Viyana’da Kadına Şiddetin Boyutları Tartışıldı

Avusturya’nın Başkenti Viyana’da, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü vesilesiyle, uzman pedagog aile ve sosyal danışmanı mag. Seher İşçel, şiddetin farklı boyutlarını içeren bir seminer geçekleştirdi.

Viyana’da Kadına Şiddetin Boyutları Tartışıldı

”25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü” kapsamında Başkent Viyana’da  ‘’Helix Helezon’’ tarafından bir sunum gerçekleştirildi.

 

10. Viyana Bölgesinde gerçekleşen semineri Uzman Pedagog Aile ve Sosyal Danışmanı mag. Seher İşçel  verdi.

 

Seminere ”25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü”, nedenleri ve doğuş tarihinin anlatılmasıyla başlanıldı.

 

25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel’in cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu.

 

Mirabel kardeşlerin, tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı ve onlar diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü oldu.

Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999’da, 25 Kasım’ın “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak benimsenmesine karar verildi.

 

► Avusturya’da Kadına Karşı Şiddetle Mücadele 

► Neden ”25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü?”

 

Temel bilgiler verildikten sonra, günün anlamını ekranlardan gösterilen, kadına şiddet haberlerinin yer aldığı gazete kuponları izledi.

Seher İçşel kadına şiddeti ele alırken, farklı bir yol izleyerek, şiddetin tüm boyutlarını gözler önüne serdi.

Seminerde verilmek istenen mesaj, insanların uyguladıkları şiddetin farkında olmadıklarını, hatta uyguladıkları şiddetin ‘’şiddet’’ olmadığını savundukları yönünde oldu.

Şiddetin çok çeşitli versiyonlarının olduğunu, fiili şiddetin dışarıdan rahatça görüldüğü için anlaşılır olduğunu, lakin duygusal ve psikolojik şiddetin, şiddete maruz kalanın beyan etmemesi halinde anlaşılmasının güç olduğuna işaret edildi.

 

İşçel, çoğu kadınların şiddet gördüklerinin farkında olmadıklarını, içinde bulundukları koşulların, onlara uygulanan ‘’duygusal ve psikolojik’’ şiddeti sıradanlaştırdığını belirtti.

Öfke kontrolü ve öfkenin hayatımızdaki yeri konusuna değinen İşçel, öfkenin bir duygu olduğunu, öfkenin zaman zaman bizleri hakkımızı aramamız gerektiğini söyleyen duygu birikimi, ama aynı zamanda kontrol dışına çıktığında şiddet uygulamamıza neden olabilme özelliği taşıdığını söyledi.

 

Çocuklarımıza davranışlarımızda, bilmeden de olsa duygusal şiddet uygulandığının altını çizerek, çocuğumuza yaptırmak istediğimiz bir eylem için, ‘’bunu yapmazsan seni artık sevmem’’ örneğini vererek, çocuk karşısında istismarcı bir duruma düşüldüğünü belirtti.

 

Aile içi şiddetin daha iyi anlaşılması için, davetliler arasından seçilen gönüllülerle doğaçlama bir dram gösterimi yapıldı.

 

Şiddetin temeline ışık tutulmaya çalışılan seminerde, görünün şiddete (fiili) müdahalenin kolay yapıldığı ama görünmeyen şiddettin çocuklarda ve kadınlarda yaratacağı tehlikeye dikkat çekildi.

Katılanların neredeyse tamamının kadın olduğu, seminer soru-yanıt bölümünden sonra, sona erdi. / Suna Yıldırım Virgül.at

 

 

 

Yayınlama: 25.11.2018
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.