“Sosyal medyada ‘like’ ve ‘tık’ almayı saplantı haline getirmek, psikolojik zafiyet belirtisidir”

Uzmanlar, sosyal medyada paylaşımlarının “tıklanıp” “like” almasının bazıları için takıntı haline geldiğini, alamayınca da mutsuz olduklarını kaydederek, “Psikolojik zafiyet belirtisi” olarak niteledikleri bu duruma karşı psikoloğa gidilmesini önerdi

“Sosyal medyada ‘like’ ve ‘tık’ almayı saplantı haline getirmek, psikolojik zafiyet belirtisidir”

Sosyal medya artık insanların yaşamlarının vazgeçilmez bir parçası.

Kullanıcı sayısı arttıkça kullanım amacı da ona göre yaygınlık göstermeye başladı.

Kimisi haber takip ederken, kimisi de anlık duygularını en özel fotoğraflarını paylaşıyor.

Hal böyle olunca kimi insanlar için çok takipçisi olması ve paylaşımlarının beğeni alması da önemli bir hale gelmiş vaziyette.

Ancak sosyal medyada izlenmek, “like” olarak da bilinen “beğeni” alma kaygısı bazı insanları abartılı söylemlerin hatta davranışların içine sokabiliyor.

Bu kimi zaman kendileriyle ilgili özel bir bilginin deşifresine neden olduğu gibi kimi zaman da mahkemelik olmalarına hatta daha vahim sonuçlara neden olabilmekte.

Örneğin geçtiğimiz günlerde Amerika’da “TikTok” kullanıcıları arasında son dönemlerde yaygınlaşan ve “meydan okuma” olarak bilinen bir oyuna katılan 15 yaşındaki lise öğrencisi Chloe Phillips, canlı yayında kullandığı aşırı doz alerji ilacı nedeniyle hayatını kaybetti.

Peki “like alma” veya “tıklanma” kaygısı insanların psikolojisinde sorunlara yol açabiliyor mu?

“Sosyal medya ile kendini başkalarıyla kıyaslama arttı”

Konuyla ilgili görüşünü sorduğumuz uzmanlardan Uzman Klinik Psikolog Cansu Yurtseven, “Son günlerde sosyal ağların önem kazanmasıyla birlikte bireyler de kendilerini, özel hayatlarını, yedikleri yemekleri ve gezdikleri yerleri paylaşmaya başladılar” dedi.

Sosyal medyanın iletişimi güçlendiren özelliklerinin yanı sıra pek çok da işlevsiz yönünün ortaya çıkmaya başladığını belirten Yurtseven, şunları söyledi:

“Bunların en başında kişilerin hem kendilerini, hem partnerlerini hem de yaşadıkları hayatı kıyaslaması, yetersizlik ve eksiklik duygularının pekişmesi, diğerini geçme/daha çok tercih edilme, beğenilme amacı güdülmesiyle riskli durumların içerisine girme gibi faktörler yer almaktadır.”

“Kişi tık almayı hedeflemekte, böylelikle de aşağı hissettiği bu duygulardan kurtulmayı hedeflemektedir”

Sosyal ağ kullanımının yer yer amacından saparak bir rekabet alanı haline getirildiğini de söyleyen Yurtseven, sözlerini şöyle devam ettirdi:

Dolayısıyla buna eşlik eden photoshop kullanımıyla daha zayıf, uzun, kaslı (olduğundan farklı) görünme amacı da artmıştır. Bu gibi tutumların temelinde kusurluluk, yetersizlik, başarısızlık ve aşağı olma algısı yatmaktadır.

Kişi başvurduğu bu yollar sayesinde daha fazla beğeni ve tık almayı hedeflemekte, böylelikle de aşağı hissettiği bu duygulardan kurtulmayı hedeflemektedir.

Buna eşlik eden keyifli, eğlenceli ve rekabet içeren videolar gündeme gelmiş olup, buralarda da beğeni, yorum, paylaşılma ve tık alma amacı güdülmüştür.

