Hata yapmanın aslında bizim için iyi olduğuna dair 6 neden
Amerika’nın keşfinden dil sürçmelerine ve hafızalardan silinmeyen gaflara pek çok örnek gösteriyor ki, hata yapmak dünyanın sonu değil.
Aksine hata yapmak bizim lehimize işleyebilir.
Deneyimli gazeteci Mark Tully, BBC Radio 4 için hazırladığı hata yapmakla ilgili programda, yanlış yapmanın altı faydasını sıraladı.
1. İnsan böyle böyle öğreniyor
Şu eski deyim kulağınıza yabancı gelmiyor olmalı: “Hatadan ders almak.”
Araştırmalara göre “Dene ve yanıl” yöntemi gerçekten de beynin ve kabiliyetlerin gelişmesinde önemli rol oynuyor.
Yürümeyi öğrenen bir bebeği, hareketlerini en mükemmel hale getirmeye çalışan cimnastikçiyi ya da nihayetinde jüriyi etkileyebilmek için aynı yemeği 20 kez yapan bir aşçıyı düşünün…
Michigan Üniversitesi’ndeki psikologların araştırması, hatalarımızdan öğrenmemiz için önce “gelişimci zihniyete” (growth mindset) sahip olmamız, yani zekamızın üzerinde çalıştırıp geliştirebileceğimiz bir şey olduğuna inanmamız gerekiyor.
Psikologlar 123 çocukla yaptıkları araştırmada, zekanın sabit bir şey olmadığını düşünenlerin hatalarına daha fazla dikkat ettiğini ve sonuçta daha fazla şey öğrendiğini gördüler.
2. Beklenmedik olumlu sonuçları olabilir
Kaşiflerin çoğu, buluşlarını yaptıkları hatalara borçlu.
Mikrodalga, Post-It adlı verilen yapışkan kağıtlar ve kalp pilleri, bunlardan sadece bazıları.
İskoç bilim insanı Alexander Fleming de 1928’de ufak bir hata yaptığında, tarihi değiştirecek bir buluşa imza atacağını bilmiyordu.
Bakteriler üzerinde çalışan Fleming tatile giderken bakterilerle dolu petri kabını açık unuttu ve kaplar kontaminasyona uğradı. Bu kapları temizlemeye koyulan Fleming, içlerinde bakteriler yerine küf mantarları olduğunu fark etti. Üstelik bu herhangi bir küf değildi, Penicillium Notatum adı verilen özel bir küf mantarıydı.
Bu buluş, bakteriyel enfeksiyonlarla mücadele etmeye yarayan penisilinin geliştirilmesinin ve üretilmesinin önünü açtı.
90 yıl önce yapılan bu şaşkınlık, bugün milyonlarca hayat kurtarıyor.
3. Kim olduğumuzu görmemizi sağlar
Hata yapmak birçoğumuz için çok utanç verici olabilir.
İrlandalı yazar ve şair Oscar Wilde, “Deneyim, insanların hatalarına verdikleri isimdir” demişti.
Wilde çok önemli bir noktaya parmak basmıştı: İnsanın kendisini ve hayatı daha yakından tanıması için, önce işleri mahvetmekte fayda var.
Çok büyük bir sınavda başarısız olduğunuzda, koca bir hayal kırıklığıyla nasıl başa çıktığınızı görmüş olursunuz, örneğin. Ya da aile içinde büyük bir sırrı yanlışlıkla ifşa edip absürt bir muhabbetin içinde nasıl hayatta kalabileceğinizi öğrenirsiniz.
19. yüzyılda vaiz William Miller ise yanlışlıkla binlerce kişiyi kıyametin yaklaştığına inandırdığında, hatasına sahip çıkacak kadar cesur olduğunu öğrenmişti.
Miller, Hazreti İsa’nın 22 Ekim 1844’te yeryüzüne geri döneceğini öngördü ama binlerce kişi İsa’nın ortaya çıkmamasıyla hayal kırıklığı yaşadı. Olay “Büyük Hayal Kırıklığı” adıyla tarihe geçti.
Birçok insan Miller’a öfkelendi ve onunla dalga geçti ama Miller izleyicilerinin önünde hatasıyla yüzleşti:
“O dönem hepimiz İsa’nın kendisinin geleceğini düşündük. Şimdi hata yapmadığımızı iddia edersek bu dürüst bir tavır olmaz. Asla hata yaptığımızı itiraf etmekten utanmamalıyız.”
4. Hedeflerimize ulaşmamız için bizi özgür bırakır
Bırakın gitsin!
Hata yapma korkusuyla yaşamak birçok şeyi kaçırmanıza neden olabilir.
Eski ABD Başkanı Theodore Roosevelt şöyle der: “Hiç hata yapmayan insan hiçbir şey yapmayan insandır”
Başarısızlık korkusu yeni şeyleri denememize engel olabilir. Hatalarını kabul etmek ise sınırsızca hedeflerimize doğru yürüyebilmemiz için bizi özgür bırakır.
5. Önceliklerimizi anlamamıza yardımcı olur
JK Rowling, olabilecek en kötü şey gerçekleştiğinde zaten korkunun azaldığını söylüyor.
Harry Potter’ın yazarı JK Rowling 20’li yaşlarının ortasında kendini her yönden koca bir başarısızlık içinde hissettiğini söylüyor.
Daha genç yaşta evliliği paramparça olmuş, kızıyla beraber yoksulluk içinde hayatta kalmaya çalışırken kim onun başarılı bir yazar olabileceğine inanırdı ki?
2008’de Harvard Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde konuşan Rowling o günleri şöyle anlatmıştı:
“Kendime olduğumdan başka biriymişim gibi davranmayı bıraktığımda, bütün enerjimi benim için gerçekten önemli olan tek işe verdim.
Özgür kaldım çünkü en büyük korkum zaten gerçek olmuştu ve hayattaydım. Sevdiğim bir kızım, eski bir daktilom ve aklımda koca bir fikrim vardı.”
Rowling tabii ki bunun karşılığını aldı ve Harry Potter kitabı sayesinde, dünyanın en tanınmış ve en zengin yazarlarından biri oldu.
6. En azından gülecek bir anımız olur… Yani biraz daha sonra…
Shakespeare’in “Yanlışlıklar Komedyası” gibi eserlerinin en önemli özelliği, gaf ve yanlış anlaşılmalar üzerine kurulu olmaları.
Yani, biraz uzaktan baktığınızda hatalar çok ama çok komik olabilir.
Eğer sabah yanlışlıkla pijamalarınızla kapının önünde kaldıysanız ve eve giremiyorsanız, unutmayın ki yakında buna kahkahalarla gülüyor olacaksınız.