yaşatmaya devam ediyorlar. Erken yaşta evlilikler çoğunlukla yönlendirmeyle yaşanıyor.
Aileler bir an önce bu konuyu kapatmak için çocuğu baskı altına almaya çalışıyor. Çocuklara, ısrarla bunun bir ‘evlilik’ olmadığını vurguluyoruz. Bazen bir yıl evlilik hayatı yaşatılmış çocuklarla da karşılaşıyoruz. Sıkıntımız toplumla…
Özellikle de çocuğun sosyal çevresinden gereken desteği bulamıyoruz. Ailelerin, ‘Bilmiyorduk, resmi nikâh yapacaktık, çocuklar çok ısrar etti’ gibi direnç noktaları oluyor. Aileler en çok yasalardan çekiniyor. Olay ortaya çıkınca her taraf kendini kurtarmaya çalışıyor.”