“Kadınlar hiçbir zaman herhangi bir yere sığmak için yaratılmadı”
Dünya Kadınlar Günü için | Kadın olmak ve aynı zamanda göçmen kökenli bir Müslüman olmak her zaman kolay değildir.
Farıza Bızaeva
Çok fazla insan, sorgulanmayan görüşleri ifade etme ihtiyacını hisseder. İki yol arasında gidip gelmek, iki dünyayı dengelemek gibi.
Çok dindar ve asla yeterince dindar olmayan çok küçük dünyalar, kendi aralarında asimilasyon ve kimlik kaybı iddiaları çağrısında bulunuyor.
“Yoksul ve zayıf kurtarılmalı” ile “asil ve onurlu olan hepimizi temsil eder” arasında. Burada her şey var, sadece beni hiçbir yerde bulamıyorum.
Bir toplum nasıl haklı olarak kıyafet kurallarını kınayabilir ve ardından kıyafet yasakları getirmekten bahsedebilir?
Nasıl oluyor da insanlar Allah’ın sevgisinden ve merhametinden söz edip sonra kadınlara sanki ondan muafmış gibi davranıyorlar?
Müslüman kadınların sözüm ona kurtarıcısı olan siyasetçiler, yaptıklarıyla ve sözleriyle hayatlarını zorlaştırmaya nasıl cüret ederler?
Ben ne önyargıların doğrulayıcısıyım ne de çevreyi kirleten biriyim – bir derdim var: bundan bıktım.
Bu yollar bana çok dar, bu dünyalar çok küçük.
Yine de onların üzerinde yürümeliyim, onların içinde yaşamalıyım, çünkü aksi halde -Allah korusun- artık sınıflandırılamam. Aksi halde sistemi tehlikeye atmış olurum.
Siyah ve beyaz, iyi ve kötü, biz ve öteki üzerine kurulu bir sistem.
Birçok Evren – Ama ben bunun içinde yaşamayı reddediyorum.
Sadece kaybedebilecek bir piyon olmayı reddediyorum. Kabul edilmek için kendini küçültmek zorunda olan. Her şeyden çok fazla ve aynı zamanda çok az olan, asla yeterince iyi olmayan, sürekli değerlendirilen. Kadınlar hiçbir zaman herhangi bir yere sığmak için yaratılmadı.
İçinde tek bir yolun taşıyamayacağı kadar çok evren var. Bu nedenle, sevgili ve daha az değerli dünya sakinleri, beklentilerinizi, fikirlerinizi, arzularınızı ve kurallarınızı alın, bunlar size aittir ve hiçbir zaman bizim olmadı. | © DerVirgül