Avusturya’da Kadın Haklarının 50. Yılı

Avusturya’da Kadın Haklarının 50. Yılı

Dünya Kadınlar Günü’nde kadın hareketinin kazanımları hatırlanıyor – ancak tüm hedeflere henüz ulaşılamadı.

Avusturya’daki kadın hakları için 2025 bir jubile yılı. Bruno Kreisky’nin SPÖ [Avusturya Sosyal Demokrat Partisi] tek başına iktidarında, 1975 yılında yalnızca hamileliğin ilk üç ayında kürtaj suç olmaktan çıkarılmakla kalmadı, aynı zamanda büyük bir aile hukuku reformu da hayata geçirildi. O dönemde özerk kadın hareketi de reformlar için baskı yapıyordu. Ancak bugün, yani 50 yıl sonra, o dönemdeki tüm taleplerin yerine getirilmediğini, kadın hareketinin kurucu üyelerinden Erica Fischer APA’ya verdiği röportajda vurguladı.

1975: Kocanın aile reisi olma konumunun kaldırılması

1975 yılında kocanın aile reisi olma konumu kaldırıldı. Artık erkeğin eşine bir meslek icra etmeyi yasaklama hakkı yoktu, aile ikametgâhı ve soyadı ortaklaşa belirlenebiliyordu. Avusturya Tarih Müzesi [hdgö] küratörü Marianna Nenning, APA’ya verdiği demeçte bunun kadınların günlük yaşamı için önemli bir temel olduğunu belirtti. Müze, bu jübileye özel küçük bir sergi düzenledi – fuaye vitrininde, 2011 yılına kadar yayımlanan kadın dergisi AUF’un bazı sayıları ve bir kadın yazarın daktilosu sergileniyor.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra çok geleneksel bir aile anlayışının hâkim olduğunu belirten Nenning, reformlar öncesinde kadının toplumdaki konumunu şöyle anlattı: Kadın erkeğe bağlıydı, bir işte çalışabilmek için ondan izin alması gerekiyordu, ayrıca ev işleri ve çocuklarla ilgilenmek zorundaydı. 82 yaşındaki Fischer ise, o dönemde bir kız çocuğu ve kadın olarak kendini aşağılanmış hissettiğini söyledi. Bunun, savaş mültecisi olan ailesiyle de ilgili olduğunu belirtti, ancak sadece bununla açıklanamayacağını ekledi. Erkeklerin yaptığı bir işi meslek olarak hedeflemeye cesaret edemediğini söyledi. Oysa bu yasak değildi, ama ona göre “böyle bir şey aklına bile gelmezdi”. Çevirmenlik ve tercümanlık okuduğunu, bunun “erkekler arasında bir arabulucu pozisyonu” olduğunu belirtti.

Kürtaj yasağı kürtajları engellemedi

Kürtajın yasak olmasının, kürtaj yapılmasını engellemediğini belirten Nenning, Fischer’in de yasak olduğu dönemde kürtaj yaptırdığını söyledi. Kürtaj hapı piyasaya sürülmeden önce “hamile kalma korkusunun” sürekli ve korkunç bir duygu olduğunu anlattı.

Fischer, ilk feminist toplantının 1972 yılında yapıldığını belirtti. O dönemde dünyanın dört bir yanında kadın hareketleri doğmuş ve bir uyanış atmosferi hâkim olmuştu. Toplantılara katılan kadınlar hızla çalışma grupları oluşturmaya başlamış ve hareket, parlamento dışında ve sokakta kendini var etmişti.

Erken 20. yüzyıldaki kadın hakları hareketleri esas olarak kadınların seçme hakkını talep ederken, 70’lerin ikinci kadın hareketi aile gibi özel alanları politik bir mesele hâline getirdi. Fischer, hareketin ana taleplerinin başında kürtaj hakkının geldiğini belirtti. SPÖ’nün bu konudaki girişimlerini desteklediklerini ve kürtaj yaptırmak isteyen kadınları o dönemde Yugoslavya’daki bir kliniğe yönlendirdiklerini aktardı.

50 yıl sonra bile kürtaj yasası eleştiriliyor

Nenning, kadın hareketinin reformların hayata geçirilmesinde büyük bir etkisi olduğunu söylerken, Fischer, yasaların nihayetinde SPÖ tarafından çıkarıldığını belirtti. O dönemde SPÖ içinde gelecekte kadın bakanı olacak Johanna Dohnal gibi isimler aktifti. Ancak kadın hareketinin en büyük isteklerinden biri olan kürtaj masraflarının sağlık sigortası tarafından karşılanması talebi 50 yıl sonra bile yerine getirilmiş değil. Kürtajın belirli bir süre boyunca yasal olduğu “Fristenlösung” [süre çözümü] politikası, günümüzde hâlâ eleştiriliyor. Son olarak, aktivistlerin yanı sıra hükümette yer alan SPÖ ve Yeşiller de kürtajla ilgili yasanın tamamen Ceza Kanunu’ndan çıkarılmasını talep etti.

Kadın hareketinin bir başarısının da erkekler ile kadınlar arasındaki şiddet – aile içi şiddetten tecavüze ve çocuk istismarına kadar – konusunu gündeme getirmek olduğunu belirten Fischer, bunun “özerk kadın hareketinin feminist mücadelesine özgü bir katkı” olduğunu vurguladı.

Yeni kadın hareketine tavsiyede bulunan Fischer, özellikle annelik konusuna odaklanmalarını önerdi. “Çocuklar doğduğunda, kadın ve erkek arasındaki güç dengesi değişiyor” dedi. İş piyasasının, toplumun çocuk sahibi olma ihtiyacına pek de duyarlı olmadığını belirtti. Ayrıca, özellikle ABD’de kürtaj haklarının geri alınması gibi gelişmelerle birlikte, kadın hakları konusunda kazanılanların geri alınabileceği konusunda uyardı.| ©DerVirgül

Yayınlama: 06.03.2025
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.