Hilal Cebeci: Gerçek bir devrimci olmaya çalışıyorum

‘Bella Ciao’ (Çav Bella) klibiyle tepki çeken Hilal Cebeci ‘Kendimi sola daha yakın hissediyor, gerçek bir devrimci olmaya çalışıyorum’ dedi.

Hilal Cebeci: Gerçek bir devrimci olmaya çalışıyorum

Çektiği “La casa de papel” dizisi temalı ‘Bella Ciao’ (Çav Bella) klibiyle tepki toplayan Şarkıcı Hilal Cebeci, bunun üzerine işçi kıyafetiyle çöp topladığı görüntülerin yer aldığı yeni bir klip yayınlamıştı.

Tartışmalara ilişkin röportaj veren Cebeci, “Kendimi sola daha yakın hissediyor, gerçek bir devrimci olmaya çalışıyorum” dedi.

Cebeci, ayrıca babasının idamla yargılanma hikâyesini de anlattı.

Hürriyet’ten Hakan Gence’ye konuşan Cebeci’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“‘Çav Bella’yı yeniden yorumlamaktaki amacınız dikkat çekmek miydi?

Bir sanatçı olarak sevdiğim bu şarkıyı yorumlamak istedim.

Tabii amaç ses getirmek, konuşulmak, eğlendirmek, duyguları daha çok paylaşmak, 8 yaşındaki çocuğun diline düşürmek, 15 yaşındaki genci şarkıdan haberdar etmekti.

 

Klipteki dans sahnelerine ve popo sallama figürlerinize gelelim.

Neden bir direniş şarkısına bunları eklediniz?

Elektronik dans müziği yaptım.

Ben klipte dans etmeseydim insanlar bu şarkıyla dans etmeyecek miydi?

O halde niye yeni bir versiyon hazırladınız?

Daha önce bir proje yapmıştım, zor işlerde çalışan emekçilerin bir gününe ışık tutmuştuk.

Aslında ilk klibe bu görüntülerle girmeyi düşünüyordum ancak ikinci klibe erteledim.

İlk klibim de hâlâ yayında.

Danslarınızın ‘kapitalizm ve emperyalizm’i simgelediğini söylemişsiniz.

Bağlantıyı anlayamadım…

 
Danslar yani eğlence sektörü, maalesef kapitalizmin bir aracı olmuş durumda. İnsanlar dans edip eğlenmek için para harcamak zorunda.

Eser, içerik olarak kapitalist ve emperyalist bir düzene karşı yazılmış notlardan oluşuyor.

Amacım rutinin dışına çıkarak, insanları şaşırtıp düşünmeye sevk etmekti.

Sosyalist bakışın bu denli heyecanlanmış olması beni de çok umutlandırdı.

Her daim heyecanımızı yüksek tutmalıyız.

 

‘Çırpınırdı Karadeniz’i de böyle dans edip söyleyebilir miydi?’ diyenlere cevabınız ne?

‘Çırpınırdı Karadeniz’i elektro dans müziğiyle söylemeyeceğim gibi dans da etmem.

Bizim kültürümüzde bazı şeyler kutsal kabul edilir.

Bu tarz eserler de kutsaldır, saygı duyulmalıdır.

Dans ederek söylemek saygısızlık değil tabii ancak şarkının ritmine, makamına bağlı kalınmalı diye düşünüyorum.

 
‘Çav Bella’ da 2. Dünya Savaşı sırasında İtalyan partizanların söylediği bir şarkı ama…

Avrupa’daki kültüre göre bir işçi marşı önemlidir, saygı duyulmalıdır ancak dans etmek, tekno müziklerle söylemek saygısızlık kabul edilmez.

Artık evrenselleşmiştir, herkesin şarkısıdır.

 

‘Bu şarkıyı söyleyerek devrimcilerin ruhunu sızlattı’ eleştirilerine ne diyorsunuz?

Bunu devrimcilerin ruhlarına sormak lazım.

Böyle düşünen insanların devrimcilik nedir, bu ideoloji neyi savunur, insanın gündelik hayatına nasıl yansımalı gibi sorularla meşgul olmalarını tavsiye ediyorum.

 

Siz solcu ya da devrimci misiniz?

Kendimi sola daha yakın hissediyor, gerçek bir devrimci olmaya çalışıyorum.

 

Marx, Engels, Lenin… Bu isimlerden hangisini kendinize daha yakın hissediyorsunuz?

Bana göre en iyi lider hayatını anlayabildiğiniz ve onu günlük yaşantınıza sokabildiğiniz kişidir.

Mustafa Kemal Atatürk’ten daha iyi bir dünya görüşüne sahip, daha iyi bir devrimci açıkçası tanımıyorum.

 

Sosyal medyada ‘Türkiye’de sol bitmiş’ diye yazdınız. Bu kanıya nasıl vardınız?

Sosyal medyada kendisini solcu olarak tanımlayan bireyler, solcuların bana çok kızdıklarını ifade etti.

Sol bir görüştür, ben ise bir bireyim.

Eğer solcular bireylerin peşine takılıp siyaset yapıyor ve buna kafa yoruyorlarsa maalesef bittikleri anlamına geliyor, üzgünüm.

 

‘Babam devrimci olarak öldü, işkence gördü, akciğer kanseri oldu’ diye bir paylaşım yaptınız. Babanız Zeki Ordu’nun hikâyesi neydi?

Babam bir işçiydi.

Maalesef ülkemizin geçirdiği değişim yıllarının zorluklarını yaşamış.

Babam gibi nice devrimciler, siyasi olarak da sağcılar veya solcular çok çeşitli zulümler görmüş.

Tabii bu da babamın sağlığını kaybetmesine neden olmuş.

Maalesef genç yaşta bizlere veda etti.

 

Biraz anlatır mısınız?

Babam 12 Mart sonrasının uydurma davalarından olan Sabotaj Davası’nın sanıkları arasında yer almış, idamla yargılanmış, hapis yatmış ve kontrgerillanın işkencesini yaşamış.

1974’te delil yetersizliğinden beraat etmiş.

Onu 2002’de, 56 yaşında akciğer kanserinden kaybettik. Annem hayatta, 65 yaşında.

Babam vefat etmeden önce ayrılmışlardı.

Çok iyi bir insan, emekçi ve devrimciydi.”

 

Röportajın tamamını okumak için tıklayın…

 

Yayınlama: 21.10.2018
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.