Kişinin bu amaçlarının gerçekleşmesi onu tüm olumsuz ve yetersiz duygularından kurtaracak, aynı zamanda iyi hissetmeye ve yer yer sahte bir kimlik/benlik oluşumuna sebep olacaktır.

“Beğeni almadığınızda dert edip, takıntı ediyorsanız uzman desteği alınmalı”

ABD’deki olayı anımsatan Yurtseven’in aşırı derecede teknoloji ve sosyal medya kullanan kişilere veya çocuğu bu durumda olanlara da uyarıda bulundu

Yurtsevne şunları söyledi: 

Like (beğeni), tık, yorum alamadığınızda kendinizi kötü hissediyor ya da çocuğunuzun kötü hissettiğini gözlemliyorsanız, bunu takıntı haline getiriyor ya da çocuğunuzun takıntı haline getirdiğini fark ediyorsanız, herhangi bir yardım, destek amacı gütmeyen meydan okumalara katılıyor ve bu meydan okumalarda riskli davranışlar sergiliyor ya da çocuğunuzun sergilediğine şahit oluyorsanız olumsuz davranışlar güçlenmeden önleyebilmek adına bir uzman desteği alınmalıdır.

“Benlik saygısı ve özduyarlılığı zayıf olanlarda görülüyor”

Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan ise sosyal medyada aşırı derecede beğenilme veya beğenilmeme halinde mutsuz olmanın bir hastalık olmaktan ziyade psikolojik bir zafiyeti gösterdiğini belirterek, “Benlik saygısı zayıf, özduyarlılığı olmayan ve çocukken yeterli düzeyde sosyalleşemeyen insanlarda görülür” dedi.

Akcan, benlik saygısı ve özduyarlılığı zayıf olan insanların özelliklerini şöyle anlattı.

Bu kişilerin benlik saygısında olumsuz duygular var. O nedenle sosyal medyada sık görünerek kendisinden bahsedilmesini konuşulmasını isteyerek mutlu oluyorlar.

Özduyarlılığı zayıf insanlar ise olumsuz, genel duyguları bireyselleştiriyorlar.

Diyelim ki sosyal medyada paylaşımları beğenilmeyen ve bu takmayan onbinlerce insan da var.

Ama özduyarlılığı zayıf olanlar bu olumsuzluğu kendine mal edip mutsuzlaşabiliyor.

Özellikle çocukluk dönemlerinde diğer çocuklarla yeterli derecede sosyalleşemeyen insanlarda bu sorunlar daha fazla görülebiliyor.

 

“Sosyal medya kullanıcılarının üçte birinde bu sorun var”

Sosyal medyada beğenilme kaygısı yaşayan ve beğenilmeyince bundan olumsuz etkilenenlerin tüm kullanıcıların üçte birine ulaştığını öne süren Akcan, bu duygulardan ileri derecede olumsuz etkilenmeye başlayan insanların bir psikologtan destek alması gerektiğini de kaydetti.

“Gençler arasında yaygın. Beğenilme kaygısıyla ipin ucunu kaçırıyorlar”

Psikiyatrist Dr. Rıdvan Üney de bu sorunun özellikle ergenlik çağlarındaki gençler arasında daha fazla olduğunu öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“O yaşlarda fiziksel değişimle birlikte kendini beğenmeme durumu çok fazladır. Ailelerden de eleştiri çok oluyor.

Bu nedenle ergenlik dönemindeki gençler olumsuz bir dönemden geçiyor ve beğenilme kaygısı çok artarak, bu kaygıyla biraz aşırıya kaçıp ipin ucunu kaçırabiliyorlar.

Beğeni aldıkça da önemsendikçe paylaşımlarını daha bir üst seviyeye çıkarıp bazen risk içeren hareketler de paylaşabiliyor.

Çünkü o yaşlarda risk algısı da insanın daha düşük oluyor.” / The Independentturkish

Yayınlama: 10.09.2020
A+
A-
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.