Sibel Ada: ‘’Bilim Sadece Erkeklerin İşi Değildir!’’

Viyana Tıp Üniversitesi Beyin Araştırma Merkezi’nde Nörobiyolog olan Sibel Ada, Der Standard gazetesine verdiği makalesinde, kadın filozof ve bilim kadınları üzerindeki erkek baskısına dikkat çekti. ‘Sibel Ada, Yetiş Bacım Denek Başkanı Hanife Ada’nın Kızı.’

Sibel Ada: ‘’Bilim Sadece Erkeklerin İşi Değildir!’’

Viyana’da Nörobiyolog Sibel Ada, tarih boyunca bilimsel alanda erkeklerin ön plana çıkartılmasına eleştirel bir yaklaşım sunan bir makale kaleme aldı.

Beyin araştırmacı Sibel Ada’nın makalesi, Avusturya’nın saygın gazetelerinden Der Standard’ta yayınlandı.

Sibel Ada Kimdir?

Sibel Ada

Sibel Ada, Viyana Tıp Üniversitesi Beyin Araştırma Merkezi’nde kronik ağrının sinirsel temelinin ne olduğunu bulmaya çalıştığı bir nörobiyolog.

Daha önce FH Technikum’da Biyomedikal Mühendisliği okudu ve eğitimine Moleküler Biyoloji alanında yüksek lisans ile devam etti.

Yüksek lisans derecesinin bir parçası olarak, Moleküler Patoloji Enstitüsü’nde (IMP) fare beynindeki kaygı ve ödül davranışının nasıl kodlandığı üzerine çalıştı.

Ayrıca, Avusturya’da faaliyet gösteren ‘’Yetiş Bacım Yardım Derneği’’ kurucusu ve başkanı olan Hanife Ada’nın kızıdır.

Sibel Ada Der Standard gazetesinde yayınlanan (Wissenschaft ist Männersache) ‘’Bilim Erkeklerin İşidir’’ başlıklı makalesinde, bilim tarihinde ataerkil hakimiyete eleştirel bir gözle bakarak, kadın filozoflardan örnekler sunmaktadır.

Ada, çoğu zaman – ama sadece erkekler tarafından değil – erkekler daha akıllı ve daha kararlı olduğu söylenir.

Buna kanıt olarak örnek verilecek olunursa, tüm Nobel ödüllerinin 776’sının erkeklere gittiğini, kadınlara sadece 51 Nobel ödülünün verildiğini söylemektedir.

Ada makalesinde kadın filozoflardan örnekler vererek, İskenderiyeli Hypatia’yı öne çıkarmıştır.

Bilimi ve zerafeti ile ünlü olan bu filozof ve matematikçi, Atina’da eğitimini tamamladıktan sonra İskenderiye’ye yerleşmiş ve orada bir okul açmıştır.

Hypatia’nın İskenderiye’de yeni Platonculuğu yansıtan felsefesi, yaklaşımı bakımından Atina okuluna göre daha araştırmacı ve bilimsel nitelikteydi, ayrıca Atina okulu kadar mistik eğilimler taşımıyordu.

MÖ 3. yüzyıldan başlayarak altıyüz yıllık bir süre boyunca insanların İskenderiye’de başlattığı düşünsel ortamdan sonraki baskı ve korku bütün izleri yok etmiştir.

Sibel Ada, Hypatia’nın kariyeri ve hayatının nasıl sona erdiğine de değinerek, erkek egemenliğinin kadın filozoflar üzerindeki baskısına dikkat çektiği görülmekte.

Hypatia o dönemde ilk Hristiyanlarca büyük ölçüde putperestlikle özleştirilen öğrenim ve bilimi simgeliyordu.

Bu nedenle İskenderiye’de Hristiyanlar ve Hristiyan olmayanlar arasındaki gerginlik ve çatışmaların öne çıkan ismi olarak görülüyordu.

Rahip Cyrillos’un İskendiriye’ye Başpiskopos olmasından sonra gerginlikler daha artar ve onun yandaşlarının oluşturduğu bir kitle tarafından üniversitenin önünde taşlanarak linç edilir.

Hypatia midye kabuklarıyla etleri parçalandıktan sonra yakılarak öldürülür.

Ada makalesinde Charles Darwin’e de atıfta bulunarak, Hypatia ile Darwin aynı dönemde yaşasalardı, beraber çalışabilirler miydi sorusunu yönelterek, Darwin’in ‘’İnsanın Türeyişi’’ adlı eserinden bir alıntı yaparak, kadının entelektüel olmasının, erkeğin gözünde pek bir şey ifade etmediğini belirtiyor.

Sibel Ada, günümüz dünyasında mevcut üniversitelerde bilim insanlarının, kadın araştırmacı ve bilim kadınlarına bakışının cinsiyetçi olduğunun altını çizdi./virgül

Yayınlama: 15.09.2019
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.