‘’Doğu Türkistan ve Hak İhlalleri’’

İnsan hakları bölünemez ve Müslüman azınlıklar yalnızca kendi dininden olanların değil, bu değerleri savunduğunu söyleyen tüm devletlerin, insan haklarına saygısını garanti eden tüm uluslararası kuruluşların korumasına güvenmelidir.( AGD Basın Açıklaması)

‘’Doğu Türkistan ve Hak İhlalleri’’

Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerini gözaltı merkezlerinde, “Terörle mücadele maskesi altında kitlesel bir hapis politikası güttüğü”, uluslararası gözlemciler tarafından söylenmekte. 

Doğu Türkistan’da yaşananlar kapsamında, 2018 tarihi itibariyle faaliyetlerine Viyana merkezli olarak başlayan, Avrupa Gençlik Derneği (AGD), ‘’Doğu Türkistan ve Hak İhlalleri’’ başlıklı bir basın açıklamasında bulundu.  

Yapılan basın açıklaması şöyle: 

‘’2020 yılının başlarındayız.

Bu günlerde de İkinci Dünya Savaşının ardından geçen 75 yıla rağmen yeryüzünde barış ve adaletin tesis edilemediğine tanıklık ediyoruz. Dünyanın birçok yerinde insan hakları ihlallerinin yaşandığını, temel hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığını görüyoruz. Zulüm, kan ve gözyaşına şahit oluyoruz.  

Baskı ve şiddet politikaları tüm dünyada süregelmektedir. Baskı ve şiddet politikalarının uygulayıcılarından biri de maalesef Çin’dir.  

Çin, 1949 yılından bu yana kontrolü altında bulundurduğu Doğu Türkistan’da Müslümanlara her türlü baskıyı uygulamaktadır.  

Çin yönetiminin küresel ekonomik güç olma yolunda çabaları ve boşluk bırakmayan bir diplomasi yürütmesi Doğu Türkistan’la ilgili sağlıklı bilgi almak ve oradaki Müslümanlarla iletişim kurmanın önüne geçmektedir.  

Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin birçok temel haktan mahrum bırakıldığına, katliam, zulüm, işkence ve baskılarla inanç ve düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığına, toplama kamplarına hapsedilmiş bir yaşama zorlandığına, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair haberler canımızı yakmaktadır.  

Çin devleti, Doğu Türkistan toplama kamplarında yaptığı zulüm ve haksızlıkları, Müslümanların zorla kamplara götürülüp aylarca, hatta yıllarca orada dini ve etnik kimlikleri üzerinden asimilasyona uğratıldıklarını gizlemektedir. Çin devleti basın ve dünya kamuoyundan gizlenen bir süreç yürütmektedir.  

Afrika’dan Asya’ya birçok İslam ülkesiyle ticari ilişkileri olan Çin, Müslüman Doğu Türkistan halkına zulüm etmektedir.  

Çin yönetimi, Müslüman Doğu Türkistan Halkının ve Çinli Müslümanların haklı taleplerini susturmak, örtbas etmek ve bu halkların dış dünyayla irtibatlarını kesmek yerine farklı kimliklerin temel hak ve özgürlüklerini yaşayabilecekleri bir zemin oluşturmanın gereklerini yerine getirmelidir.  

İslam ülkelerinin, Müslüman Doğu Türkistan halkının talepleri doğrultusunda Çin’e karşı birlikte hareket etmeleri ve her platformda bu konuyu dile getirmeleri Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin seslerine ses katacaktır.  

Ayrıca BM ve Avrupa Birliği gibi Uluslararası kuruluşların buradaki insanlık dramına sessiz kalması beklenemez.

Komünist Çin rejiminin Müslümanlara yönelik baskı ve şiddeti her geçen gün artmaktadır.

Bu zulme sessiz kalmak insanlığın hiçe sayılması anlamına gelecektir.  

Diğer taraftan biz tüm dünyada savaştan ve çatışmadan değil, barıştan ve diyalogdan yanayız.  

İstediğimiz hakkın ve adaletin hâkim olduğu bir dünyadır.  

Biz bu coğrafyada hak ve adalet ekseninde tüm farklılıklarımızla birlikte barış içerisinde yaşamak istiyoruz.  

Biz bu coğrafyada insanların hak ve hukuklarının gözetilmesini istiyoruz.  

Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanımızın dahi haksızlığa uğramasını istemiyorsak, bunun yolu hak ve adalet ekseninde Yeni Bir Dünya’dan geçer.  

Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak, bunun yolu tüm yeryüzünde adil bir düzenin kurulması için gayret etmekten geçer.  

Biz her zaman zalime karşı, daima mazlumun yanında olacağız. Doğu Türkistan ve diğer zulüm altındaki beldeler zulümden kurtuluncaya kadar mücadelemiz sürecektir.  

Avrupa Gençlik Derneği Genel Merkezi’’ /virgül 

© Bild: virgül

 

Yayınlama: 20.01.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.