Anne ve kızlarının ortak kaderi: Çocuk gelin
Dünyada çocuk yaştaki evliliklerin önüne bir türlü geçilemiyor. Resmi verilere göre, çocuk gelinlerin sayısı geçmiş yıllara göre azalsa da hâlâ dünyanın dört bir tarafında kız çocukları, anne olmaya devam ediyor.
Şirvan Oktay Görer /DW Türkçe
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sıklıkla dillendirilen “Annenin kaderi, kızının çeyiz bohçasıdır” söylemi Türkiye’de birçok anne ve kız için gerçek oluyor.
Haberin tamamı için videoyu tıklayın
“Amcanın oğludur”, “Evlenmekten başka çaren yok” gibi dayatmalar ile “berdel” ve “beşik kertmesi” gibi adetler yüzünden hâlâ binlerce kız çocuğu zorla evlendiriliyor.
İstemedikleri bir hayatın kendilerine dikte edilmesi karşısında çaresiz kalan çocuk gelinler, bu zulmün kurbanı oluyor. Bunlardan biri de Gülistan Filiz. Şimdilerde yetişkin bir kadın. Ancak 15’inde istemediği bir evliliğe zorlanmış. 17 yaşında anne olmuş. Hayatını “Çocuğumla birlikte büyüdüm” diye özetliyor:
“On beş yaşımda nişanlandım. Amcam hatta yüzük filan almadan direkt kol saati getirmişti, ‘Bunu koluna takacaksın artık bizim gelinimizsin’ dedi. Yok dememe rağmen işte baba olmadığı için başımızda ‘Evleneceksin, amcanın oğludur. Başka çaren yoktur. Amcan ile ağabeyini birbirine öldürtmeye mi niyetlisin?’ diye mecburen kabul etmek zorunda kaldım.”
“Gözyaşımız aynı”
Eşi cezaevinde olan Filiz’in babası da evlendikten bir süre sonra cezaevine girmiş. Annesiyle nasıl “aynı kadere” itildiğini şöyle anlattı:
“Eskilerin bir lafı vardır ‘Annenin kaderi kızının çeyiz bohçasıdır’ diye. Benim annem de çocuk yaşta evlendi babamla… 13-14 yıldır annemle aynı evi paylaşıyorum, aynı kaderi paylaşıyorum. Bir türlü ne annem beni bırakabilir ne ben annemi bırakabilirim çünkü ikimizin derdi aynı, kaderi aynı, gözyaşı aynı.”
43 yaşındaki Şerife Akgül ise berdel edilerek zorla evlendirilen binlerce kadından sadece biri. Evleneceği kişiyi kına gecesinde tanımış.
Akgül “Amca çocuklarıydık, kayınbabamla amca çocuklarıyız. Babam da dedi: ‘Seni onun oğluna vereceğiz, durumu da yoktur, onun kızını kendimize getireceğiz seni de onun oğluna vereceğiz’. Zaten vermişlerdi de haberim yoktu” diyor.
“Teyzem tül perdeden gelinlik yaptı”
Akgül, “Kına gecesinde eşimi tanıdım, benim gelinliğim yoktu, o zaman gelinlik filan bilmiyorduk. Onu da yengem söyledi kına yoğururken. Yengem terziydi, tül perdeden bana gelinlik yapmış” diye ekliyor.
15 yaşında anne olduktan sonra yokluk içinde çocuğunu büyüten Akgül, berdel yüzünden birçok kez şiddete maruz kaldığını söylüyor:
“Mesela diyelim berdel evlendik, o onu dövüyordu o da (beni) dövüyordu. Böyle yani hep kavgaydı hep sıkıntıydı. Berdel şöyle bir şey yani: Senin ağabeyin onu döverse o da seni dövüyor. Senin annen ona bir şey yaparsa kayınvaliden de aynısını yapıyor, kayınbaban da aynısını yapıyor.”
Gülistan Filiz gibi Şerife Akgül de “kızıyla birlikte büyüdüğünü” belirterek “Beraber hayata devam ettik yokluğun içinde” diyor.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2018 yılında 15 yaşından küçük 167 çocuk doğum yaptı. 15-17 yaş grubunda ise 11 bin 636 çocuk, anne oldu.
Çocuk yaştaki evlilikler, her ne kadar geçmiş yıllara göre azalsa da Türkiye’nin kanayan yarası olmaya devam ediyor.